Beni bu kafeste mi tutacaklar? Biz bize can vermedikçe tez biter oyun

379 35 31
                                    

"Nisaa!" Babasının sert sesiyle irkildi. Ellinde ki cezve, sıçradığı için bütün kahve ellinin tersine dökülmüştü. Şu an elinin acısını düşünemeyecek kadar korkuyordu. Babasının bu kadar yüksek sesle bağırmasını sebebini bilmediği için korkuyla yerine sindi. İlk defa böyle bir şey yaşadığı için panik olmuş, kaçmak ve ya saklanmak için bir şey yapamadı. Adımları buz tutmuştu sanki. Içinde ki korku zincirleri birbirine düğüm atıkça daha daha da büyüyordu.

"Sen başımıza oruspu mu kesi- tövbe yarabim tövbe " Babası mutfak kapısının önünde durup, tükürükler saçarak bağırınca, Nisa algıladığı cümlelerin nereye çıktığını anlamıştı. Elbet öğreneceklerdi, bunun hep korkusuyla yaşamıştı. Ama tek korkusu Ilgın'a bir şey yapmalarıydı, kendini kabul ettikten sonra canını da umursamayı bırakmıştı.

"O kız yüzünden, o kız bozdu senin ahlakını!" Ilgın'ın adı geçtiğinde, kalbinde ki korku yeniden nüksetti. Kendisine nefretle bakan babasının ayağına kapandı.

"Beni istersen öldür, istersen başkasıyla evlendir. Ama Ilgın'a dokunma, o hiç bir şey yapmadı. Her şeyi kendi isteğimle yaptım" Babası ayağıyla itekledi, Ellerini. Mikroba bakar gibi baktı, bir zamanlar gurur kaynağı olacağına inandığı kızına. 

"Dokunma bana, günahkârsın sen, bizi de günahlarına bulaştırma" acı acı güldü Nisa, günahı bir kızı saf duygularıyla sevmek ise, varsın günah olsun.

"Peki ya sizin günahlarınız!" Derken buldu kendisini. Çocukluğu geldi aklına  babasının 'günahkârsın' sözüyle. Babası, sözüyle ona doğru atılıcağı sırada, Nisa bağırarak içinde ki eksikliği, nefreti, özlemi kustu.

"Bir çocuğu dünyaya getirip, sonra sanki o bunu seçmiş gibi, ondan nefret edemezsiniz, yapacağınız tek şey, saçlarını okşamak, güzel bakmak en kötüsü bir afferin demek. Ama hayır siz yapar mısınız? Otoriter çiftimiz. Bir kere ya sadece bir kere, kızım ne istiyorsun, ne düşünüyorsun dediniz mi?" Nefes nefese sıraladığı cümlesinin sonunda göz yaşlarını sildi. Derin bir nefes çekti içine.

"O kız aklını yıkadı, sen böyle değildin"

"O kız sayesinde ben gözümü açtım! Sizin sevgi denen şeyden haberinizin olmadığını o gösterdi.  Ben herkesin Ailesi böyle sanıyordum ya, oysa hep kendi hayallerinizi üstümde denediniz, herkesin normal dediği, gezmek denilen şeyi bile kısıtladınız! Ben 13 yaşındaydım beni eve kapatıp, ev işleri yaptırdınız-"

"Sus! Yoksa elimde kalacaksın" Babasının sinirden kasılan yüzüne alayla gülümsedi. Susmaya asla niyetli değildi Nisa.

"Susmayacağım! Madem her şey ortaya çıktı, konuşalım dürüstce. Ne oldu 16 yaşında, kızını evlendirememenin şimdi pişmanlığını yaşıyorsun değil mi?" Tezgaha yasladı belini Nisa. İçinde çığ gibi büyüyen huzursuzluğa rağmen, güçlü durmaya çalıştı.

"Hepsi senin yüzünden! Kızı okula göndermeyelim dedim, sen tuturdun öğretmen olsun. Okula diye o kızla buluştu haberin bile olmadı" Annesine bu defa suç attan, Babasına alayla baktı.

"Eğer iyi bir ebeveyn olsaydınız, okulda bırak devamsızlık yapmayı, insanlara konuşamadığımı bilirdiniz. Okulda ki her kız bana mağaradan mı çıktın, bizimle konuşmayıp yüzümüze bile bakmıyorsun' ithamları altında o, sizin bir afferiniz için, yüksek puanıma rağmen imamhatipi hevesle seçtiğim için, iliklerime kadar nefret ettiğimden haberiniz yok tabi."

"Yeter!" Babası nefes nefes kalmış, kalbini tutmuştu. Kızının her sözü başından aşağıya kaynar su dökülmüş etkisi yaratıyordu.

"Şu kızı, tavan arasına kilitle Akif. Ben söylemeyene kadar, ne yemek ne su vermeyeceksiniz buna. Ben bir çaresini düşünene kadar gözümün önünde olmasın" Nisa karşı gelmek için hiç bir şey yapmadı. Onu sürükleyen Abisinin yüzüne bakmadan aklından geçen tek şeyi Ilgın'ını düşündü.

Gülüşü, sesi, gözleri düşündükçe kalbinde ki huzursuzluğun hafiflediğini hissetti. Tabi sadece bir süreliğine izin verdiler. Tavan arasına gelmiş, içeriye gezdirdi bakışlarını. Bu evde doğmuş büyümüştü, ilk defa tavan aralarının olduğunu öğrenmişti. Dışarıdan da fark edilmiyordu zaten.

Abisinin çaresiz bakışlarından habersiz içeriye girdi. Penceresiz dağınık odada tahta duvara sindi. Üstüne kilitlenen kapıyı umursamadan, dizlerini kendine çekti, kollarını etrafına doladı.

Ne sonrasını ne şimdiyi düşündü Nisa. Yolun sonu, başı olduğunu umursamadı. Ne olacaksa olsundu. Aklından geçirdiği tek şey Ilgın'dı.

Onunla mutlu olduğu hayalleri kurdu tüm gece. Karanlık, havasız odada kendisine iyi gelen tek şeydi Ilgın. Hep de böyle olacaktı..

Acı veren kalpsizlerden olamazdın                                          |GxG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin