"Nisam kendine gel bebeğim, Nisa" sarsılarak uyandırılınca etrafa baktım, Ablam endişeli gözlerle yüzüme doğru eğilmişti. Aklıma ilk gelen, yüreğimi korkuyla titretten soruyu sordum.
"Ilgın.." daha fazlası çıkmadı ağzımdan, nefes nefeseydim, sanki boğazımı sıkan bir el vardı, ağzımı açtıkça daha çok bastırıyordu ellini.
"Yavrum gitti ya Ilgın"rahat bir şekilde nefes alıp, yanıma oturunca şokla yüzüne baktım. Her şey gerçek miydi yani?
"Hayır o beni bırakmaz" diyebildim, zihnimde dönen bulanık görüntüler yüzünden daha fazlasını söylemedim, beni artık sevmiyordu, neden bırakmasın ki?
"Güzelim sen iyi misin?" Terden Alnıma yapışan saçlarımı okşarken, şefkat dolu gözleriyle bakınca, eski Nisa geldi aklıma, sevilmeyi hakkedemeyen Kız, seviliceğine nasıl inanmıştı?
"Ben bir duş alayım" yataktan çıkıp, dolaptan kıyafet almak için dolaba yöneldim, Gözüme ilişen elbiseyle yüreğim burkuldu. Ilgın'la ilk Bayramımızda alışverişe gittiğimiz zaman aldığımız elbiseydi.
Dolabı hışımla kapatıp içinden hiç bir şey almadan çıktım odadan.
Bonyoya girip, kapıyı kilitleme ihtiyacı duymadan duş kabinine girdim. Soğuk suyu ayarlayıp altına girdim, buz gibi olmasına aldırış etmeden, zihnimde birer birer dökülen anılarla göz yaşlarımı serbest bıraktım.
"Neden bana, sevmeye değer biri olduğuma inandırıp, hevesin geçince köşeye attın ki?" Titrek bir hıçkırık dökülürken dudağından, şu boğazıma kaçtı, genzim zaten yanarken kuru öksürük yüzünden nefes alamayacak kadar kötü bir şekilde öksürüyordum.
"Nisam" biri sesleniyordu ama duyamayacak kadar kötü bir durumdaydım, şu vücudumu bıçak gibi kesmeyi bıraktığında anladım suyun kapandığını.
"Yavrum ne yapıyorsun kendine ya" ıslak kirpiklerimin arasından kafamı kaldırıp Sesin sahibine baktım, Ilgın?
"Gel buraya" çıplak tenime, bornozu sarıp, küçük bebekmişim gibi beni sarmalayıp kucağına aldı. Üşüyen bedenime biraz olsun iyi gelmişti.
"Buz gibi olmuşsun, ben yokken böyle mi bakıyorsun kendine?" Azarlar gibi konuşuyordu ama ses tonu tam aksine kıyamıyormuş gibi nazikti.
Beni yatağa yatırdı, yanıma uzanıcakken kendimi yana kaydırdım. Bize kıymıştı, hem de hiç bir sebebi yokken.
"Güzelim iyi misin" ilgiyle bakan gözlerine aldanamazdım, sahte miydi, gerçek miydi artık algılayamıyorum.
"İyiyim neden iyi olma_"
"Kız, ne yaptın kendine ayılamadın mı?" Eylem'in sesiyle ikimiz de kapıda dikilen bedene döndük, ne diyordu acaba yine?
"Yenge hoş geldin, nolur bir daha bu kızdan iki santim uzağa bile gitme. Sonra ben uğraşıyorum"Eylem beni aldatan kıza, beni terk etmemesi için yalvarıyor muydu yoksa, fazla soğuk suya maruz kaldığım için nöbet mi geçiriyordum? Bilincim de yerindeydi halbuki.
"Bırakmam bir daha asla, bırakınca gördüm kendine nasıl baktığını" sinirli gözükmeye çalışarak, şirinlik yapınca Gözlerimi kaçırdım.
"Allah aşkına biri bana açıklama yapabilir mi? Ne saçmalıyorsunuz aklım almıyor, beynime ağrı girdi" en sonunda dayanamayıp bağırıncaz, aklımda ki soruların cevabı sadece Eylem de olduğunu anlamıştım.
"Beynin değil, başın ağrıyordur yavrumu?"
"O niye?" Ilgın, Eylem'in gülerek söylediği cümleye takılırken, Eylem gayet rahat bir şekilde yatağımın kenarına gelip oturdu.
"Biz dün gece dışarı çıktık, tabi Nisa gelmem diye tuturdu, evde oturup senin yasını tutuyordu. Yaw dedik Nisam guzelim, kızın anası hasta iki gün kalsın gelecek dedik kalsın tabi ama dedi ben özlüyorum ne yapayım ayrı kalamiyorum, neyse aldık güç bela bunu dışarı çıkardım. Gittik sahile oturduk, bu salak benim şişeyi meyve suyu sanmış dikmiş kafasına, bende manitle ilgili bir şeyle anlatıyorum. Bakıyorum şişe bitmiş, diğerini açıyorum o da bitmiş, Allah Allah dedim, bu salak ağlıyor"
Ilgın gerçekten sinirli bir bakış attıp, burnumu parmağının arasına alıp sıkarken, Eylem derin bir nefes alıp sözüne devam etti.
"Baktım Ilgın diye ağlıyor, yok şöyle seviyorum yok şöyle zorluklar attlatik, beni olduğum gibi kabulleniyor o mükemmelmiş falan, eğer bir cümle fazlaysa Allah belanı versin bak Yenge, neyse getirdim eve zar zor, dört kere üstüme kustu, yoldan geçen erkeklere tükürdü, durmadan Ilgını seviyorum diye bağırdı. Allah sana sabır versin, ablasına sağ salim teslim ettim vallahi gerisini bilmiyorum"
"Zaten Nisa direkt odasına gidip, biraz yastığa sarılıp, ağladıkttan sonra uyudu"demek ki gördüğüm her şey rüyaydı.. dün geceyi hiç bir şekilde hatırlamamam da içki yüzündendi. Ilgın'ı neyle suçlamıştım..aptalın tekiydim resmen!?
"Kızlar, bizi biraz yalnız bırakır mısınız?" Ilgın bana dönerek, yanıma gelirken, ablam ve eylem odadan çıkmış kapıyı kapatmışlardı. Ben bu kıza nasıl diyecektim, beni aldattığımı rüyamda- hatta kabus olarak gördüm, buna inandım.
"Gel saçını kurutalım hasta olucaksın" üstümde ki yorganı dikkatli bir şekilde sıyırdım, üstümde sadece bornoz vardı, çıplaktım..
Ayağa kalktım çalışma masamın koltuğuna oturdum, Ilgın ezbere bildiği eşyalardan kurutma makinesini kolayca buldu ve arkama geçti, makineyi çalıştırıp saçımın her telini okşayarak kurutmaya başladı, huzursuz bedenim daha fazla bastıramadı duygularımı. Ilgın'a döndüm. Makineyi durdurdu. Şefkatli bakışlarını yüzüme çevirdi, o an kendimi iğrenç hissettim, bu kız asla hakketmemişti bunları.
"Giydirelim seni hasta olma" dolaba yönelmek için döndüğünde bileğinden tutum. Bana döndü "Ilgın özür dilerim"
"Özür dilenecek bir şey yok güzelim" yanağımı okşadı, parmakları dudağımın kenarını okşarken, yüzümü kaldırıp dudaklarına uzandım. Anında kabul etti, yumuşak alt dudağını kavradım.
Geri çekildi, şaşkınca yüzüne bakarken o dolaba yöneldi. İçini karıştırıp içinden kıyafetlerimi çıkardı.
Arkama geçip saçlarımı topladı, giysilerimi giydirdi, ilk defa karşısında çıplaktım ama utanmamıştım gayet rahattım, ama Ilgın bakışlarını başka yöne çeviriyordu. Hava sıcak olduğu için bir kolsuz tişört ve uzun bir etekli pantolon giydirdi. Bana bebeğiymişim gibi bakıyordu..
Daha fazla bir şey konuşmadık, Ilgın durgundu ama neden bilmiyorum benimle ilgili başka bir şey söylemiyor temastan da çekinmiyordu.
Telefonu çalınca umursamadan saçımı öperken, üst üste çaldığı için geri çekilmek zorunda kaldı.
"Efendim Anne" telaşlı bir şekilde telefonu açınca derin bir nefes aldı, onu bu kadar üzen şey neydi? Haberim bile yoktu..
Umarım rüyaların tersi çıkar tabiri doğruydu, aksine Ilgın'ın benden uzaklaşma ihtimaline bile dayanamazdım..
*
Final yakın galibaUmarım beğenirsiniz 🧡💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acı veren kalpsizlerden olamazdın |GxG|
Novela Juvenil"Seni kurtaracağım" diye fısıldadı Adımı dahi bilmeyen kız, iplerimin Ailemin yönettiğini farkındayken..