höst (özel bölüm)

1.2K 71 34
                                    

Ömer Gazi sıkıntılı bir şekilde karşısındaki kadına bakıyordu. Gri ve upuzun saçları sırtından dökülen kadın, çelik bakışlarıyla hemen arkasındaki genç adamı süzüyordu.

Hakan temkinli bir biçimde etrafı süzüyordu. Giymeyi sevmediği takımlardan biri üzerindeydi. Gözlerinde de güneş gözlüğü vardı. Kadına vücudunu araştırarak ve bir tehlike olup olmadığını kontrol ederek şöyle bir bakmış sonra yerini almıştı.

Kadın gülümseyerek, "Adamınız çok yakışıklı bir delikanlı Gazi Bey" dedi.

Ömer Gazi içinde bulunduğu duruma sövüyordu. "Hakan o" dedi.

"Hımmm. Şef olan mı, Hakan Boybeyi mi?" Gerçeği bildiği gözlerinden okunuyordu.

"Oğlum" dedi Gazi. "Hayat hanım konumuza dönecek olursak babamla yaptığınız anlaşma beni bağlamıyor daha önce de söyledim. Verilmiş sözlerin gözümde bir bağlayıcılığı yok. Söz konusu bölgede maden açmak fikir olarak karlı olsa da bölgede ikamet edenlerin tahliyesi büyük sorun. Bu konuda sizi engelleyemem. Ama elimi de bu işe bulaştırmayacağım."

Kadın kaşlarını kaldırdı. "Tahliye bizim sorumluluğumuzda. Size bunu söylemem gereksiz ama bu tür işler için yardım istemeyiz. Kendi kaynaklarımız yeterli. Sadece sonrasında bu karlı işi birlikte yürütmek ve sizin pratik ve yaratıcı çözümlerinizden yararlanmak istiyoruz." dedi. Yine Hakan a baktı. "Belki oğlunuz bu iş birliğine daha sıcak bakacaktır. Bölge halkına temiz içme suyu, okul, hastane ve istihdam önceliği de sunacağız."

Hakan hâlâ ilgisiz göründüğü konuşmaya kulak kabarttı. Kadının cevap vermesini beklediği ortadaydı. Ama ağzını açmadı. Sanki kadın hiç konuşmamış gibi etrafı çevreleyen ekibine küçük bir el işareti yaptı o kadar. Ömer in deneyimli ekibi bu "taş" ya da "afet" anlamına gelen işareti anlamıştı. Şüphesiz annesi yaşındaydı ama güzel güçlü ince uzun bedeni ve her yanından öz güven saçılan varlığıyla kadın gerçekten çok etkileyici biriydi. Yanındaki Parmaksız kafasının arkasına bir şaplak indirdi yavaşça. Gözleri kızgın kızgın bakıyordu. Hakan adama doğru eğildi. "Ne var be?" diye sordu.

"Beyefendi seni ayaklarından sallandıracak. Oğlum az ayarın olsun. Azıcık." Gözlerini devirdi.

Hakan kızardı. Parmaksız ya da diğerleri tuhaf yaşamını söz konusu yapmazlardı genelde. Hakan'ın aslında kim olduğu çalışırken konuşulmayan konulardandı. "Güzel kadın. Hayret bir şey. Ayrıca lütfen abi. İşteyim. Lütfen. Burada ben sizden biriyim. Biliyorsun."dedi. Yüzünü astı.

Kadın "Serbülent Bey onu kastetmedi sanırım." Dedi. Duymadığı bir konuyla ilgili yorumu da etkileyici sesi de adeta patlamıştı. "Senin değil benim kim olduğuma takıldı."

Hakan bu kez kadına yanıt verdi; "anlamadım efendim. Serbülent Bey kim?"

Kadın donuk gözlerini Hakan dan ayırmadan bakmayı sürdürdü. "Parmaksız olmadan önce ismi Serbülentti. Ben lakap kullanmam." Bu kez Parmaksız a baktı. "Nasılsın Serbülent Bey?"

"İyiyim efendim teşekkür ederim." dedi adam. Hakan a canı sıkkın bir şekilde bakıyordu şimdi.

Hakan bir süre sustu. Sonra inanılmaz kahkahalarla gülmeye başladı. Gergin ve ciddi bir toplantının ortasında olmayı umursamazdı. "Ah" diyerek yaşaran gözlerini sildi. "Ah çok özür dilerim. Afedersiniz." Ama hâlâ gülüyordu. Ömer Gazi bulaşıcı kahkahaları yüzünden akan bir sevgiyle izledi. Deli çocuk. Ekip Hakan kadar yüksek sesle gülemese de onlar da bıyık altından katılıyordu.

Delikanlı ışık saçıyordu. Sesi, duruşu, gülüşü sanki insan öldürmenin konuşulduğu bu toplantıda herkesin ruhunu arındırıyordu.

Karan sevdiği adamı Parmaksız ın sırtına vurarak gülme krizi geçirirken bulmayı düşünmemişti. Kafasında şimdi oturmuş sorguya çekildiği bir sürü senaryo kurmuştu ama hiç biri böyle değildi. Kaşlarını çatarak bulundukları yere ilerledi.

Susturma Kalbini Artık ( TAMAMLANDI) Korunun Çocukları İlk Kitap Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin