Susturma Kalbini Artık ( TAMAMLANDI) Korunun Çocukları İlk Kitap

Kurda kuşa yem

İpek gözlerini açtığında çok keyifli bir rüyadan koparılmış gibi mutsuzdu. Koltukta uyuduğu ortadaydı. Mahir ise giyinmiş kahvaltı hazırlamış çakı gibi görünüyordu.

İpek e baktığında yüzünde uykusuz gecenin izi belli oluyordu. "Günaydın canım. Yüzünü yıka gel hemen. Sahanda yumurta yapıyorum soğumasın."

İpek masaya oturduğunda; "işle ilgili bir sorun mu var? Niye uyumadın?" diye sordu.

Mahir yüzünde pis bir gülümsemeyle "Ben de bu konuda konuşmak istiyorum. Bütün gece akıl almaz bir iradeyle seni uyandırmaya kıyamadan yanında oturup adımı sayıklamanı izledim. Dahası fena şeyler söyledin. Madem sevişmek istiyorsun neden ikimizi de kivrandiriyorsun İpek?" deyince kız güldü.

"Mahir yemiyorum ben bil yani. Beni yatağa atmak için böyle iftiralara da ihtiyacın yok. Madem uykusuz kalacak kadar çaresizdin uyandirsan olurdu." İpek bu ilk adımı kim atacak durumunu aşamamalarını Mahir in suçu olarak görüyordu. Zaten fazla cesur davranmıştı. Şimdi yeniden sevişmeyi talep eden taraf olmak istemiyordu.

Mahir kendinden emin bir gülümsemeyle "Ben de inkar edeceğini düşünüp seni kameraya aldım." deyip, yanı başında bulunan el kamerasını açtı.

"Kamera mı kaldı artık ya. Sen ne işler çeviriyorsun?"

"Telefona mı cekseydim? Hiç güvenmiyorum bu aletlere. Ne varsa eski teknolojide var." Mahir videoyu oynattığında kız öyle utandı ki sadece seslerini dinlemek bile yetti. Bariz bir şekilde adamın adını sayiklayarak Mart kedisi gibi inliyordu. Ne yapacağını yüzünü nereye gizleyecegini bilemeyip odasına kaçtı.

Karnının azıcık doymuş olması tek tesellisiydi. Dolabını boşalttı. Giysilerini yeniden düzenledi. Bu arada kapının açılıp kapandığını duyunca rahatladı. Mahir mahcubiyet duygusunun geçmesi için ona zaman tanımış olmalıydı. Susadigini fark edince mutfağa geçip daha önce fark etmediği yeni yıkanmış çilekler den de yedi. Balkondan gelen Mahir sessizce yaklaşıp yanağını öpene kadar da evde yalnız olduğunu düşünüyordu.

"Aşkım ne var bu kadar utanıp dert edecek. Ben farklı değilim ki senden. Sadece o kadar mutluyum ki seni istemediğin ya da hazır olmadığın şeylere mecbur bırakıp aramızdaki bu ahengi bozmak istemiyorum. Kızım sakın benimki seks olmadan yaşamaya alışmış olmasın. Ormanı olmayan köyün oduncusu gibi her dakika hazır beklerken ihtiyarlayacak canım alet. Tüh ya çok da kaliteli karakterli herifti. Yazık oldu."

"Ya sana inanamıyorum Mahir. Arsizlikta markasın. Gerçekten bir de o var. Her sabah öyle uyanmak garip değil mi? Ben erkek olsam uyuz olurdum."

Mahir burnunu sevgilisinin boynuna gömdü. "Hayatımız böyle geçiyor yavrum. Alışıyorsun zamanla. Asıl zor olan seninle uyumak. Aklımı başımdan alan kokun, bir türlü rahat durmayan kıçın sürekli bana temas eden memelerinle beni öldürmeye yeminli gibisin sanki."

İpek heyecanlandığını hissetti. Arkasına dönüp; "O zaman seviş benimle." dedi. Adam yine şaşkın ama arzulu bir şekilde bakıp kızı kucakladı. Öpüşürken inlemelerini durdurmuyor kızı ne kadar istediğini gizlemiyordu. Dudaklarını ayırıp; "Ne istiyorsun?" diye sordu. Sınırları belirlemeyi İpek e bırakıyordu.

"Seni istiyorum. Yine hazır değilim sonuna kadar gitmeye. Eğer bilmek istediğin buysa. Ama ilk seferimizde çok zevk aldım. Seni yine tatmak istiyorum."

Mahir anında sertleşti. Başının döndüğünü hissediyor İpek bu kadar ateşli bir sevgili olduğu için kendini çok şanslı buluyordu. Yine severdi onu. Çekingen ya da seksten onun aldığı kadar keyif almayan biri olması hislerini degistirmezdi. Ama her bakımdan olduğu kadar yatakta da kendine denk birini bulduğunu görmek apayrı bir mutluluk kaynağıydı. Kızın tişörtünü yukarı sıyırıp başını o bayıldığı memelerin arasına gömerken öyle bir sevgilim deyişi vardı ki İpek duyduğunda adeta eridi.