Sorular hiç şüphesiz vardır

3.1K 212 37
                                    

Zeynep birinci sınıf işletmenin açılış kokteylinde, aile imajına uygun, güzel kıvrımlarını ortaya çıkaran kırmızı elbisesi ve pahalı takılarıyla ayakta dikiliyor ve ancak bir tır şöförünün sahip olabileceği profesyonellikle küfür ediyordu. "Amına kodumun ibnesi, yavşak götveren." İpek gülmesini durduramıyordu. 

"Abla sakin ya." İşittiği küfürlerden öyle rahatsız oluyordu ki aslında kızın ağzını eliyle kapatmamak için kendini zor tutuyordu. Zeynep öyle gelişine sövüyor gibi görünmüyordu, ama ısrarla kendisini neyin böyle sinirlendirdiğini de anlatmıyordu. Arada bir gözü az ileride Ömer Gazi ile sıkıntılı olduğu belli olan bir sohbete dalmış görünen Mert'e kayıyor gibiydi. Bu sırada Ömer diğer grubun yanından ayrılıp, kendilerine doğru ilerledi. Bakışlarında her zamanki gibi saklamaya çalışmadığı bariz bir beğeni vardı. Yanlarına ulaşınca Zeynep'e bir soda ve İpeğe de su uzattı. "Hanımlar Bodrum güzel bir yer şüphesiz ama yine de ben çiftliğin o izole halini özledim. Açılışı da atlattığımıza göre sormak isterim, ne zaman dönüyoruz?" 

İpek nasıl cevap vereceğini düşündü. "Aslında ben de gelip eşyalarımı toparlasam iyi olacak. Ne zaman dönersiniz ki?"

Ömer gülümseyerek kıza bakıp, "Senin gelmeye niyetin olmadığı belli zaten böcük. Belli ki babaannem yine isabet buyurdu. Ne zamandır diyordu ya 'bu çocuğun görünmeyen prangaları var, esaretine aşık' diye. Geldin girdin zindanına sen de. Hayırlısı olsun." 

İpek kıpkırmızı kesildi. Sonra adamın gözlerinin içine bakıp; "Ömer Abi gerçekten böyle mi düşünüyorsun? İkimiz de biliyoruz ki sen de dışarıdan göründüğün gibi değilsin. Bu kaygısız, sallamayan iplemeyen hallerinin gerisinde sen de kendi zindanını istemiyor musun?"

Ömer çok şaşırmıştı. İpek her zaman cesaretiyle onu şaşırtmayı başarıyordu. "Güzelim ben sizin bakış açınızı koydum ortaya. Siz bağlanmayı pranga, bu sevda hallerini de zindan yapıyorsunuz. Umutsuzca sevmek aşkınızın yolu olmuş yani. Ben bu işlere daha farklı bakıyorum. Benim için yaratılmış  ve varlığımı tamamlayacak olanla bir araya gelmem asıl zindandan çıkışım olur benim."

İpek gülümsedi. İkisi de yanlarında sıkıntıyla telefonunu kurcalayan Zeynep'e baktılar. Kız konuşulanların farkında değil gibiydi. Gözleri korkuyla büyümüştü. Ömer hiç tereddüt etmeden kızın elinden telefonunu alıp, "Böcek bizi biraz yalnız bırakır mısın?" diye sorunca, İpek kaçınılmaz olana doğru adımlamaya başladı. Bir kenarda durmuş duvarda asılı duran İpek'in çizimine bakan Füsun, yanına yaklaşan kıza gülümsedi. 

"Naber aşkım? Nasılsın?" sesi keyifliydi. Bakışları da her zamanki gibiydi sanki. İpek rahatlayarak gülümsedi. "İyi işte Füsuş. Evi düzenledik annemle. Elif de yarın taşınıyor ya. Bir iki eşya aldım. Büyük odayı stüdyo yaptım. Çok şirin oldu."

Füsun'un kedi gözleri kısıldıysa da gülümsemesi değişmedi. "Güzel olmuştur tabi. Zor olmadı mı uğraşmak bir yardımcı falan ayarlasaydık keşke."

"Yok canım. Hakan geldi yeni kız arkadaşı çok organize biri. Zaten dekoratörmüş. Ay biz annemle ne yapsak ne etsek diye düşünürken kız bir çırpıda ölçtü biçti haletti. Evi almakla da iyi bir yatırım yaptı babam bence. Ne yalan söyleyeyim bir türlü yerleşememiştim. Şimdi tam manasıyla benim evim oldu. Perdeler halılar değişti. İstanbul'dan da bir kaç mobilyamı getirttim."

Füsun gözlerini biraz daha kıstı. İpek bir şeylerin yanlış gittiğini seziyor gibiydi. "Keşke haber verseydin de ben de bir işin ucundan tutsaydım İpek. Kaç gündür ne zaman arasam bir bahanen var. Mahir'le ne yaşıyor olursan ol, bizim arkadaşlığımız ve bağımız bunun dışında sürer diye ummuştum. Kötü zamanlarınızda da iyi zamanlarınızda da. Ama sen sanki beni hayatından çıkardın. Adeta oğlunu kafalayınca avutulacak yaşlı kadına da ihtiyacın kalmamış gibi."

Susturma Kalbini Artık ( TAMAMLANDI) Korunun Çocukları İlk Kitap Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin