Teoman, Renkli rüyalar oteli.
---
Kim Taehyung,
İki hafta sonra,
10.59Her şey çok güzeldi.
İnanılması güç, güzel bir an yaşıyorduk tam o an. Dudakları dudaklarımda, vücutlarımız değiyor, ona sığınmaktan çekinmiyorum, bana sığınmaktan çekinmiyor. Gerçekten, her şeyim olmuştu bir anda ve ben bunu gayet net bir biçimde anlamıştım.
Sadece iki hafta geçmişti bir ilişki içinde bulunmaya karar verdiğimiz günün ardından. İlk kez gerçek bir tutku ve gerçek bir mutlulukla öpmüştüm onu, gerçek hissettirmişti bana. Ve belki de hayatımda ilk kez gerçek hissetmiştim.
Birileri beni görüyor, birileri beni işitiyor, birileri ruhumu tadıyor. Birileri ruhumun tadını beğeniyor. Bu yaşadığım güzel durumlardan olsa gerek yüzümde gülümseme hiç eksik olmuyordu. Hep bir tebessüm vardı, bir kıpırdanma oluyordu yüz kaslarımda. İlk kez bu kadar mutluydum.
Yeni uyanmıştık, sevgili oluşumuzun ardından yanımda uyuduğu ilk geceydi dün gece. Normalde izin vermezdim fakat ne bileyim, çok istedim gelmesini. Güzel sesiyle kulağıma fısıldadı, göğsünde bana yer açtı ve öylece dinledik birbirimizi. Sonra fısıltılarım kayboldu, uykumun gelmeye başladığını anladığından hiç duymadığım bir dilde, bir şarkı mırıldandı. Huzuru bulmuşçasına gözlerim kapandı, uykuya daldım.
Ve şimdi, gözlerimiz yeni açılmıştı.
Dudakları öpüyordu dudaklarımı; tüm bedeni, bedenime yaslıydı. Bir eli yanağımdayken diğer eli de boynumdaydı. Öylece uzanmış, tutkunun âlâsını veriyorduk birbirimize. Ruhlarımızın tadına bakıyorduk.
Nefeslenmek adına geri çekildiğinde, yüzünde oluşan gülümseme eşliğinde göğsü inip kalkarken fısıldadı.
"'Arabayı sen kullan' demiştim 'İçkiliyim.'"
Başladığı şarkıyı devam ettirmesini istediğimi belli edercesine baktığımda, henüz az önce öpüşmemiz dolayısıyla zorlukla nefes almasına rağmen beni kırmadı.
"Sarhoş olsak ya, tek vücut olsak ya?
Bulut olup iç içe, bardaktan boşalsak ya?"Devamında ona eşlik ettiğimde gülümsedi. Benimle birlikte bir şeyler yapmayı çok sevdiğini fark edebiliyordum. Gerçekten bazen bazı şeylerin bir yapboz gibi parçalanıp bir anda kendini toparlayabildiğini görebiliyordum artık. Bir dağılıp, bin toparlıyordum. Beni bir tek o toparlıyordu.
"Yıllar önceydi, çok da güzeldi şimdi düşününce.
Benimsin demiştim, ben de senin.
Renkli Rüyalar Oteli'nde!""Renkli Rüyalar Oteli, senin kalbin."
Söylediğim cümleyle gülümsedi.
"Seviştiğimiz tek yer kalbim olmasın."
---
Kim Taehyung,
Aynı gün,
22.30Saatlerdir süregelen bir sessizlik tüm salonda hiddetli, görünmez bir gürültü sağlıyordu. O kadar sakindi ki ortam, düşüncelerimiz beynimizde yankılanıyor ve en şiddetli gürültüyü oluşturuyordu.
Bu boktan sessizliğin sebebi Yoongi'nin Jimin'e açılmış olması ve kendince Jimin'in onu kabul etmeyeceğine kanaat getirip çocuğu öylece itiraf ettiği yerde tek başına bırakmasıydı. Bir de aptal aptal kapımıza dayanmış, elinde 4-5 şişe viskiyle 'Bugün kafayı bulalım mı?' demişti.
Redd etmemiştik fakat tabii ki ben ne olduğunu öğrenmek için kurcalamaktan çekinmemiştim. Çünkü Yoongi'yi tanıyordum, bir sorun olduğunu anlayabilmiştim. Birkaç zorlama sonucunda ne olduğunu anlattığında sinirle yüzüne baktım. Zirâ her ne olursa olsun Jimin benim en yakın arkadaşımdı ve böylesine güzel bir itiraf aldıktan sonra kaçıp gitmesi onu üzmüş olmalıydı.
"Ya ben anlayamıyorum, benim arkadaşlarım neden hep aptal?!"
Bir anda yüzüme dik dik bakmaya başlamasıyla 'ne bakıyorsun?' dercesine bir bakış attım ona. Haklıydım, aptaldı. Sinir ediyordu beni gerçekten, böyle olmak zorunda değildi işte. Jimin onu redd edecek biri değildi, etse dahi kırmazdı ama bunu bile bile kaçmıştı ondan.
Onu anlamaya çalışsam da olmuyordu işte, kaçması anlamsızdı. Kızgındım, Jimin'i de kırmış olmalıydı. Bunun bir şaka olduğunu bile düşünebilirdi çünkü söyleyip direkt gitmişti oradan.
"Beni anlamıyorsunuz, korktum işte."
Yoongi'ye karşı bir cevap vermek adına ağzımı açamadan Jungkook'un konuşmaya başlamasıyla şaşırsam da sustum ve onu dinlemeye başladım.
"Niçin korktun tam olarak? Jimin sana kötü tepki vermez, hepimiz biliyoruz. Sana kızmaz ve açıkça senden hoşlanıyor gibi davranıyor, bunu da biliyoruz. Anlamsız korkun nereden geliyor bilmiyorum ama arkadaş grubunuza yeni dahil olmama rağmen tamamen görebildiğim bir şey varsa birincisi Jimin'in de senden hoşlandığı, ikincisi de hoşlanmasa dahi asla kötü tepki vermeyeceği Yoongi."
Duyduklarından sonra dizlerini kendine çekti ve kollarını bacaklarına sarıp kafasını dizlerine yasladı. Jungkook gerçekten güzel konuşmuştu, Yoongi'nin de onu anladığına emindim fakat hâlâ daha Jimin'in yanına gitmemekte ısrarcıydı.
"Ne yapmayı planlıyorsun?"
"Bilmiyorum, gerçekten bilmiyorum. Ona sımsıkı sarılmak istiyorum ama o kadar korkuyorum ki..."
Suratına doğru "Neden korkuyorsun aptal?!" diye bağırmak istiyordum fakat Yoongi hayatında ilk kez gelip bir derdi olduğunu ve gerçekten çözmek için uğraşması gerektiğinin farkında olduğunu söylediğinden yıkıcı değil yapıcı olmam gerektiğinin farkındaydım. Korkuyordum ona yanlış bir şey söylemekten ama bir tık da geri zekalı gibi davranıyordu.
Jimin'in ondan hoşlandığını düşünmeseydi gidip söylemezdi fikrimce. Böyle düşünüyorsa da neden kaçtı mesela? Dünyanın en saçma paradoksuna girmişti zihnim. Daha fazla allak bullak olmadan olayı toparlayıp çözmeliydim.
"Ben Jimin ve sana güzel bir buluşma ayarlıyorum ve manita oluyorsunuz, tamam mı?"
Aniden başını dizlerinden kaldırıp suratıma bön bön bakmasıyla güldüm. Jungkook ne yaptığımı anlamış gibi yan bir sırıtış atınca göz kırptım. Eh, Eros bir kere oklarını bana vermişti ve ben de okların anasını ağlatana dek kullanmadan ona geri vermeyecektim tabii ki.
"Nasıl yani?"
Jungkook bir elini yanında oturan Yoongi'nin omzuna koyup güven verircesine sıktığında güldüm.
"Orasını ona bırak, merak etme o halleder."
---
Hayat zor ama düzeliyoruz arkadaşlar, naber?
+Not: motorcu Taekook fici yazsam ne yapabilirsiniz ki?-Vien.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
son of a devil • taekook ✔️
FanfictionDudaklarını arala bebeğim, senin için güzel planlarım var. < •uketae •semekook •mpreg •tamamlandı ☑️ < 080722 070923