not what I need.

1.1K 126 17
                                    

The Technicolors, Tonight you are mine

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

The Technicolors, Tonight you are mine.

---
Kim Taehyung,
3 gün sonra,
23.28

"Seni sikik!"

Duyduğum sert sesin ardından gelen korku dolu çığlıklarla Jungkook'un havadaki kolunu tuttum. Yine aynı şey yaşanıyordu, bardaydık, azgının teki benimle sevişmek için kur yapıyordu ve bu durum Jungkook'u çok sinirlendirdiği için adamı öldürecek kadar şiddetli bir güç uygulayarak onu duvara yapıştırıyordu. Bunu ona dokunmadan yaptığı için elbette insanları geriyordu.

Adamın duvardaki çırpınışları herkesi korkuturken kimisi Jungkook'a bakıyordu, kimisi yerde şokla duruyordu, kimisi hareket edemiyordu bile. Kolunu tuttum, gözlerine baktım, adını seslendim kaç kez fakat yaptığım hiçbir şey sinirinin geçmesini sağlamadı. En sonunda çareyi önüne gelip kollarımı boynuna sarmakta ve dudaklarımı dudaklarına bastırmakta buldum.

İstediğim gibi olmuştu, gücü uyguladığı kolu bir anda belime sarılmıştı. İki kolu da belime sarıldığında, etraftakilerin kaçışmaya başladığını fark ettim. Polisi arayan bile vardı ve bizim buradan acilen gitmemiz gerekiyordu. Evet, Jungkook iblis olabilirdi ama yine de bu Dünya'daki insanlardan korktuğum gerçeğini değiştirmiyordu.

Geri çekildiğimde, nefesimi dudağına vererek fısıldadım.

"Gitmeliyiz, sevgilim."

Güldü, alaycı bir gülüştü bu gülüşü.

"Sana daha önce de istemediğim sürece yakalanmayacağımı söylemiştim, güzelim. İnsanlar bana hiçbir şey yapamazlar, anlıyor musun?"

Kendinden çok emindi, aynı şeyi daha önce de yaşamıştık ve henüz başına bir şey gelmemişti ama yine de korkutuyordu bu tarz durumlar beni.

"Yine de gidelim. Lütfen Jungkook."

Başını salladı, onun kolları belimden, benim kollarım da onun boynundan ayrıldı. Ardından dudaklarıma son bir öpücük kondurup elimi tuttu ve dışarı çıktık.

Mekândan çıkar çıkmaz nereye gittiğimizi bilmeden yürümeye başladık. Adımlarımız bizi bir yere sürüklüyordu fakat biz nereye sürüklendiğimizi bilmiyorduk. Yürürken bir anda onun şarkı söylemeye başlamasıyla diğer kolumu da koluna sarıp omzuna yaslandım.

Thought I heard you call my name,
Thought that I could take the blame,
If you could have it all, why do you want me?”

(Benim adımı söylediğini sanmıştım,
Suçu üstlenebileceğimi sanmıştım.
Eğer hepsine sahipsen, neden beni isteyesin ki?)

son of a devil • taekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin