i can't take it back.

1.5K 157 13
                                    

Harry Styles, Falling

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Harry Styles, Falling.

---
Jeon Jungkook,
4 gün sonra,
22.34

Çökmüştüm.

Artık tamamen yok oluyor gibiydim. Annemle konuşmuştum, durumu çözmeye çalışmak için uğraşacağını söylemişti fakat belki de umurunda bile olmayacaktı. Oğlu bile olsam, o Tanrıların ve Tanrıçaların yaratıcısıydı. Onun için umursanacak ve umursanmayacak şeyler vardı ve bunu umursamayacağını düşünüyordum.

O güzel çocuk bulmalıydı beni, kaybolmuştum. Bu Dünya'da varlığım zamanla amaç değiştirmişti, Taehyung'u tanıdıkça sebebini de siktir etmiştim. Şimdi tek derdim oydu, onun kokusu, onun sesi, o, o, o...

Ne yapacağımı bilmiyordum, yüreğimde bir şeyler kopuyor gibi hissediyordum. Sanki duvarlar üzerime üzerime geliyor, donmuş bedenimi sıkıştırıyordu. Derim çekiliyor gibi hissediyor, her nefes alışımda ciğerim sıkışıyordu. Ölümsüzlükte ölümü tadıyordum, cennet ona kalsın diye cehennemi satın alıyordum. Ben benliğimi kaybetmiş, mâbedimde sürünüyordum.

Onun sesini duymak için kırk takla atıyordum. Nefesini tekrar duyabilmek için sürekli yatağında uyuyup ağlıyordum. Ölümsüz olmaya ilk kez lanet ediyordum, onu bu kadar severken fakat ayrı kalırken tamamen yok olamayacağım için. Onsuz bir hayatsa yaşayacağım, sikeyim ölümsüzlüğünü diyordu iç sesim.

Vicdanım bana küfürler ediyor, buna nasıl tamam diyebildiğimi bana soruyordu. Dışlanmak ağır geldiğinden gözüm dönmüş, kabul etmiştim. Gerçek bir aptaldım. Değiştirmem gerekirdi tavrımı, belki de gerçekliğe göre davranmam. Kafam allak bullaktı, yorgunluktan bir hâl olmuştum.

Atölyesinde yere çökmüş, ağlıyordum şimdi. Her yerde onun anılarını görmek beni darmaduman ediyordu. Tarumar bir adam olmuştum, bileklerime aptallığımdan kesikler atsam da iyileşeceğini biliyordum fakat yüreğimi de ruhumu da iyileştiremiyordum, gücüm bir buna yetmiyordu. Onsuz her şey boş gibi geliyordu artık. Ne komikti, koskoca bir yarı iblisin, ölümlü sevgilisine muhtaç kalması. Fakat artık bir farkımız yoktu. Değil Tanrı olmak, artık iblis bile, kendim bile olmak istemiyordum.

Geçidin açıldığına dair gelen seslerle irkildim. Muhtemelen yine elçiler gelmişti, kurban istemeye. Fakat Taehyung'u daha fazla eritmeyeceklerine dair söz vermişlerdi, annemle konuştuğumda söz almıştım. Dikkate alırlar mıydı, orası muammaydı ama evet söylemiştim. Gergindim, korkuyordum, kırgın ve kızgındım. Ama tüm bu hisler kendimeydi çünkü o, güzel Taehyung'um ne yapsa haklıydı.

"Ayağa kalk, oğlum olduğunu bazen kabullenemiyorum Jeon."

Annemin sesini duymamla kafamı kaldırdım. Ben elçi bekliyordum, en büyük yaratıcının karşıma gelmesini beklemiyordum fakat gelmişti işte. Savsak hareketlerle ayağa kalktım, kalkarken de yanlışlıkla sol dirseğimi duvara çarptım. Canım yandı ama ölmezdim sonuçta, sorun yoktu.

son of a devil • taekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin