brings desire from the deep.

1.4K 155 17
                                    

Tamino, Habibi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tamino, Habibi.

---
Kim Taehyung,
Aynı gün,
18.48

Dudaklarım titriyordu, tekrar olabilme ihtimalimiz beni hem heyecanlandırıyor hem de korkutuyordu. Tanışmamız boktan bir duruma dayalı olsa da şimdi düşününce doğurduğu sonuçlar -ilişkimiz, birbirimizi buluşumuz vesaire- o kadar da kötü değildi. Hâlâ bir şansımız vardı, tekrar gülümsemek ve birbirimize sımsıkı sarılmak için. Hâlâ sevebilirdik, hâlâ sarabilirdik yaralarımızı. Hâlâ sarabilirdik birbirimizi.

O tam olarak bir insan sayılmazdı. Ben de ruhumu taşıyabilen biri sayılmazdım. Belki de bana ruhumu taşımamda yardım edebilirdi, gülümsememi sağlayabilirdi önceden olduğu gibi. İçimden sayıkladıklarımın dışarı da yansıması gerekiyordu, farkındaydım. Aşk en şiddetli savaştı şimdi içimde. Gökyüzünün renk değiştirdiği, sözlerin yazılardan kalıcı olduğu, sevenlerin öpücükleriyle yaşattığı bir diyara varmıştı zihnimde.

O benim hep bir şeyim olacaktı. Belki sevgilim, belki eşim, belki eski bir dostum, belki en büyük nefretim, belki ilk gerçek aşkım, belki de düşmanım. Fakat ne olursa olsun biliyordum ki o benim bir şeyim olacaktı, hayatıma her zaman bir şekilde dokunacaktı ve ona karşı koymak mümkün değildi.

Gururun yarattığı, kaldırmaya çalışırken altında ezildiğim enkaz beni çok zorluyordu. Zihnimde sürekli cümleler döndürüyor, "Hayır, bu kez affedemezsin." diyordu. Canımı yaktığı çok barizdi.

Belki de istediğim tek şey gerçekten güzel sevilmekti. Yine de kendimi koruyabilmek için bencil davranıyordum. Kendi kendimle inatlaşıyor, bir benliğimi diğer benliğimle birbirine düşürüyordum. Garipti, gariptim. Elimden gelen neydi artık bilemiyordum çünkü kafamı karıştırıyordu her bir hareketi. Yoruluyordum, gerçekten yorgundum.

"Hâlâ benden nefret ediyor musun?"

Yöneltilen, ağırlığını yüreğimde hissettiğim soruyla gözlerimi kırpıştırdım. Alt dudağımı dişlerim arasına aldım, dizim ufak ufak sallanmaya başladı. Stres oluyordum, bulunduğumuz durum beni strese sokuyordu.

"Senden hiç nefret etmedim."

Dudaklarımdan bir fısıltı misâli çıkan cümleyle kafasını kaldırdı, az ilerisinde oturan bana baktı. Bir anlık göz ucuyla baktım ona, gözleri parlıyordu. Ben kimsenin bir cümleme bu kadar mutlu olabileceğini düşünmüyordum.

"Gerçekten mi Taehyung? Yalan söylemiyorsun ya da benimle dalga geçmiyorsun, değil mi bir tanem?"

Çatlayan sesi, dolan gözleri içten içe ne kadar acı çektiğini gösteriyordu aslında. Ayağa kalktı, ben daha konuşmadan. Benim de gözlerim dolmuştu. Oturduğum yerin karşısına geçti, diz çöktü ve elimi tuttu. Geri çekilmedim, ne yapacaksa yapsın ve bitsin istedim.

"Jungkook, yapma."

Annesinin söylediğini dikkate almadı, gözlerini kapatıp bir damla gözyaşının yanağında yuvarlanmasına izin vererek elimi kalbinin üzerine koydu.

"Gittiğinde, bu kadar korktum, Taehyung."

Tam o anda, vücudumda inanılmaz şiddetli bir ürperti hissettim. Hiçbir şey değildi sebebi, biliyordum. Ürpermemin bir nedeni yoktu ama bu yaptığı her neyse çok ciddi şekilde bir korku duygusu hissetmemi sağlamıştı.

"Sen beni dinlemediğinde, bu kadar sustum."

Bir anda etraf sessizleşti, kulağım sağırlaştı sanki. Hiçbir sesi duyamıyordum, hiçbir şey kulağımda bir yol oluşturup da bana gelmiyordu. Ne onu ne de başkasını duyamıyordum. Bu kadar sessizdi etraf, bu kadar susmuştu o da.

"Beni bıraktığında, bu kadar ağladım."

Gözlerimden istemsiz şekilde bir anda şiddetle akmaya başlayan yaşlarla şaşkına uğradım. Bu gözyaşları o kadar hızlı ve o kadar fazlalardı ki, önümü göremiyordum.

"Ve ayrı kaldığımız günlerde, içimdeki sancı beni bu kadar yaktı."

Bir anda kimse hiçbir şey anlamadan önce evi alevler sardı, sonra eşyaları, sonra vücutları, sonra da görüp görebileceğimiz her yeri. Fazla geçmedi, parmağını şıklattı ve her şey eski hâline döndü. Sanki etraf hiç yanmamış gibi.

"Korkuyorum Taehyung, varlığım üzerine ant içerim, Tanrıça Lucy'nin Tanrıçalığı üzerine ant içerim ki seni kaybetmekten deli gibi korkuyorum. Hiçbir zaman seni elde etmenin yolunu iradenle oynamak olarak görmedim. Sana aşık olduktan sonra hiçbir halükarda sana yalan söylememeye çalıştım. Özür dilerim, Taehyung. Yemin ederim, yüreğim yanıyor sen yokken. Cennete elimi uzatmış da bir türlü ateşlerden çıkamamışım gibi hissediyorum. Çıkar beni, ne olur. Gitme benden.

Gerçekten söyleyecektim. Anlatacaktım, bebeğim. Söyleyecektim, öyle bir şey vardı ama artık yok, diye. Her şeyi anlatırım gerekirse. Seni kaybetmektense yok olmayı tercih ederim Taehyung. Bitirmeyelim hemen, ne olur. Daha düzgünce başlayamamışken bitirmek doğru mu güzelim? Lütfen, hiç vaktimiz olmadı sevmeye, bir şans daha versen bana? Düzeltsem her şeyi can içim, olmaz mı?"

Gözlerindeki kırıklığı, dağılmışlığı görmek beni resmen paramparça ediyordu. Sözleri, gözleri beni dağıtıyordu, en az kendi kadar hem de. Acıtıyordu canımı, yine de hâlâ kararsızdım. Fakat belki bir şansımız olabilirdi, ikinci kez denemek belki bize iyi gelirdi...

"Tekrar birlikte olursak, ikinci şans senin olursa, beni sarıp sarmalar mısın Jungkook? Beni sever misin gerçekten?"

Sözlerimin ardından gözlerinde beliren umut ışıkları içimi kıpır kıpır ederken, gülümsememek için kendimi sıkıyordum. Kararsızdım çünkü, kırıktım ama seviyordum da. Ve bu beni arafın en dibine sürüklüyordu.

"Severim, çok severim hem de."

"Söz verir misin?"

O tuttuğu ellerimi koklayıp öptü, tam cevap verecekken yanımızdan ses geldi.

"Ya neyin tatavasını yapıyorsun amına koyayım? Herif sen istemezsen yine kendine aşık eder, Tanrıça'nın oğlu o, farkındasın değil mi?"

Yoongi'nin oldukça net bir şekilde konuşmasının üzerine Tanrıça Lucy'nin kahkahası salonda yankılandı.

"Favori kulum."

Güldüm, o da güldü.

"İyi mâdem, bir deneyelim tekrar."

"Deneyelim mi tekrar?"

"Deneyelim."

---

Yoongi benim de favori kulum 🙂

(Tm şakaydı)

HEPİNİZE MUTLU YILLAAARRR!!!

Not: Harleys in hawaii ve Mon salai'ye de bakmayı unutmayın

İkinci not: sanırım finale gerçekten çok az kaldı 😃

Üçüncü not: beklettiğim için özür dilerim ama hayatım buradan ibaret değil ve kötü yorum yapıp silmek yerine gelin doğru dürüst yazın cevabınızı alın teşekkürler iyi günler

-Vien.

son of a devil • taekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin