BÖLÜM 11 :❝KİMSİN SEN?❞

115 11 39
                                    

BÖLÜM 11 : KİMSİN SEN?

Onunla birlikte her şeye savaşabilirdim belki, savaştığım o olmasaydı.❞

- 1800 GÜN ÖNCE -

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

- 1800 GÜN ÖNCE -

- 19 NİSAN 2017 -


Bazen her şey bambaşka olsaydı keşke diye iç geçiriyordum.

Keşke Tanrı bu hayatta canımdan bile çok sevdiğim arkadaşımı yanına almasaydı.

Keşke benim de diğer yaşıtlarım kadar basit bir hayatım olsaydı. Tek derdim kiramı nasıl denkleştireceğimi düşünmek olsaydı. Tek can sıkkınlığım işyerindeki patronumun kibirle verdiği emirler olsaydı.

Keşke Ömer Kozcu'yla bambaşka hayatlarda tanışsaydık. En basitinden örnekle keşke düzgün bir adam olsaydı da Miray enişten diye çıkarsaydı onu karşıma. Her ne kadar zeka seviyesiyle dalga da geçsem, kafa adamdı. Yakın arkadaş olabilirdik.

Ve Kürşat Bozkır.

Başka şartlarda denk düşseydik eğer belki onunla her şeye savaşabilirdim. Kimbilebilirdi? Fakat kahpe hayat yapmıştı yine yapacağını. Onunla birlikte her şeye savaşabilirdim belki, savaştığım o olmasaydı.

"Üzerime bir ceket alıp geliyorum!"

Ömer'in içeriden gelen sesiyle birlikte oturma odasının kapısının eşiğinde durdum. Kürşat'tan gelen olumlu yanıtla birlikte Ömer oturduğu kanepeden kalkmıştı ki içeriye dalıp, "Nereye gidiyorsunuz?" diye sordum.

Kürşat ve Ömer'in bakışları beni buldu. İkisinin de yüzünde suçüstü yakalanan bir çocuğun mahcubiyeti vardı.

"Bara gidiyoruz." dedi Kürşat ve hemen arkasından cümlesinin devamını getirdi Ömer. "İşlerimiz var."

Yaramaz bir çocuk gibi sinsi bir gülümsemeyle, "Ben de geleyim mi?" diye sordum.

"Hayır."

İkisi de aynı anda aynı yanıtı verdiklerinde içimdeki kuşku daha da artmıştı. Kesin bir halt karıştırıyorlardı. Ne yapacaklarını öğrenmem lazımdı. Aldığım kanıtlar onları tutuklamak için yeterdi ama daha fazlasına ihtiyacım vardı. Suçüstü yapmam gerekiyordu. Kürşat Bozkır için elimdeki kanıtlar uzun süreli olmazdı. Onun gibi adamlar istediği zaman elini kolunu sallaya sallaya çıkardı içeriden. Bu, onlar için çocuk oyuncağıydı.

"Neden?" Kollarımı göğsümde birleştirirken ikisine de kırgın bir bakış attım. "Evde canım çok sıkılıyor. Hem Nazlı da uyuyor. Ne olur sizinle gelsem? Söz, peşinizde dolanmam. Bir köşeye oturup eğlenirim sessiz sessiz. Valla bak."

"İlk geldiğinde yaşanılanları biliyorsun," dedi Kürşat, ikna edici bir tınıyla yaralı koluma kısa bir bakış atıp. "Tekrar aynı şeylerin yaşanmasını istemiyorum, Sare. Senin için güvenli değil."

KETENPERE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin