BÖLÜM 18 : ❝BATAKLIK❞

66 3 15
                                    

BÖLÜM 18 : BATAKLIK

❝Onu öperken aslında onu öldürüyordum. Onu severken aslında ondan nefret ediyordum.❞


1787 GÜN ÖNCE

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1787 GÜN ÖNCE

- 2 MAYIS 2017 -

Topuklu çizmelerim karargahın koridorlarında yankı yaparken görünürde kimse gözükmüyordu. Kimseden çıt çıkmıyor, koskoca binayı saran tek ses, çizmelerimden gelen tıkırtılardı.

Zemin katı aştıktan sonra otomatik kapıya kimlik kartımı gösterdim ve beni tanımasına izin vererek içeriye tamamıyla giriş yaptım.

Çok değil 1 yıl öncesine kadar Mirayla bu koridorlarda küçük yaramaz çocuklar gibi koşuşturmamız dün gibi anılarımda saklıydı. Onun o deli dolu hâlleri, beni çıldırtma çabaları...Her şey aklıma kazınan birer hatıra olarak kalmıştı. Derin bir iç çektim. 1 yıl geçmiş de olsa acım hâlâ taptazeydi.

Ben Miray'ın acısından bu dünyaya sığamıyordum ve Tanrı'dan tek dileğim, Kürşat'ın benim ahımdan öteki dünyaya sığmamasıydı.

Nasıl ben acımdan bu dünyaya sığamadıysam sen de ahımdan öteki dünyaya sığma, Kürşat Bozkır.

Kendime çeki düzen vererek daldığım dünyamdan kendimi alıkoydum ve toplantı odasına giriş yaptım. Efe ve Doğan herzamanki gibi buradalardı, onları görmek beni şaşırtmamıştı fakat beni görmek onları şaşırtmış olmalıydı.

"Cansel?" Gelişime ilk tepki gösteren kişi Efe olmuştu. Sesinin tınısına gizlenen şaşkınlık beni de şaşırtmıştı. Oturduğu yerden ayaklanıp karşımda dururken, "Yaşıyorsun." dedi, inanamıyormuş gibi bir sesle.

"Ölmem mi gerekiyordu?" diye sordum kaşlarımı çatarak.

"Kızım sen neredesin?" Doğan sitemkar bir sesle kollarını boynuma doladığında olduğum yerde kalakaldım. "Kaç kere aradık, kaç kere sistemden sana sinyal yolladık!"

"N'oluyor be?" Çatık kaşlarımla kendimi geriye çekmeye çalıştım fakat Doğan bir sümüklü böcek gibi yapışmıştı üzerime. Zorlukla onu iterek kendimden uzaklaştım. "Yılışma hemen, cehennemin içinden çıktım bir de telefona mı bakacaktım?"

"Senden haber alamayınca öldün sandık, aptal!" diye tepki gösterdi Efe, kızgın bir ifadeyle.

"Nasıl?" diye sordum, aklıma yeni dank etmiş gibi. "Kürşat'ın korumasını siz öldürmediniz mi oğlum?"

Efe ters bir ifadeyle yüzüme bakarken Doğan'ın da yüzü ondan farksızdı. "Kürşat'ın koruması mı öldü? Ne oldu kızım orada, ne yaşadın sen? Anlat çabuk, biz kimseyi öldürtmedik!"

KETENPERE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin