BÖLÜM 23 : ❝ACI❞

17 2 0
                                    


BÖLÜM 23 : ACI

Yakıp yıktığın eve gün gelir sığınmak istersin.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


1782 GÜN ÖNCE

- 7 MAYIS 2017 -

Kendimi bildim bileli hep yalnızdım. Doğduğumda, ergenliğimde, yetişkinliğimde.. Mirayla birlikte tüm dengelerim alt üst olmuştu ve yalnızlığım yavaş yavaş beni terk etmişti. Miray yalnızlığımı benimle paylaşmıştı ama yalnızlık paylaşılmazdı.

Bir ailem yoktu. Ekibe ilk girdiğimde kimseyle anlaşamamıştım. Herkes benim dikbaşlı oluşumdan şikayetçi olur, kuralcı olduğumdan dolayı benimle çalışmak istemezlerdi. Onlardan kimseyi benimseyeceğimi düşünmezdim fakat zamanla tüm duvarlarım yıkılmış, onları gerçek anlamda bir yuva olarak görmüştüm. Aile sıcaklığı vardı orada. Hepsinin en az 1 kere de olsa hayatımı kurtarmışlığı olmuştu. Bu birbirimizden ilk gizlediğimiz şey değildi ama nedense içime oturmuştu bu son olay.

Telefonumun ekranına baktığımda saatin 01.23'e geldiğini gördüm. Bu saate kadar ne Kürşat'tan ne de Ömer'den bir haber vardı. Öteki telefonumda ise Doğan ve Albay tarafından düşen bildirimleri görmezden geldim. Yalnızlığımı hiçbir zaman onlarla paylaşmamam gerekiyordu. Yalnız olmak, kuru bir kalabalığın içinde olmaktan kat be kat daha iyiydi. Şuan kızgın olduğum için böyle hissediyordum belki. Ne kadar büyük konuşsam da bir gün onları affedeceğimi biliyordum ama onlara olan kırgınlığım asla geçmeyecekti. İşte bunu daha iyi biliyordum.

Dışarıdan araba sesi duyduğumda elimdeki telefonu bırakıp pencereye koşturdum. Camdan dışarıyı gözetlerken tanıdık gelen plakayla gözlerim kısıldı. 34 KRS 225

Bakışlarım önce Fadime Sultan'a değdi. Uyuyordu. Ona ses çıkartmadan sessizce kapıyı araladım ve dışarı çıktım. Ben çıkarken Kürşat ve Ömer arabadan iniyordu. "Nazlı nerede?" diye sordum çıkar çıkmaz onları umursamadan. "Buldunuz mu? İyi mi?"

İkisinin de yüzünde bir hüzün gizliydi. Arabadan inen kimse de yoktu ayrıca. "Size diyorum..." dedim, tereddütle. "Bulamadınız mı yoksa?"

İçimde anlam veremediğim bir korku vardı. Bizimkiler böyle bir hata yapmamalıydı. "Maalesef..." dedi Ömer, başını öne eğip.

"Ne maalesef?" dediğimde Kürşat'a dönmüştü bakışlarım. "Bu saat oldu hâlâ bulamadınız mı küçücük kızı?"

"Maalesef ki bulduk!" diye neşeyle şakıdığında Ömer arabanın arka kapısı açıldı ve minik iki çift ayakkabı görüş açıma girdi. İçime bir su serpildiğinde Nazlı, "Sare!" diyerek koşa koşa bana gelmişti. Saniyeler içerisinde resmen kucağıma atladığında ise ona sımsıkı sarmıştım kollarımı. "Beni özledin mi?"

KETENPERE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin