BÖLÜM 24 : ❝MEZARLIK❞ | 1.KİTAP FİNALİ

30 1 0
                                    

final için sizden ricam bol bol satır arası yorum yapmayı unutmayın

BÖLÜM 24 : MEZARLIK | 1.KİTAP FİNALİ

❝En güçlü olanı oynamıştım hep, en zayıf olanın ben olduğumu bile bile.❞


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


1782 GÜN ÖNCE

- 7 MAYIS 2017 -

Beyaz gömleğimle mavi kotumu giyerek üzerime bordo ceketimi attığımda çıkmak için hazırdım. Ne olursa olsun Allah'tan buraya hazırlıklı gelmiştim. Yoksa kombinsiz kalacaktım. Her zaman tedbirli oluşum bana yine bir artı bırakmıştı. "Al kızım." diyen Fadime Hanımla üzerimi düzeltmeyi bırakıp başımı kaldırdım. Bana kafama örtünmem için şallarından birini vermişti.

"Teşekkür ederim Fadime Sultan." derken saçlarımı arkamda at kuyruğu yaparak şalı başıma örttüm. Mezarlığa gidiyorduk ne de olsa. Nilüfer'e bu dünyada saygı duymamışlardı, bari öteki dünyada saygı duysalardı.

"Çok yakıştı." dedi Fadime Hanım, şalımın önlerini düzeltirken gülümseyerek. Ona karşılık gülümseyerek dışarı çıkmak için adımlamıştım ki diğer odadan Nazlı çıkageldi sevinçle.

"Sare! Nasıl olmuşum?" diye sordu etrafında dönerek. Beyaz bir elbise giymişti ve üzerinde kocaman kiraz motifleri vardı. "Annem beğenir mi beni böyle?"

Son cümlesiyle birlikte yüzüm düştüğünde sertçe yutkundum ve hemen toparladım. "Çok beğenir." dedim sessizce. Dün gece Kürşatla arabada uyuyakalmıştık. Sonrasında ise gözlerimi açtığımda kendimi evde, kanepenin üzerinde bulmuştum. Kürşat gece yarısı uyanıp beni buraya taşımıştı boynum ağrımasın diye. Sabah uyandığımda ise dışarı bakındığımda iki büklüm kollarını göğsünde birleştirip uyuduğunu görmüştüm. Uyandığında ise mezar üzerine gideceğimizi söylemişti Nazlı'ya. Bu yalnızca Kürşat'ın değil Nazlı'nın da annesini ilk ziyaret edişiydi.

"Hadi gidelim hemen, seni onunla tanıştıracağım!" dedi Nazlı, ellerimi tutarak beni çekiştirirken. "Seni çok seveceğine eminim, Sare!"

Koştur koştur kendimizi dışarıda bulurken Kürşat'ın kalçasını arabaya yaslayıp bizi beklediğini gördüm. Hepsinin de üzerinde dünden kalma takımlar vardı. Bir onlara bir kendime baktım. Süslü olmak suç muydu, ne yapsaydım yani? Hiç öyle bakmasınlardı, süsümden ödün veremezdim.

"Dayı, amca nasıl olmuşum?" Nazlı bir anda ellerimden kurtulup Ömer ve Kürşat'ın başının etini yemeye giderken onu karşılayan kişi Ömer olmuştu. Yarı uykulu bir şekilde esneyerek, "Çok güzel olmuşsun fıstık." diye mırıldanırken gözlerinden uyku akacak gibiydi. "Başımı döndürdün güzellikten."

KETENPERE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin