BÖLÜM 19 : ❝AŞK❞

31 1 0
                                    


BÖLÜM 19 : AŞK

❝Bir gün onu öldürecektim. Silahla değil, aşkıyla.❞

✨️

1784 GÜN ÖNCE

- 5 MAYIS 2017 -

Zamanın tüm yaraları sardığını duymuştum. Annem ve babamın beni terk ettiğini öğrendiğimde, beni büyütüp bu yaşa getiren dedemin vefatında, Miray'ı kaybedişimde.. Hayatımda yolunda gitmeyen her anda bu söz kulağıma küpe olmuştu. Fakat zamanın tüm yaraları sardığı falan yoktu, aksine acı katlanarak artmaya devam etmişti.

Hayata dair hep bir ısrarcı olmuşluğum vardı. Sürekli koşuşturma içindeydim kendimi bildim bileli. Ama bunların hiçbir önemi yoktu. Eğer hayatta bir amacın varsa yapman gereken tek şey tüm geçmişi ardında bırakmaktı.

Gözlerimi yavaşça aralarken zihnim dün geceki anları gözden geçiriyordu. Önüme gelen saçlarımı geriye itelerek elimi alnıma koydum. "Sevebilir misin beni?" diye sormuştu Kürşat Bozkır dün gece kollarımdayken. Gözlerinde öyle derin ve öyle anlamlı bir bakış gizliydi ki, içimden kısa bir anlığına da olsa onunla gerçekten düşman değil de birbirine sevdalı iki genç insan olmayı diledim. Hayatım boyunca kimse bana böyle bakmamıştı. Hoş, ben de izin vermemiştim. "Bütün doğrularımla, yanlışlarımla beni sevebilir misin?" diye devam etmişti kısa bir sessizliğin ardından.

Dudaklarımda hafif bir gülümseme belirmişti. Göğsünün üzerindeki ellerimi yavaşça yüzüne yerleştirmiş ve tıpkı onun gibi gözlerinin en derinlerine bakmıştım katran karası gözlerimle. "Severim," demiştim derin bir iç çekerken. "Peki ya sen? Sen sevebilir misin beni? İnatçılığımla, arzularımla.. Hiçbir sınır tanımamamla, isyanlarımla... Sevebilir misin?"

"Barda bir kadınla karşılaştım." demişti, bana cevap vermek yerine. "Uzaktan izledim bir süre, gözlemledim. Ürkek bir ceylan gibiydi. Sanki dokunsan ağlayacak, bir şey desen parçalara ayrılacak gibi. Kırılmış fakat yapıştırılıp ayakta durmaya çalışan bir eşya gibi.." Kaşlarım çatılmıştı sözleriyle. "Ama bir yandan da hayatımda gördüğüm en cesur kadındı." diye devam etmişti dudaklarında yamuk bir gülümsemeyle. "İnatçı, hırsları olan bir kadındı. Çektiği acılara, yaşadığı zorluklara göğüs gererek hayatına devam eden bir kadındı. Ve ben o kadını çok sevdim Sare. İnatçı oluşunu sevdim. Hırslarını arzularını sevdim. Dikenlerini sevdim. Ona sınır koysam bile bana boyun eğmeyeyişini sevdim. Ben o kadının her şeyini çok sevdim ve severim de. Ömrümün yettiği yere kadar severim hem de."

Hissettiğim o yoğun duygu hâlâ taptazeydi. Sıkıntıyla oflayarak yan tarafıma döndüğümde Kürşat'ın yanımda olmadığını farkettim. Yanımda olmadığı yetmiyormuş gibi ona dair hiçbir şey de kalmamıştı odamda. Hiçbir iz bırakmamıştı kendine dair.

Yavaşça yattığım yerden doğrulup dolabıma ilerledim ve üzerime bol oversize bir tişört, hemen altıma ise kot bi şort geçirdim. Saçlarımı tepemden bir topuz yaparak yüzümü yıkayıp koridora çıktım.

Ömer henüz gelmemişti tahminimce. Kapısı kapalıydı bahçede ise arabası görünürde yoktu. Peki Kürşat sabah sabah nereye kaybolmuştu?

Merdivenlerden birer birer inerek etrafa bakınırken bana doğru koşarak gelen Jessy'i görmek umduğum bir şey değildi. Olduğum yerde irkilirken yüzümdeki anlamsız ifade yerini mutluluğa bıraktı. "Kızım," dedim ellerimle başını okşarken. "Kürşat nerede? Gördün mü onu?"

Bana işaret edercesine hırladıktan sonra havlayarak önüme düştü ve yürümeye başladı kuyruğunu havaya dikerek. Yönü mutfağa ilerlerken içeri girmek yerine tam olarak mutfağın önüne oturdu ve bana baktı. O an anladım ki Kürşat mutfaktaydı.

KETENPERE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin