2

738 55 29
                                    

Arabadan indiğinde kapının açıldığını gördü Felix. Chan demir kapıyı kapattığı gibi yanına geldi. Felix elini kaldırıp kısaca selam verdikten sonra ikisi de yürümeye başladılar. Nereye gittiklerini bile bilmiyordu küçük olan. Merakla kafasını kaldırdı.

''hyung nereye gidiyoruz?''

''Alışverişe''

Şaşırmıştı Felix. Bunu beklemiyordu, kendisini sırf alışveriş için mi aceleyle çağırmıştı yani.

''Hyung acil bir şey mi almamız lazım?''

Chan ona baktı ve güldü. 

''Yok ya bir kaç şey alalım gezmiş oluruz'' dedi ve sustu. Tuhaftı yani. Felix bir şey demeden onu takip etti. Küçük bir butik dükkanın önüne geldiklerinde hyung maskesini çıkardı ve kapıyı açıp içeri girdi. Küçük olan arkasından girdiğinde etrafa bakındı ve bir sürü kıyafet olan askıları gördü. Çok şirin kıyafetler vardı. Merakla bir kaç kıyafete bakındı. Hepsi çok güzeldi. Chan yanına geldiğinde gülümsedi ve elindeki ceketi üstüne tuttu.

''Hyung bu nasıl? alayım mı?''

''Güzelmiş ama bence mavi rengini al daha hoş duruyor'' dedi ve mavi ceketi alıp çalışan kadına verdi. Felix şaşırmıştı, Chan hyung onun için bir seçim yapmıştı. Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştı hatta beraber pek fazla dışarıda gezip alışveriş bile yapmamışlardı. Bu bir ilkti. 

''Teşekkür ederim hyung sana da bir şeyler bakalım'' dedi Felix ve hemen bir kaç ceket ve kazak alıp göstermeye başladı. Chan biraz düşünür gibi yaptı ve elinde duran siyah ceketi alıp üstüne tuttu. 

''Bu yakıştı mı?''

Hevesle el çırptı Felix.

''Evet hyung! çok güzel durdu bunu alalım''

Chan gülümsedi ve ceketi alıp kasaya doğru yöneldi. Felix arkasından minik adımlarla ona yetişti ve kadına gülümseyip kıyafetleri katlamasını izledi. Chan kartını çıkarıp ödeme yapacağı an küçük olan elini hızla götürüp onu  durdurdu. Ellerinin temasıyla ikisi de anlık olarak duraksayıp birbirine bakmaya başladılar. 

''Hyung ben ödeyebilir miyim?''

Chan şaşırmışa benziyordu. Ama yine de kısa sürede toparlanıp ellerini ayırarak kartı yine de kadına uzattı.

''Hayır bu benim sana hediyem''

''Teşekkür ederim hyung'' 

Felix utanarak kıyafetleri aldı ve çıkışa yöneldi. Arkasından gelen Chan ise bir elini omzuna koyarak kendisine çekti küçüğü. Beraber sokakta yürürken etrafa bakınıyorlardı. Bu temastan dolayı biraz gerilmişti Felix. Chan hyung ilk defa kendisine bu kadar yakın davranıyordu. İşin içinde bir şey var mıdır diye düşündü. Yoksa gerçekten artık aralarındaki bu soğukluğun biteceği anlamına mı geliyordu bilemedi. 

''Bira içelim mi?''

Aniden sorduğu soruyla durakladı Felix. Böyle bir soru sorması onu tekrar ve tekrardan şaşırtsa da gülümsedi içtenlikle.

''Olur hyung sen de istersen''

''Canım çekti ve daha önce beraber içmedik değil mi? hadi gel sevdiğim bir mekan var oraya gidelim'' dedi ve adımlarını hızlandırdı. Felix onunla yürürken aklındaki sorularla savaşıyordu. Gerçekten çok mutluydu, Chan ile yakınlaşmak istiyordu her zaman. Yürürken cebinde titreyen telefonuyla kendine geldi ve hemen elini cebine atıp telefonunu çıkardı. Chan ise çaktırmadan telefonuna bakıyordu merak etmişti belli ki arayanı. 

''Efendim anne''

''Neredesin oğlum geç oldu gelmemişsin eve''

''Hyung ile geziyoruz anne üzgünüm haber vermeyi unuttum''

''Ne? Chan yanında mı?''

Kıkırdadı Felix ve tam bu sırada Chan uzanıp telefonu elinden alıp kendisi konuşmaya başladı.

''Anne Felix benimle beraber''

''Oğlum beni çok şaşırtıyorsun. Sen Felix ile takılır mıydın ya?''

''Anne tabii ki yani. İçmeye gideceğiz geç geliriz eve''

''Tamam canım iyi eğlenceler size''

Telefonu kapatıp geri vermişti küçüğe. Mekanın önüne geldiklerinde etrafına baktı Felix. Burası çok güzel bir yerdi. Loş ışıkları ve güzel müzikleriyle oldukça tatlı duruyordu. Felix hevesle Chan ile içeri girdi ve kırmızı sandalyeleri olan çatı katına geçip karşılıklı oturdular. Etrafında bir sürü çiçek, sarmaşık ve renkli topları olan sıralı ışıklar vardı. Hafifçe kafasını kaldırdığında ise gökyüzündeki parlak yıldızlar tıpkı yanaklarında olan yıldızlar gibi serpişmiş halde gülümsüyordu. İçtenlikle gülümseyip bakışlarını hyunga yöneltti. Chan ise etrafından bir haber onu izliyordu, elini çenesine koymuş destek alırken. 

''Burası çok güzel bir yermiş hyung değil mi? şu çiçeklere baksana harika özellikle yıldızlar''

Chan hala onu izlerken hızlıca söylemişti.

''Burada olan tek güzel şey sensin Felix'' dedi Chan hala eli çenesindeyken.

Felix şu an kıpkırmızı olduğuna emindi. Neden birden böyle demişti ki? ah tamamen utanmıştı.

''Hyung birden nereden çıktı hahah baksana ama yıldızlar harika'' diye konuyu geçiştirmeye çalıştı. Ama Chan hala baygın bakışlarıyla onu izliyordu. Etrafına bakmamıştı bile.

''Senin yıldızların kadar güzel değil hiçbir yıldız'' dedi.

Felix şaşkınca ona bakarken dudaklarını araladı fakat bir şey diyemeden geri kapattı. Neyse ki masaya gelen garson ortamın tuhaflığını alıp götürmüştü.






''Çok teşekkür ederim hyung'' dedi Felix paytak adımlar atarken. Neredeyse beş tane bira içmişti ve şu an oldukça sarhoş olmaya yakın hissediyordu kendini. Alkol arayan biri değildi Felix. Arkadaşlarıyla buluştuklarında biraz içerdi sadece. Chan ise onunla yakın derecede çakır keyif duruyordu yanında adımlarken. İkisi yan yana sessiz sokakta yürüyorlardı. Sokak ışıkları bile pek fazla parlak değildi şu an. Hafifçe esen rüzgar etraftaki çiçeklerin şarkı söylemesini sağlıyor, bir sürü elektrik kabloları altında yürüyorlardı adım sesleriyle. 

Yalnızlardı. Felix hüzünle gülümsedi, ayaklarını izlerken. Her zaman geceleri boş sokaklarda yollarda yürürdü. Yalnızdı her zaman, yorgundu. Bayılacak gibi olurdu bazenleri adımlarını atarken. Düşünürken mırıldanmaya başladı, bir şarkı aklına gelivermişti. Ritim tutarken dudaklarıyla hafifçe yandan yırtılmış spor ayakkabılarıyla taşları ittiriyordu.

 Bu sırada dikkatini dağıtan bir şey oldu, Chan kolundan tuttu hafifçe parmak uçlarıyla dirseğinden aşağı yöneltti dokunuşlarını. En sonunda minik parmakların etrafında sardı büyük elini. Felix ise merakla ellerinin birleşmesini izliyordu. Elini tuttuğu an başına kaldırdı ve gözlerine baktı büyüğün. 

''Artık yalnız yürümeyeceksin bu yalnız sokaklardan''.





PINK / CHANLIX (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin