''Günaydın!''
Felix'in annesi bağırarak içeri girdiğinde babasıda arkasından gelip güldü. Felix sabah erkenden kalkmış ve ailesi geleceği için kahvaltı hazırlamıştı. Şimdi Chan ve Changbin'de yanlarına gelmiş sarılıp özlem gideriyorlardı. Felix heyecanlı hissediyordu fazlasıyla, annesi ona getirdiği şeylerden bahsederken hepsi sofraya geçmişlerdi.
''Neler yaptınız bakalım çocuklar biz yokken?'' babası heyecanla sorunca Felix hemen konuşmaya başladı.
''Sınavlarım vardı baba hepsine girdim şimdi tatilin tadını çıkarıyorum''
''Chan sen girmedin mi?'' merakla sordu babası. Chan ise kafasını salladı ''benim proje teslimlerim vardı hepsini verdim baba''. Annesi hemen lafa karıştı ve eliyle babasına laf attı ''Ay sabah sabah sorduğun şeylere bak bugün Noel'' dedi.
Felix annesiyle babasının bu haline güldü ve yanında oturan babasının omzuna başını koydu.
Yemeklerini yerken Jisung ve Minho gelmişti, ev git gide kalabalıklaşırken Felix bir oraya bir buraya koşuşturup bir şeyler hazırlıyor ve gülüp eğleniyordu. Sevdiği herkesin yanında olması onu oldukça hoş hissettiriyordu kendi kendine düşünceleri arasında bunu hak edecek ne yaptım Tanrım diye soruyordu içinden. Bardakları masaya koyduğu an kapının sesiyle kafasını çevirdi o tarafa, muhtemelen diğerleri gelmişti. Kapıya doğru koşturdu ve açtığında karşısında kırmızı ve yeşil tonlarınla kazaklar giymiş üçlüye baktı. Seungmin aralarında sırıtırken Jeongin şarkı söylemeye başlamıştı Hyunjin ile. Noel şarkılarını söyleyerek içeri girdiklerinde annesi de onlara katılmıştı. Hepsi gülüşüp sarıldılar ve salona geçtiler. Hyunjin üstündeki bol kırmızı kazağını gururla gösterip en güzel Noel hediyesi olduğunu söylüyordu, annesi kendisi örmüş ve ona hediye etmişti. Felix kalabalığın arasına geçip babasının yanına oturduğunda karşı koltukta gülerek ona bakan Chan'a baktı. Gözlerinin içi gülüyordu ve hafifçe öpücük attığında o da gülümsedi. Bu kalabalık ailesinin sesleri arasında sadece o ve kendisi var gibiydi, kalbinin ritmi düzensizleştiğinde içi titredi.
''Felix iyi misin?'' babası dürtüp söylediğinde gülümsedi ve başını salladı. Chan karşıdan onları izlerken kalktı ve rengarenk ışıkları yanan ağacın yanına doğru gidip oturdu, çaktırmadan sevgilisinin yanına gitmeye çalıştığı belliydi. Bunu fark eden Changbin hafifçe öksürüp kalktı ve mutfağa gitme bahanesiyle uzaklaşınca Chan Felix'in yanına oturdu. Yanında olduğunda daha rahattı, huzurla arkasına yaslandı ve konuşulanları dinlemeye başladı.
Felix yemek yemeğe geçtiklerinde masadakileri izlerken annesi heyecanla fotoğraf çekmek isteyince hepsi gülüştüler. Fotoğrafı çekerken söylenmesi daha da güldürüyordu hepsini, 'yaklaşın hadi! Hyunjin gülümse!' demiş ve ardından sekiz arkadaşın beraber bir fotoğrafını çekmişti. Hepsinin üstünde bir huzur geziniyordu, ailenin ne demek olduğunu anlıyorlar ve bu güvenli bölgede sonsuza dek kalmak istiyorlardı. Felix kalkıp minik adımlarla ağaca yaklaştığında hediyelerden birini eline aldı.
''İlk hediye Jeongin için hadi gel minik ekmeğim''
Jeongin zıplayarak yanına gittiğinde kocaman sarıldı ve yanaklarından sulu bir öpücük çalmıştı. Felix hediye kutusunu uzattığında sevecen bir halde açmaya başladı küçük olan, meraklıydı diğerleri gibi. Kutuyu açtığında karşısındaki ayakkabılara bakakaldı. Öylesine şaşırmıştı ki bir şey söylemeyince Felix endişeyle başını eğdi ona doğru.
''Beğenmedin mi yoksa?''
''Ah. Hayır hayı- yani böyle pahalı bir hediyeyi beklememiştim'' dediğinde Felix saçını karıştırdı gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PINK / CHANLIX (Tamamlandı)
Fanfiction''Felix o senin üvey abin farkındasın değil mi?'' dedi Jisung. Ama Felix sadece ağlayarak ona sarılmaya devam etti. ''Bırakamam ondan çok hoşlanıyorum'' Chanlix // Küfür argo ve 18+ içerik vardır.