''Felix''
''Efendim?''
Felix kalabalık arasında sevgilisine baktı ve onu duymaya çalıştı. Evde yılbaşı kutlaması yapıyorlardı bir çok arkadaşları geldiği için ev kalabalıktı. Sevgilisinin elinden tutup kendine çektiğinde Felix merakla bakındı gözlerine.
''Gidelim mi?''
''Nereye?''
''Hadi gel'' elini sımsıkı sarıp çektiğinde aceleyle ceketlerini giymiş ve evden çıkmışlardı. Felix hem merakla hem de telaşla arabaya giderken söylenmeye başladı. Arabaya bindiğinde boynuna gelişi güzel sardığı atkısını düzeltti ve kemerini taktı. Chan gülerek yola bakarken bir yandan Felix'e bakıp öpücük atıyordu.
Tanıdık yere geldiklerinde duraksadı Felix. Buraya uzun bir süre önce gelmişlerdi, o zamanlarda araları pek iyi değildi. Arabadan inip sokak lambasının altında durduğunda üşüyen ellerini montunun cebine soktu. Chan yanına geldiğinde beraber yürümeye başladılar, bilindik taşların üstünde yürüyorlardı elektrik direklerinin bol olduğu ara sokakta.
''O gün sana çok sinirliydim'' anımsadığı hissi bedenini hafifçe titretirken Chan meraklı gözlerle yanında yürüyen çocuğa baktı.
''Seni tersliyordum biliyorum'' sarışın çocuk kıkırdadı.
''Hayır sadece o değil, saçma sapan davranmıştın o gün. Acele edip gelmiştim ama sen alışveriş yapalım dediğinde cidden seni tokatlamak geldi içimden''.
''Haklısın ne kadar hatalı olduğumu biliyorum tam bir beyinsizdim''.
''Beni gerçekten çok kızdırdınız bay Bang''.
Felix hafifçe kaşlarını çatıp sevgilisinin elini tuttu. Beraber daha önce yürüdükleri dükkanın önünden geçip bira içtikleri mekana vardılar. Chan önden geçip bildiği masaya yürürken Felix hala inanamıyordu. Daha önce buraya geldiklerinde gözlerine bile bakamıyordu, her bir kelimesi bile büyük kavgaya neden olabilecek şekilde araları gergindi.
''Hadi otur sevgilim''
Felix oturduğunda ise Chan sıcak bir gülümseme verdi sevgilisine. İçeceklerini söylediklerinde ise boğazını temizledi Chan.
''Bir şey mi konuşacağız yoksa?''
Felix meraklı gözlerle ona bakarken Chan kafasını salladı. Bu durum biraz kendisini germişti, ayrılmak mı isteyecekti yoksa? sanmıyordu ama ihtimalleri göz önünde her zaman bulundurmalıydı.
''Seninle bir şey konuşmak istiyorum Yongbok''
Kaşlarını çattığı sırada içecekleri gelmişti. Sessizce sevgilisini izliyordu Felix. Chan uzanıp biraz içip bardağı geri bıraktı ve kafasını yana yatırıp kendisini rahatlattı. İşte başlıyordu.
''Felix''
Meraklı gözlerle bakmaya devam etti Felix.
''Benden ayrılıyor musun?''
Aniden dayanamayıp sorduğu soruyla Chan şaşkınca ona baktı önce. Sonrasında ise kendisini tutamayıp gülmeye başladı. Gülüşleri kahkahaya dönüştüğünde Felix sinirlenmişti.
''Dalga geçme de söyle hadi''
''Sakin ol ayrıldığım falan yok Felix. Güzel bir şey konuşacaktım''
Felix derin bir nefes aldı ve geriye yaslandı. Gerildiği her halinden belli oluyordu ve bu durum Chan'ı fazlasıyla gülme isteği içinde bırakıyordu.
''Bak Felix şimdi söyleyeceklerim gerçekten çok önemli, umarım beni anlarsın.''
''Evet anlayacağım''
''Tamam şimdi izin verirsen başlıyorum''
Boğazını temizledi ve nefesini verdi.
''Hayatlarımız birleştiğinden beri seni seviyorum. Seni her zaman çok seveceğim ve bu her gün artıyor. Senden çok kaçtım gerektiğinde sana tam bir piç gibi davrandım ama bunların hepsi olabilecek bütün senaryolarda aptallık ve koruma iç güdüsüydü. Ama senden kopamadım daha çok bağlandım, seninle kavga ettiğimiz her an ölmek istedim. Yaptığım her şey için ne kadar özür dilesem de boş olduğunu biliyorum çünkü seni çok kırdım. Her şeyin farkındayım ve bununla yaşıyorum, senden asla kopamayacağımı bir noktada biliyordum fakat elimden ne geliyorsa yaptım. Şimdi ise tamamen sevgilim olduğun gerçeğini kabul edemiyorum, rüya mı yoksa bir lütuf mu emin değilim. Bugün ise seni buraya getirmemin sebebi buraya geldiğimizde sana söylemiş olduğum şey. Hala unutmadım o gün sana ''Bu yollardan artık yalnız yürümeyeceksin demiştim hatırlıyor musun? evet bu konuda ciddiydim.
Felix..
Ben bilet aldım ikimiz için ve eğer sen de kabul edersen gideceğiz.''
''Nereye?''
Felix gözleri dolu bir şekilde Chan'a bakarken karşısındaki adam ayaklandı. Ne olduğunu anlamaya çalıştı.
Önünde durdu ve yavaşça eğildi Chan.
Elindeki yüzüğü gördüğünde ise şaşırmaktan kendisini alamadı.
''Bu yollardan elimi tutarak yıldızların altında her gün yürür müsün yıldızım? Benimle evlenir misin Felix?''
Ağlamaya başlamıştı Felix. Karşısında eğilmiş olan sevgilisi de ağlıyordu ve durduramıyordu göz yaşlarını ikisi de.
Felix bir hışımla öne atılıp boynuna atıldı sevgilisinin.
''Evet tabii ki yürürüm Chan, her zaman ölene dek seninle olmak istiyorum seninle olmak istiyorum seninle sadece seninle!''
Bağırdığında ikisi de birbirine sımsıkı sarılıp ağladılar. Etraftaki insanların alkışlarını tek tük duyuyorlardı. Chan yavaşça sevgilisini itti ve eline uzanıp yüzüğü parmağına taktı ve diğer yüzüğü de ona verdi. Elleri titreyerek aldığı yüzüğü sakin kalmaya çalışıp parmağına taktığında gülümsemeden edemedi ikili.
''Chan annemlere ne diyeceğiz nasıl olacak ne yapacağ-''
''Herkesin her şeyden haberi var güzelim, gidiyoruz buradan ve evleniyoruz. Babam ve annem çok heyecanlılar ve birazdan herkes gelecek''
''Chan inanamıyorum hala nasıl olabilir böyle bir şey sen bir hayaldin''
''Hayır yıldızım, sen hayaldin ve benim gerçeğime dönüştün, seni asla bırakmayacağım''
''Seni seviyorum Chan''
''Seni seviyorum Felix''.
--
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PINK / CHANLIX (Tamamlandı)
Fanfiction''Felix o senin üvey abin farkındasın değil mi?'' dedi Jisung. Ama Felix sadece ağlayarak ona sarılmaya devam etti. ''Bırakamam ondan çok hoşlanıyorum'' Chanlix // Küfür argo ve 18+ içerik vardır.