3

650 46 11
                                    


''Felix hadi kalk''

Başında söylenen annesini duysa bile gözlerini açmamış hemen arkasını dönüp yatmaya devam etti. Uyanmak istemiyordu çok yorgun hissediyordu kendisini. Gece çok içmişti ve geceden kalma olayından nefret ediyordu. Bir eliyle destek alarak kafasını kaldırdı ve annesine seslendi.

''Bana ilaç getirir misin hiç iyi hissetmiyorum''

Annesi saçları dağınık gözleri yarı kapalı uykudan dudakları ve gözleri şişmiş çocuğa yaklaştı. Endişelenmişti, elini alnına koydu ve ateşini kontrol etti.

''Ateşin yok tatlım halsiz misin?''

Felix derin nefes verdi ve kafasını tekrar yastığına gömdü. Boğuk çıkan sesiyle zaten kalın olan sesini iyice kalınlaştırmıştı.

''Dün biraz fazla içmişim''

Kahkaha duyunca annesine söylenmeye başladı. Neden gülüyordu ki? ilaç verse bütün gün uyusa bir şeyi kalmazdı. Ama annesi çıplak sırtını örtmek için yorganı tutup üstüne çekti ve gülümseyerek kapıya gitti. 

''Kalk hemen sana ilacını vereceğim ve yürüyüşe çıkacaksın Felix bey''

Söylene söylene yatakta oturdu Felix. Hala gözlerini açtıkça acıyordu, kendisine bir daha bu kadar içmemesini hatırlattı. Çabuk etkileniyordu işte alkolden kabullenmeliydi. Kalktı ve üstüne bir tişört geçirdiği sırada odasının önünden geçen hyung ile hemen üstünden kayan pijamasını yukarı çekerek ona doğru koştu. Biraz yalpalayarak Chan'ın yanına geldiğinde hızlıca kelimeleri döktü ağzından.

''Hyung nasılsın? günaydın bu arada nereye gidiyorsun acaba? başın ağrımıyor mu? İyi mis-''

''Yeter ufaklık sakin ol''

Chan onu durdurdu ve çantasını omzuna atıp mutfağa ilerledi. Arkasından gelen minik ise onu takip ederek hala cevap bekliyordu. Chan bir elma alarak ısırdı ve tezgaha yaslanarak ona baktı.

''Neyin var böyle bütün gece içmeye devam mı ettin?'' gülmesiyle Felix kıkırdadı. Sarı saçlarını eliyle karıştırıp buz dolabını açtı ve bir yandan ona bakıyordu. Chan ise elmasını ısırıyor ve minik bakışlar atarak Felix'i süzüyordu. 

''Sen hiç içmemiş gibisin ama hyung'' dedi buz dolabının kapağını kapatıp yüksek tabureye otururken. Eline aldığı kase ile süt doldurup ardından kahvaltılık mısır gevreğini dökerken merakla Chan'a baktı. Büyük olan pek tepki vermeksizin son ısırık alıp çöpü attığı sırada anneleri gelmişti.

''Günaydın minik aşklarım ne yaptınız gece ya öyle Felix dağılmış'' dedi gülerken.

''Fazla içmemesi gerektiğini öğrendi anne'' dedi Chan ve giderken Felix'in omzuna minik bir dokunuş atıp göz kırptı. Felix ise ağzı açıp halde ona baktı arkasından. Hyung bazen gerçekten anlamsız oluyordu ve Felix artık bunu sorgulamak yerine geri plana atıyordu. Yemeğine geri döndü minik olan annesinin söylenmesini dinlerken. 

Çalan telefonuyla annesinin susması bir miktar rahatlatmıştı sarışını. Arayan tabii ki yakın arkadaşıydı.

''Günaydın ballı çöreğim''

''Günaydın minik pumpkin'' dedi Jisung kıkırdarken. 

''Bugün yürüyerek gidelim mi? '' dedi sarışın boş tabağı sudan geçirip makineye koyarken. Annesi de gülümseyip odasına gitmişti bu sırada. Jisung ise hem gülüyor hem de yaşadığı bir kaç komik şeyden bahsediyordu.

''Yürüyelim de Lix-ah sana bir şey söyleyeceğim''

''Ne oldu? korkutma'' Felix odasına dönmüş ve ne giyeceğine bakarken telefonu omzuyla sıkıştırdı. Bir tişört çıkarıp aynadan bakarak üstüne tutuyor ve düşünüyordu.

''Dün Minho hyung ile konuştum'' demesiyle Felix biraz sesini yükselterek bağırdı. Anında elindekileri bıraktı ve arkadaşına odaklandı.

''Ben dersten çıkmıştım fotoğraf çekiyordum ve o yanıma yaklaşıp fotoğrafa bakmak istediğini söyledi'' 

''Ne? sen ne yaptın?'' heyecanla yatağının kenarına oturdu minik sarışın. Jisung uzun zamandır Minho hyungtan hoşlanıyordu. Minho hyung ile konuşmak çok istiyordu ama fazla çekingen yapısı nedeniyle konuşamıyordu.

''Elim titreyerek kamerayı uzattım amına koyayım''

''Siktir Jisung çok komiksin'' güldü ve tekrar ayağa kalkıp dün aldıklarını giymeye karar verdi aniden, hemen çıkarıp üstüne geçirdi ve arkadaşını dinlemeye devam etti.

''Neyse gelince anlatırım hadi çık sen beş dakikaya oradayım Lix-ah''.


 ♡ ♡


''Felix dersten sonra sinemaya gideceğiz gelmek ister misin?'' 

Gelen soruyla çantasını toplarken yukarı baktı. Seungmin kocaman gülümseyerek ona bakıyordu. Dersleri yeni bitmişti ama Felix çok yorgun hissediyordu yine. Ama yine de minik bir puppy bakışı atan arkadaşını kıramadı.

''Elbette isterim hadi gidelim'' dedi hevesle ve hemen ayağa kalkıp arkadaşlarına yetişti. Hyunjin ve Jeongin kol kola girmiş önden giderken üçlü arkadan yavaşça yürüyordu. Jisung kamerası elinde bir yandan fotoğraflarını çekerken bir yandan gülümsüyorlardı. 

''Ah gelen Chan hyung değil mi?'' dedi Seungmin elini hemen kaldırıp sallarken. Felix kafasını kaldırıp karşıya bakınca bir tuhaflık hissetti. Chan hyung ve kolunu atarak yürüdüğü bu kızı daha önce görmemişti. 

''Sunbae nasılsın?'' dedi Seungmin içtenlikle gülümseyip. Chan kızın omzundan kolunu çekti ve elini ensesine götürüp gülümsedi. Felix bu durumdan pek hoşnut olmamıştı, kız dimdik gözleriyle onu ve arkadaşlarını süzüyordu.

''İyiyim teşekkür ederim sen nasılsın? neler yapıyorsunuz çocuklar?'' dedi Chan.

Hyunjin hemen Chan'ın omzuna hafifçe vurdu ve yanındaki kıza döndü. Felix ise aralarında sessizce duruyor ve Chan hyung ile göz göze gelmemeye çalışıyordu.

''Sunbae yeni arkadaşın mı?'' dedi muzip bir gülümseme vererek. Hyunjin bazen laubali olabiliyordu ve herkes bu duruma oldukça alışkındı. Aralarında kendisine drama queen derlerdi. 

''Sınıf arkadaşım kendisi Yujin'' 

Kız saçını geriye attıktan sonra sevimlice gülümsedi ve eğilip selam verdi. Felix hala şüpheyle ikisini süzüyordu. Chan sertçe bakan Felix'i çok geçmeden fark etmişti fakat ortamda bir şey demek yanlış olurdu. Bir şey demeden Yujin'i kenarı çekti.

''Bizim gitmemiz lazım çocuklar tekrar görüşelim, görüşürüz!''

Arkadaşları selam verdikten sonra yürümeye devam ettiler. Felix giden Chan ve kızın arkasından baktı, bu tuhaftı. Bu kız flörtü müydü diye düşündü. Gözünde patlayan ışıkla irkildi sarışın olan. Jisung onun fotoğrafını çekmişti eski analog makinesiyle. 

''Gözüm acıdı amına koyayım'' 

''Üzgünüm ama çok güzel duruyordun o yüz ifadesi de ne öyle ayrıca? üzgün duruyorsun.'' dedi Jisung kot tulumunun askısını düzeltirken. Felix'te bilmiyordu ki neden öyle olduğunu, sadece bu kızın Chan ile ilgilendiği belliydi. 

''Hadi gidelim filmi kaçıracağız'' 

Adımlarını hızlandırdı Felix ve bu düşünceyi aklından şimdilik uzaklaştırdı.

PINK / CHANLIX (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin