''Felix baksana her yer bembeyaz olmuş!''
Felix heyecanla pencerenin önündeki çocuğun yanına koştu. Kar yağışı fazlalaşmıştı bu yüzden dışarı çıkıp oynamak istiyordu Felix.
Chan'a baktığında sanki düşüncelerini okumuş gibi konuştu.
''Hadi çıkalım mı?''
''EVET!'' diye bağırınca Chan heyecanlı çocuğun arkasından giderek montlarını giydiler. Felix gelişi güzel atkısını boynuna sardığında büyük olan onu tuttu ve kendine çekti. Ani yakınlaşmadan dolayı burunları neredeyse değecekken atkısını düzeltmeye başladı. Felix derince yutkundu ve yüzünü incelemeye başladı.
Chan gözlerini birleştirdiğinde ise yaklaşıp dudaklarına minik ama oldukça hoş bir öpücük kondurdu, Felix bu öpücüğün etkisiyle gözlerini kısaca kapattıve gülümsedi.
''Hadi kardan adam yapalım!''
Elinden tuttuğu gibi bahçeye çıktıklarında Felix küçük bir çocuk gibi oradan oraya koşuşturmaya başladı. Chan yanına doğru yürüyüp yere eğildi ve beyazlıklara elini daldırıp biraz aldı ve elinde yuvarlamaya başladı. Felix yanına eğildiğinde ona bakarak yaptıklarını tekrarlıyor ve minik elleriyle toplar yapıyordu. Chan arada ona bakıyordu ve karşısındaki bu güzelliği olabildiğince hafızasına kazımaya çalışıyordu. Sarı saçları savrulmuş alnına düşerken yanaklarına dökülmüş yıldızları daha da belirginleşmişti, üşümüş olduğundan burnu ve yanakları kızarmıştı. Dudaklarını yaladı ve elindeki kar topunu gülümseyerek büyük olana gösterdi.
''Baksana çok sevimli oldu''
''Bence de hadi şimdi onu yuvarlayalım ve kardan adamımıza başlayalım'' dedi ve yardım etmeye başladı sarışına. Felix'in düşündüğü tek şey şu anki mutluluğun asla bozulmamasıydı. Eskiden de kar fazla görmemişti, Kore'ye geldiklerinden beri alışmaya başlamıştı bu yaşam tarzına. Her kar yağdığında dışarı çıkar ve karla oynardı.
''Havuç! Havuç olması lazım!'' diye aniden aklına gelen şeyle ayağa kalktı Felix. Chan ona gülümserken o koştura koştura içeri girdi ve havuç alıp yanına geri döndü. Kafasını yerleştiren Chan elini uzattı ve havucu alıp karla birleştirdi. Felix minik kıkırtılar çıkarıyor bir yandan titriyordu. Chan bunu fark ettiğinden ona baktı ve elini tuttu. Soğuktan dolayı elleri üşümüştü ve dudakları pembeden mora dönüyordu. Onu bu şekilde soğukta tutmaya devam ederse küçük olan hasta olabilirdi.
''Hadi içeri geçelim çok üşüdün'' dedi ve ayağa kalkıp elini tuttuğu çocuğu kaldırıp kendine çekti. Felix hala içeri girmek istemiyor ve sızlanıyordu.
''Ama daha kardan adamımızın bebeğini yapacaktık!'' diye söylenirken içeri girdiklerinde Chan hemen elini bıraktı ve salona geçip ısıtıcıyı açtı. Felix ceketini ve atkısını çıkardı ve suratını asarak koltuğa attı kendini, daha oynamak istiyordu ama bu adam buna engel oluyordu.
''Ben şimdi sana örtü getireceğim ve sonrasında sıcak çikolata yapacağım hm?'' beklentiyle küçüğün gözlerine bakarken, kafasını salladı. Chan içeri gidip hızlıca gelmiş ve elinde tuttuğu yumuşak örtüyü küçüğün üstüne sermişti, sırada içecekler vardı. Felix sıcağı hissedince hafiften mayışmıştı ve kirpiklerini yavaşça açıp kapatırken huzurla içini çekti. Chan kısa sürede yanına dönmüştü elindekileri sehpaya koyup yanına oturdu ve örtüyü hafifçe kaldırıp bacaklarının üstüne örtüp iyice küçük olana yaslandı. Felix bu yakınlaşmayla gözlerini açmış ve kalbinin hızlanan ritmini içten içe düşürmeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PINK / CHANLIX (Tamamlandı)
Fanfiction''Felix o senin üvey abin farkındasın değil mi?'' dedi Jisung. Ama Felix sadece ağlayarak ona sarılmaya devam etti. ''Bırakamam ondan çok hoşlanıyorum'' Chanlix // Küfür argo ve 18+ içerik vardır.