20

459 38 13
                                    

♡ 

Felix dediği şeyin farkına vardığı gibi eli ayağına karışmıştı. Ne yapacağını şaşırdığında aceleyle kapıyı açıp arabadan çıktığı gibi sağına soluna hızlı hızlı bakarak yürüyordu. Tekrardan hızlanan yağmurun altında yüzüne vuran damlaları eliyle silerken ne düşündüğünü bile bilmiyordu. Arkasından duyduğu ismiyle titreyen bacakları durduğunda sadece gözlerini kapattı. Özür dileyecekti, ağzından kaçmıştı belki de, ne demeli bilemediğinden ağlamaklı bir şekilde arkasını dönecekken kolundan tutulmasıyla gözlerini açtı. 

Chan ona ağlayarak bakıyordu. Islandıkları için dağınık saçları alnına düşmüştü ve yüzünden akan damlalar göz yaşıyla bir olup terk ediyordu yanağını. Beklenti içindeki bakışları endişe ile kavrulurken sonunda konuşabilmişti büyük olan.

''Bende-n kaçma Felix benden yalvarırım kaçma'' biraz kekeleyerek konuştuğunda gözlerini yere indirdi ve burnunu çekti hafifçe kızarık gözlerini kısarak. Felix derin nefes alıp veriyor ama bir türlü düzene oturtamıyordu. Chan tekrar göğsünü kabartıp yüzünü kaldırdığında yukarıdan gelen gök gürültüsü aralarında geçenleri haykırır gibiydi. 

''Doğruyu söyle Yongbok.. gerçekten bunu içten mi söyledin?'' kızarık gözleri beklentiyle bakarken sesi git gide sönüyordu. Felix dudakları aralanıp tekrar kapanırken ne diyeceğini bilemiyordu. 

''Seni seviyorum hyung''

Tekrarladığı an Chan kolunu bıraktı ve hafifçe gülüyor gibi durdu önce fakat sonrasında bu gülüşü büyük bir ağlamaya dönüşünce Felix hayretle karşısındaki çocuğun ellerini saçlarında gezdirmesini izledi. Chan kendi etrafında döndü ve hıçkırarak ağlarken tekrar küçük olana yaklaştı. Felix ise bunun anlamını bilemeyerek yüzüne düşen damlaların verdiği ıslaklığı yine silerek konuştu.

''Hyung sevmemin ne kadar büyük bir aptallık olduğunu biliyorum lütfen bana kızm-''

Cümlesi kesildiğinde Chan sesini yükselterek konuştu.

''Sana kızmıyorum kendime kızıyorum Yongbok çünkü senin kadar cesur değilim''

Anlamayarak ona bakarken kollarından tuttu büyük olan ve yüzüne yaklaştı yüzü. Felix ıslak dolgun ve pembe dudaklara bakarken içindeki titreme tekrarlandı ve yutkundu.

''Seni seviyorum ben''

Gözleri buluştuğunda kaşlarını kaldırdı şaşırarak. 

''Hyung benim gibi sevmediğin ortada'' 

''Nasıl ortada? hıh? sana aşığım ben''

Söylediği şeyle bütün vücudunun hissiyatını kaybetti Felix. Dudakları titremeye başlamıştı, göz yaşları hala yanaklarından akarken elini uzattı ve Chan'ın ıslak yanağına dokundu. 

''Sana aşığım Christopher'' gözlerini kırptı ve gülümseyerek baktı büyüğüne. Chan ise duyduğu şeyi idrak etmeye çalışırken dudakları aralanmış bir şekilde ona bakıyordu. Felix'in yavaşça kafası yere eğilirken merakla yüzünü kaldırdı çenesinden tutarak.

''Gerçekten bana aşık mısın Felix?''

Utanıyordu. 

''Evet hyung şey evet sana uzun zamandır aşığım ben..''

Kısa bir kıkırtı dudaklarından dökülünce Felix'in yanakları olabilirmiş gibi biraz daha pembeleşmişti. Chan gülümsemesini ona sunarken yaklaştı ve kalın dudaklarını bastırdı sarışına, tutkuyla öperken kendine çekebildiği gibi çekti. Felix öpüşünün güzelliğine kendini kaptırırken tekrar gök gürlemesiyle hafifçe kıpırdayınca dudakları istemeyerek bile olsa ayrıldı ve birbirine bakarken Chan kendine çekip sarıldı minik olana.

PINK / CHANLIX (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin