32.

1.8K 182 50
                                    


ilk defa onun ağzından okuyacaksınız :')

keyifli okumalar.

|||

Lee Minho

On sekizine yeni girmiş, sürekli aile sorunları olan, kimseyi umursamayan ergen bir bireydim.

Yanlışlarım doğrularımdan hep daha fazla oldu. Birine güzel bir şey dediysem muhtemelen bu önceki söylediğim kötü şeyi telafi etmek içindir. En çok kendimi seviyordum. İnsana verilen en değerli şeyin kendi ruhu olduğunu düşünüyordum.

Hyunjin'e kadar.

On beş yaşında, çocukken girmişti hayatıma. Yeni tanıştığım arkadaşımın en sevdiği arkadaşıydı. Uzun saçları vardı, güzel bir yüzü, mükemmel bir aile hayatı vardı.

Hyunjin her zaman benim  tam tersimdi.

Hayatıma hiçbir zaman tam olarak girmedi. Birbirimizin hep kapısının önünde bekledik. İçeri adım atmaya cesaret bulamadık. Fakat birbirimizin kapısında beklerken bile dışarıdan laf atmayı eksik etmedik.

Derslerim kendimi bildim bileli iyiydi. Geçmişimde bir spor olması için zamanında çok fazla klübe gitmiştim. Şu an ise ara sıra yaptığım bokstan başka hiçbir şey yapmıyordum. Çünkü diğer klüplerde sizin uyuşturucu kullandığınızı anlıyorlardı. Üç ay boyunca annemin bir arkadaşı sayesinde tanıştığım bir uyuşturucu kullanıyordum. İlk başlarda her şey süper gidiyordu. Gözümden uyku akmadan sınavlarıma çalışabiliyor dilediğim saatte yorgunluk hissetmeden hayatıma devam ediyordum. Sonra iki üç haptan sonra hapı kullanmaya başladıktan sonraki unutkanlıklarım başladı. Uyuşturucu etkisindeyken yaptığım hiçbir şeyi hatırlamaz oldum.

Zaman geçtikçe de bu hoşuma gitmeye başladı. Annem yokken onu düşünmemek bana iyi geliyordu.

Bir gün satıcı ile yan yanayken tanıdık bir yüz beni bulmuştu, Mark hyung. Onu seviyordum, açıkçası onu herkes seviyordu. Bu güne kadar hiçbir zorbalıkla adı çıktığı, insanları kolay kolay kıracak bir şey yaptığını görmemiştim. Onda hoşuma gitmeyen tek kısım Hyunjin'den hoşlanmasıydı. Bunu neredeyse bütün okul biliyordu.

Hyunjin dışında.

Beni bulduğu gibi iyice azarladı. Bir ton laf etti ama ona vazgeçemeyeceğimi söyledim. Ağladım bile. Unutmak istediğimi, annemi anlattım ona. Sadece yanındayken alma sözü verdirdi. O günden sonra sadece onunla birlikteydim hafta sonları. Daha önce kullandığını ama biri yüzünden bıraktığını söylemişti. Bunun Hyunjin olduğunu anlamıştım. Mingi'nin söylediğine göre aşık olduğu çocuk benden hoşlanıyordu. Bunu ona hiçbir zaman söylemedim ki zaten ben de buna inanmadım. Hyunjin beni sevemeyecek kadar iyiydi. 

Bize bir ev tuttum. Kiranın yarısını o ödüyordu faturaları da zaten annemin şirketi hallediyordu. Benim için sıkıntı yoktu çünkü onu gerçekten seviyordum. Tek kardeştim fakat o bana abilik yapıyordu. Yanımda, ben ayıkken sarhoş olmamaya çalışıyordu. Sarhoş olunca çok konuşuyordu ve bahsettiği tek şey benim hafta boyunca kavga ettim Hyunjin oluyordu. Bazen onun için ağlıyordu bile. Kafam alkolden uçmuşken her seferinde sordum. "Bir insan bir insanı nasıl bu kadar sever Hyun?" Her seferinde birkaç dakika duruyor ve yüzümü inceliyordu. Sonrasında cevap veriyordu. "Sevmeyi ondan öğrenseydin anlardın Minho."

narcissus, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin