17 | TOPRAK YAĞMUR'A - D i l d â d e

63 7 9
                                    

Selamünaleyküm.

Çok güzel bir bölümle geldim. Keyifli okumalar dilerim. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.


💧

Nikahımızın kıyıldığı odadan el ele bir şekilde içeri geçtik ve teyzeme dışarıya çıkacağımızı söyledik. Daha doğrusu ben değil Toprak söyledi. Nereye gidecektik bilmiyordum ama beni götürmek istediği bir yer varmış.

Metin amcanın büyük oranda yardımı ve kendisinin kazandığı parayı biriktire biriktire aldığı kırmızı spor arabaya doğru el ele yürüyorduk. Korumalarsız bir yere gidemeyeceğimizden onlar da bizim arkamızdan geliyorlardı tabi.

Arabaya geçtiğimizde Toprak arabayı çalıştırmadan önce bana döndü. "İzmir'in en çok neyini özledin?"

Bu sorusuna anlam veremesem de "Denizini." dedim hiç düşünmeden. Ankara'da denizin olmayışı yıllarca denizi olan bir şehirde yaşamamdan dolayı bana denizi fazlaca özletmişti.

"Sen?" diye sordum. "Sen en çok neyini özledin?"

"Denizini ve Kordon'u." dedi gülümseyerek. "Denizime kavuştum, sıra Kordon'da."

Gözlerimin mavi olmasıyla alakalı birçok iltifat almıştım bugüne kadar ama hiçbiri Toprak'ın bana deniz demesi kadar dokunmamıştı, dokunamazdı da. Toprak'tan başka biri asla kalbime bu kadar dokunamazdı.

Kordon Sahili bizim ilk karşılaştığımız yerdi ve anlaşılan gideceğimiz yer oraydı. Kordon benim için hep çok özeldi ama bu sefer başka bir anlam taşıyordu. İki kalbin birleşmesinin ilk tanığıydı İzmir denizi ve Kordon.

İçten bir gülümsemeyle "Kordon bizim ilk karşılaştığımız yer." diye mırıldandım.

"Ve senin masmavi gözlerinden düşen yağmurlar gökyüzünden yeryüzüne ulaşıp kalbimi ateş gibi yaktığı yer." dedi elini yanağıma götürüp okşarken. Dediklerinin huzurunda gözlerimi kapadım ve gülerek titrek bir nefes aldım. Bir insan nasıl bu kadar güzel cümle kurabilirdi? Nasıl bu kadar güzel bakabilirdi ki?

Elini yüzümden çektiğinde gözlerimi açıp gözlerine kenetledim. O sözüne devam ederken ben sessizce güzel sesinin tınısını dinliyordum.

"Ağladığını görüp yardım etmek istedim sana. İçimden bir ses 'Bu kızın sana ihtiyacı var.' dedi. Böylece yanına doğru adımladım. Sen beni fark ettiğinde âşık olduğum mavilerin sıradan kahvelerime değdi." dediğinde reddederek başımı iki yana salladım.

"Sıradan değil." diye düzelttim onu. "Ben o gözlerde toprak kokusunun yıllardır verdiği huzur ve mutluluktan daha fazlasını buldum. O kadar güzel gözlerin var ki insan diyor ki 'Bir toprak nasıl bu kadar güzel olabilir?' "

Bana âşık olduğum gülüşünü sundu ve "Bu gözler sadece sana öyle bakıyor." diye fısıldadı. "Sadece seni görüyor ve gördüğü güzelin güzelliğini yansıtıyor."

"Benim gözlerim de öyle o zaman."

İç çekerek "Öyle." dedi gülümseyerek. "Ağlamaktan kızarmış gözlerin gözlerimle buluştuğunda içimden ağlamayı hak etmediğini düşünmüştüm ve yüreğim sızlamıştı. O zaman nedenine anlam verememiştim ama şu an her sebebim sensin."

"Sebebim sebebin; kalbim senin, kalbin benim." diye fısıldadım gözlerinin sarhoşluğunda.

Bana sıkıca sarıldı. Ellerim belini bulduğunda kulağıma "Seni çok seviyorum." diye fısıldadı.

YAĞMUR SUYU VE TOPRAK KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin