4 | YAĞMURLA GELEN GÖKKUŞAĞI - H e m d e m

100 11 3
                                    

Bir aydan sonra herkese Selamünaleyküm.

Düzenli bölüm atacağım deyip bunu asla sürdüremem çok sinir bozucu biliyorum ama sanırım benim farkım bu jdbdbdn.

Neyse ben sizi tutmayayım ve siz bölüme geçin. Herkese güzel okumalar. ❤️

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

💧

Kapıya alacaklı gibi vuran Ebrar'dı ve şu an bana sinirli gözleriyle bakıyordu. Sinirden koyu kahverengi gözleri siyaha çalmıştı, fındık burnu ve yanakları hafif esen rüzgârda kızarmıştı. Cildi çok hassastı, hemen kızarıverirdi. Yine kızarmasına şaşırmamıştım.

İçeriye geçtiğinde feracesini çıkardı, askılığa astı ve bunları yaparken hiç konuşmadı. Sadece teyzem "Hoş geldin, kapıyı da kırsaydın yavrum." dediğinde "Hoş buldum, aslında kırmayı planlıyordum da 'Kemal amcaya masraf çıkmasın.' dedim." dedi. Bunu söylerken gram yüzüme bakmamıştı. Bu kız gerçekten manyağın tekiydi ve bugün benimle bir alıp veremediği vardı. Kapıyı kıracak gibi çalmasından belliydi zaten. Acaba görüldü atmama mı bu kadar sinirlenmişti? Olabilirdi, Ebrar'dan her şeyi beklerdim.

Ebrar'ın koyu kahverengi gözleri, siyah kavisli kaşları, fındık burnu, ince dudakları vardı. Biraz kiloluydu fakat boyu uzun olduğu için pek göstermiyordu. Canım arkadaşım pek de güzeldi. Üzerine boyu diz kapaklarının biraz altında, beyaz çizgileri olan siyah bir tunik ve bol kot pantolon giymişti. Başında ise klasik siyah penye şalı vardı. O önde, ben arkada merdivenleri çıkıp odama girene kadar hiç konuşmadık. Odama girdiğimizde ise "Sen bana nasıl görüldü atarsın ya?" diye bağırmıştı. Aşağıda susmasının nedeni teyzemin yanında bağırmak istemiyor oluşuydu, şimdi anlıyordum. Benimle konuşsa kendine hâkim olamayıp bağıracağını biliyordu çünkü.

"İnadına yaptım. Oh, iyi oldu sana." Benim sesim onun sesine göre daha alçaktı çünkü ben onun aksine gayet sakindim.

"Ben hanımefendiyi merak edeyim ama hanımefendi benim mesajıma inadından cevap verme tenezzülünde bulunmasın öyle mi?" diye sordu inanamayarak. Neden her şeyi bu kadar büyütüyordu ki bu kız?

"Sorun bir tane mesaj yazıp altına bilmem kaç tane soru işareti koyup üstüne beş kere aramandı." dedim açıklayarak. "Kızım mesajını görmüyorsam müsait değilimdir, altına bilmem kaç tane soru işareti koymana ne gerek var!?" Sesim az öncekine kıyasla daha yüksek çıkmıştı. "Ayrıca bir kere aradıktan sonra açmamama rağmen niye üst üste dört kez daha arıyorsun ya? Müsait olmadığım aklına gelmiyor mu? Bir de kapıyı kıracakmış gibi çalıyorsun, gerçekten tam bir manyaksın." 

"Yağmur sen gerçekten iyi değilsin. Benim her zaman yaptığım şeye bu kadar sinirlenmezdin ki sen." dedi endişeyle. Haklıydı, onun bu abartılı tepkilerine alışkındım. Şimdi ise neden bu kadar sert tepki vermiştim ki? "Buraya sırf seni merak ettiğim için geldim. Görüldü atmana da trip atayım, dedim. Biliyorsun ben genelde her şeyi abartırım. Kapıyı da o yüzden o kadar sert çaldım ama senin bu kadar sert çıkacağını tahmin edememiştim. Özür dilerim."

Pişmanlığı sesinden ve yüzünden anlaşılıyordu.

"Dileme, bilemezdin böyle olacağını. Üzme kendini." dedim üzgün çıkan sesimle. "Bana gelirsek dünden daha beter bir haldeyim Ebrar. Ağlamadığıma bakma, tüm gözyaşlarım ruhuma akıyor."

"Ah kıyamam ben sana. Gel buraya." dediğinde sıkı sıkıya sarıldık. Kollarındayken cevap verdim. "Sen kıyamıyorsun ama bazı gerçekler kıyıyor."

Geri çekildiğinde yüzüme baktı. "Hangi gerçekler Yağmur anlamıyorum. Anlatabilecek gücün varsa anlatır mısın?"

"Sanırım anlatabilirim. Hem belki iyi gelir bana ama ilk önce şu yatağa bir oturalım, ayakta kaldık." dediğimde yatağa oturduk ve ben anlatmaya başladım.

YAĞMUR SUYU VE TOPRAK KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin