"Güzelim..." Jisung durup Minho'ya dönünce Minho da aynısını yaptı ama başını Jisung'a çevirmedi, gözleri yere sabitliydi.
Jisung nazikçe onun çenesini tutup göz göze gelmelerini sağladı.
"Lütfen, böyle yapma. Kimse sana zarar vermeyecek tamam mı? Koruyacağım seni."
"Ama Jisung, ya... Ya birileri beni tanırsa? Korkuyorum."
"Farkındayım." Jisung onun yüzünü avuçları arasına aldı. "Ama korkmana gerek yok, biz yanındayız. Bak..." Minho'nun başını nazikçe çevirip diğerlerini görmesini sağladı, hepsi ona gülümsemişti. "Seni korurlar, ne olursa olsun. Ben de koruyacağım." Jisung ona nazikçe sarılınca Minho da ona sarıldı. "Başın dik yürü, şu üstündeki ceketi de çıkar."
"Ceket kalsın, şapkayı çıkartırım."
"Morluklar mı korkutuyor seni?" Minho başını salladı.
"Görmek veya göstermek istemiyorum."
"Sen bilirsin." Jisung onun saçlarına ufak bir öpücük bıraktı. "Çok hoş kokuyorsun."
"Chan hyung parfüm verdi, ondan. Küçükken babam yapardı hep bunu, dışarı çıkarken onunla parfüm sıkmama izin verirdi. Bir an için o zamanlardaki mutluluğumu hissettim." Jisung onun şapkasını çıkarıp tekrar elini tuttu, diğerleri onların geldiğini görünce tekrar yürümeye başlamıştı.
"Chan hyung gerçekten hepimize bir baba gibi yaklaşıyor, yanındayken ister istemez güvende hissediyorsun."
"Gerçekten öyle, ama sen daha güvende hissettiriyorsun." Minho onun elini bırakıp kolunu belinde dolayınca Jisung da tek kolunu omzuna attı.
"Beni ne kadar seviyorsun?"
"Hm... Atomlar arasındaki çekim kuvveti kadar." Jisung duraksayınca Minho da duraksadı, onların duraksaması diğerlerinin de durmasına sebep olmuştu.
"Atomlar arasında çekim kuvveti mi var?" Seungmin onun omzuna vurdu.
"Yok mu gerizekalı? Evrendeki en güçlü kuvvet atomlar arasındaki çekim kuvveti." Jisung'un gözleri şokla açıldı.
"Lan bu Minho... Bu Minho nasıl bunu biliyor? Doğruyu söyle bot musun sen?" Jisung onun omuzlarını tutup hafifçe Minho'yu sarstı, Minho kıkırdamıştı.
"İki doktor benimle muhabbet ederken söylemişti, ara sıra hastalarla konuşup durumları hakkında bilgi almaya çalışırlar ve böyle zamanlarda hep nasıl hissettiğimizi sormazlar. Merak ettiğimiz veya ilgili olduğumuz konuları araştırıp bize anlatırlar." Jisung dudak büzdü.
"Ben de istiyorum ya, bu çocuk benden daha bilgili. Lino-ya... Beni de engin kültür denizinde bir geziye çıkartır mısın? Bildiğin her şeyi anlat bana." Minho gülerek onun yanaklarını sıktı.
"Tatlı bir şekilde istersen olur."
"Hwang ikizlerin dilinden düşmem o zaman, hayatta olmaz."
"Yol boyu sessizce yürürüz o za-" Jisung tatlı bir şekilde gülümseyip yüzünü iki eli arasına aldı.
"Seni ve tatlış sesini dinlemeyi çook istiyorumm~" yaptığı aegyo'dan sonra yumruk yaptığı ellerini kıvırıp kedi gibi ses çıkardığında Minho istemsizce kahkaha attı.
"Sen cidden çok tatlısın, iyi tamam. Ne istersen onu anlatırım." Jisung keyifle yerinde zıplayıp ona sıkıca sarıldı.
"Manitam ya, nasıl da vicdanlı. Sen konuş, gerekirse boş yap ama ben seni dinleyeceğim." ikisi tekrar el ele tutuşup yürürlerken Felix yanındaki Hyunjin'i dürttü.