Gelişme 2.1

179 16 7
                                    

"Çook yorgunumm..." Jisung düşecek gibi olunca Minho gülerek onu sıkıca tuttu.

"Saat gecenin dördü Ji, yorgun olursun tabii."

"Felix nerde?"

"Uyuyor o, ben sensiz uyumak istemedim. Hadi sen odana git, ben de yemek hazırlayayım sana."

"Yemek mi? Minho sen daha yumurta kızartmayı bile bilmiyorsun." Minho onun yüzünü kavrayıp yanaklarını mıncıklamaya başladı.

"Jeongin ve Felix bebeklerim bana öğretti bir şeyler, odana sen hadii!" Jisung mızmızlanarak onun elini itti ve odasına doğru savsak adımlarla ilermeye başladı.

"Çok gıcıksın, biraz sarılacaktım alt tarafı."

"Bebeğim sen yemek yerken sarılırz, yememişsin sabahtan beri hiçbir şey zaten. Bozma sinirlerimi yürü!"

"Tamam ya, ama söz ver sarılacağına?"

"Söz söz, hadi git!" Jisung kapısında durduğu odasına girmeden önce Minho'ya öpücük atmış, onun gülümsemesine bakıp aynı şekilde gülümsemişti.

Minho'nun gülüşü bile uykusuzluktan gerilmiş sinirlerini yatıştırıyordu.

Biraz yatağında uzanıp dinlenmiş, sonra da kalkıp üstünü değiştirmek adına kendine kıyafet çıkarmıştı. O duşa girip girmemek arasında giderken Minho girmişti içeri.

"Neden üstünü değiştirmemişsin?"

"Minho ayaklarım yok çünkü, koptular sanırım." Minho elindeki sandviçi ona verip ayaklarının dibine oturdu ve ayaklarını nazikçe kendi dizlerine çekti.

"Masaj yapayım mı?"

"Dur tahmin edeyim, onu da mı Felix öğretti?" Minho ayaklarını sallarken başıyla onayladı onu.

"Senin gelince yorgun olabileceğini söyledi, sanırım amacı kendine masaj yaptırmaktı ama gösterdi bir iki şey işte." Minho'nun eli nazikçe bacaklarına masaj yaparken Jisung başını geriye yatırdı.

"Senin masaj yapmana gerek yok, varlığın bile rahatlatıyor." Minho hafifçe gülümsedi.

"Fiziksel rahatlamayla ruhsal rahatlama arasında çok fark var."

"Sen onları da biliyorsun?" Minho bir süre Jisung'u süzdü, sonra bacaklarını fırlatırcasına kenara bırakıp ayağa kalktı.

"Tam bir şerefsizsin, gidiyorum ben." Jisung gülerek doğruldu.

"Gitme ya gel, şaka yaptım sadece. Ya Min!"

"Senden nefret ediyorum." Minho böyle dese de Jisung'u ittirerek arkasına oturdu ve beline bacaklarıyla kollarını dolayıp omzuna yaslandı. "Ciddi anlamda büyük bir nefret besliyorum sana karşı."

"Ama ben aşığım ki sana, olmadı böyle." Minho cevap vermek yerine Jisung'un giydiği tişörtü omzunu açıktan bırakacak şekilde çekiştirdi. "Ne yapıyorsun?"

"Seni yiyeceğim." Jisung olanlara anlam veremezken Minho ağzını açabildiği kadar açıp Jisung'un omzunu ısırmaya çalıştı fakat pek başarılı olduğu söylenemezdi. "Kaslarını sevdim."

"Sağol bebeğim, senin için yaptım."

"Keşke yapmasaydın, yiyemiyorum seni böyle." Minho onun omzunu adeta kemiği yemeye çalışan bir kedi gibi yerken Jisung da kendi yemeğini yiyordu.

"Bebeğim sakin ol biraz."

"Ne demek sakin ol ya? Han Jisung'um var ama yiyemiyorum, seni cebimde gezdireceğim artık. Küçücüksün zaten." Jisung gülerek başını ona çevirdi.

Voices\ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin