Chan kucağına oturmuş Seungmin'in boynuna arkadan kısa bir öpücük bırakırken Minho kapıda onları görünce duraksadı.
"Gelsene?" Minho çekinerek de olsa içeri girdi.
"Siz... Sevgili misiniz?"
"Hm hm, Seungmin elleşme ya!" Seungmin kıkırdadı.
"Ama çok hoş, götün çok güzel bu arada. Sert bir de..." Chan onu sıkınca Seungmin acıyla karışık güldü. "Yapma şunu! Sevgili mi düşman mı belli değil." Minho onların biraz uzağına oturdu, Chan başını Seungmin'in sırtına yaslayıp ona bakmıştı.
"Rahat uyudun mu?"
"Hm hm."
"Kabus falan görmedin mi?"
"Aslında... Gördüm ama sorun değil, uyanınca pek etkisi kalmadı." Seungmin tutması için ellerini ona uzattı.
"Seslenseydin Jisung'a, hemen gelirdi."
"Gerek yoktu, ufak bir şey zaten."
"Anlatmak ister misin? Belki rahatlarsın?" Minho başını iki yana salladı.
"Hatırlamak istemiyorum." o sırada Jeongin ve sırtına çıktığı Jisung içeri girdiler.
"Jeongin bana Minho'nun yüzüne maske takmamız gerektiğini, kendisinden daha tatlı olduğunu kabullenemediğini söyledi. Bu yüzden Jeongin'i kurtlara atacağım." Jeongin onun sırtından inip Minho'nun yanına kuruldu.
"Ama şu tipe baksana, tavşanla kedi karışımı gibi." Jeongin onun saçlarını alnından çekti. "Doğruyu söyle, sen gerçek misin?" Minho kıkırdarken Jisung Jeongin'i belinden tutup yandaki koltuğa attı.
"Beş kardeş geliyor bak, sahiplenme Minhomu." Jeongin canı yanmış gibi mızmızlanmaya başlayınca Jisung onun üstüne uzandı. "Neresi acıdı? Öpeyim geçsin hemen." Jeongin dudaklarını işaret edince Jisung öpmek için eğilmişti ki Chan ona yastık fırlattı.
"Manitama kötü kötü örnekler olmayın döverim sizi, bakma bebeğim bunlara, kapat patilerinle gözlerini." ortamda oluşan kaosu sessizce izleyen Minho Seungmin'in gülerek gözlerini kapatmasına baktı.
Sevgililer... Hep böyleler mi?
Evet böyleler.
Minho irkilerek Jisung'a bakınca Jisung kıkırdadı.
"Düşünürken bana da sesleniyorsun arada."
"Korkuttun beni."
"Amacım bu değildi aslında ama korkunca çok tatlı oluyorsun." Jisung onun yanına oturdu. "Sen daha hiç aynaya bakmadın değil mi?" Minho başını iki yana salladı. "Gel benimle odama."
"Odanda ayna mı var?"
"Fark etmedin mi?"
"Hayır." Minho ellerine baktı bir süre.
Yüzünü görmek... Güzel olacak mıydı ki?
Jisung onun ellerini tuttu.
"Korkma bu kadar, sen bu yüzle yaşıyorsun zaten. Görmen neyi değiştirecek ki?"
"Sadece... Bilmiyorum, haklısın." Jisung onu kaldırıp ardından ayağa kalktı.
"Biz benim odamdayız, sikiş sokuş dönerse diye yerinizde olsam gelmezdim." Jeongin kıkırdadı.
"Umarım Minho hyung üstte olur."
"Üstümde Minho gibi birisi olsa kalpten giderim, umarım olmaz. Hadi Min." Minho onun uzattığı elini kızararak tutup Jisung'un arkasından onun odasına ilerledi, kapının önüne geldiklerinde Jisung onu kendine çevirmişti.