Finale yaklaşıyoruz veya bu bölüm final olur bilmiyorum, sadece biraz süreyi ilerlettim ve şimdi bu enayilerin okuldaki ilk günündeyiz
Minho kendisine uzatılan ele bakıp tekrar Chan'a döndü.
"İnmesem? İstemiyorum insan içine çıkmak." Chan nazikçe onun şapkasını kafasına çekti.
"Yok öyle inmesem falan, in çabuk." Minho iç çekerek onun elini sıkıca kavradı ve sırtına aldığı çantasıyla birlikte arabadan indi.
Bunu istemiyor olmasının bir diğer sebebi Chan'ın okuldaki popüleritesi yüzünden araba kapıda göründüğü anda etrafa üşüşen ve kendilerine dönen insanlardı, Minho o an en çok Jisung'un kollarında olmak veya yok olmak istiyordu.
"Gerilme bu kadar." Chan'ın kolu nazikçe Minho'yu sarınca Minho ona doğru sindi.
Bu kötü bir fikirdi.
Jisung'un cevabı pek gecikmedi.
Bir sorun mu var?
Sadece üstümdeki bakışlar rahatsız edici, yanında olmak istiyorum. Sen neden gelmedin ki bizimle?
Bebeğim benim derslerime daha saatler var, Chan hyung yanında hem. Lütfen biraz dayanmaya çalış, seni gördüğüm ilk yerde sıkıca saracağım.
Lütfen yap bunu, kollarına ihtiyacım var.
Bebeğim ya, kendimi kötü hissettiriyorsun.
Hissetme, zaten Chan hyung beni sınıfıma getirdi şimdi.
İyi dersler sana.
Teşekkürler.
Minho'nun boş bakışları anlam kazanarak Chan'ın gösterdiği çocuğa döndü.
"... Beomgyu sana göz kulak olacak, teneffüslerde ve öğle arasında yanıma getirecek seni. Ona güvenebilirsin ama biraz sinir bozucudur." Beomgyu Chan'ın omzuna vurdu.
"Aşk olsun hyung ya, ben sinir bozucu muyum?" Minho iç çekerek Chan'a döndü.
"Sanırım gerçekten sinir bozucu."
"Hey! Çok gıcıksınız!" Chan kıkırdayarak Minho'yu sıkıca sardı.
"Bir şeye ihtiyacın olursa Beomgyu'ya söyleyebilirsin." Chan onun kulağına doğru eğildi. "Hastane mevzusundan da bahsedebilirsin, seni yargılamaz." Minho yavaşça başını salladı.
"Tamamdır."
"Ben sınıfıma gidiyorum, görüşürüz sonra."
"Görüşürüüz~" Chan onun tatlı ses tonuna gülüp saçlarını okşadı, gitmeden önce Beomgyu'ya da anlamlı bir bakış atmıştı.
Beomgyu bunu umursamadan Minho'nun koluna girdi.
"Hadi çantanı bırak ve gezeliim!"
*~*
"Channie~" Chan kendisine sıkıca sarılan Minho'ya aynı şekilde karşılık verdi.
"Ben de seni bekliyordum." Minho onun arkadaşlarından biriyle göz göze gelince Chan'ın omzuna iyice sinip yüzünü sakladı.
"Ben başka masada otursam? Beomgyu bile başlı başına bir stresti benim için." Chan bakışlarını arkadaşlarında dolaştırdı.
"Olmaz öyle, Jisung ikimizi de ters yatırır düz siker. Tanış arkadaşlarımla." Chan onu kendinden uzaklaştırıp elini sıkıca tuttu. "Bu Soobin, Beomgyu'nun abisi. Bu da Yeonjun, manitası." Minho kendisine uzatılan elleri kızararak sıktı.