Jisung yatağında uzanmış Minho'nun duştan çıkmasını beklerken Felix kapıyı tıklatıp başını içeri uzattı.
"Gelebilir miyim?"
"Tabii." Felix içeri girip onun yanına oturdu.
"Minho banyoda mı?"
"Duş almak istiyordu." Jisung Felix'in saçlarını okşadı. "Ne kullanıyorsun saçlarına ya? Hem boyası uzun süre kalıyor, hem de yumuşacık. Kıskandım şimdi."
"Yeni bir krem aldım, onu kullanıyorum. Saçını boyarsan veririm."
"Çok kötüsün, boyarım maviye." Felix birden onun omuzlarını tuttu.
"Mavi mi? Maviye boyarsan evleniriz." Jisung da onun omuzlarını tuttu.
"O zaman hemen evlenmeliyiz." Jisung yataktan kalkıp diz çöktü. "Hayatımızın kalanında kocam olur musun?" elinde sanki yüzün kutusu varmış gibi elini uzattığında Felix de sahte bir mutluluktan ağlama ifadesiyle elini uzattı ona.
"Evet evet evet!" Jisung onun elini tutup sanki yüzük takıyormuş gibi yaptı, sonra da üstüne atlayan Felix'e sıkıca sarıldı. "Sincabım benim~" ikisi de gülerek tekrar yatağa oturdular.
"Nasıl gidiyor Changbin'inle?" Felix ellerini çırptı.
"Jisung cidden... Cidden çok iyi gidiyor, ne zaman kavga edecek olsak kim sinirli olursa olsun gelip beni öperek susturuyor ve kavgaya gerek olmadığını, sessizce konuşarak da halledebileceğimizi söylüyor. Eğer ona ben sinirliysem geçiyor hemen." Jisung kıkırdadı.
"Changbin hyung bizde kalabilir istersen."
"Kendi istemiyor, Chan hyungu geceleri sinir etmek daha eğlenceli oluyormuş."
"Öyle ama."
"Biliyorum, sen ne yaptın Minho'yla?" Jisung iç çekti.
"Ya Felix, Minho çok güzel. Ve yanında durdukça onun benim olmadığını hatırlayınca üzülüyorum. Ya ben... Ben Lee Minho istiyorum ya! Sevgilim olsun istiyorum." yarama bak Lee Minho bulmuş bide pozisyon seçiyo atarım seni kitaptan yanlışlıkla görürsün
Felix onu omuzlarından tutup sarstı.
"Salaksın sen ya, Changbin gelip beni öptüğünde benim onu sevdiğimi bilmiyordu ama yaptı. Arkadaşlığımız bozulabilirdi, onun yüzünü artık görmek istemediğimi söyleyip bulunduğu her ortamdan kaçabilirdim, bunları bilmesine rağmen yaptı. Minho'yu öptüğünde eğer istemiyorsa büyük ihtimalle senden uzaklaşmaz, hem... Belki o da seni seviyordur?" Jisung başını yana yatırdı.
"Minho'yu öpersem istemiyorsa bile beni üzmemek için reddetmez beni, nasıl anlayacağım gerçekten istediği için benimle olduğunu." Felix iç çekip onun kulağına yaklaştı.
"Minho seni seviyor çünkü, gerçekten çok seviyor. Hem senin dışında kim onu mutlu edebilecek ki? Minho'ya hak ettiği gibi davranabilecek birilerini bulabilir misin? Onu üzmeyecek, kabus gördüğünde yanında olacak, duşa girdiğinde uzun süre ayakta durmaktan yorulursa diye onu bekleyecek, yaptığı, söylediği, istediği her şeyi anlayışla karşılayacak biri. Onu hakedecek birisini bulabilir mi sence? Minho'ya en iyi gelecek kişi sensin, onun sana ihtiyacı var sadece. Git konuş onunla, çıktı duştan sanırım. Batırma ama sakın." Jisung başını sallayınca Felix gülerek ellerini çırptı ve odanın kapısına yöneldi, kapıyı açtığında karşılaştığı Minho'ya gülümseyip odadan çıkmıştı.
"Üşüdüm ya..."
"Üstünü giyin, sonra sana sıkıca sarılayım. Şimdilik seni kapıda bekleyeceğim." Minho'nun onayından sonra Jisung onu odada yalnız bıraktı, kapıda bekleyecekti.