10 milyon asker büyük bir hızla Soykıran topraklarını terk edip BloodWife topraklarına doğru ilerlerken Grant en önde ilerliyor ve askerlini ateşlemeye devam ediyordu. Yüzündeki iğrenç ve korkutucu gülümseme bir an olsun değişmemişti ve aynı çirkinliği sürdürüyordu.
Grant ve askerler BloodWife İmparatorluğuna yetiştiklerinde önlerinde iki kişi duruyordu. Grant zaten bunu bekliyordu. Yollarının kesileceği kesindi.
(Pride)-Gerçekten de böyle bir planın olduğunu düşünmediğimi mi sandın?
(Grant)-Hayır. Tam olarak bunu yapacağını biliyordum. Fakat yanındaki porselen bebeği getirmeni beklemiyordum.
Grant son cümlesinde Betty'yi kast etmişti.
(Grant)-Hayır yani birini kaybetmişken diğerini getirmenin mantığı ne ki?
Grant, Pride'nin yarasını deşmek amacıyla bu sözleri dile getirmişti. Tek derdi Pride'yi önce deli sonra da paramparça etmekti. Bu yüzden de Pride'yi en kolay yoldan sinirlendirmeyi seçmişti ve kızını öne sürmüştü. Ama Pride Grant'ın beklediği gibi bir tepki vermemiş ve...
(Pride)-Merak etme. İşim bittiğinde kızımı alacağım. Ama önce bütün imparatorluğunu alacağım.
Pride'de Grant'la aynı şekilde gülümsemişti. Gülümsemeleri eşit seviyede iğrendiriciydi.
(Grant)-Ge-he! Hayır hayır hayır. Seninle bir çocuk gibi dalaşmak istemiyorum. Alırım alamazsın muhabbetleri biteli çok oluyor. Ah buldum. O zaman şöyle yapalım. Götün varsa alırsın!
Grant kulak tırmalayıcı bir şekilde kikirdemiş ancak hemen vazgeçmişti. Bu şekilde çocukça konuşmalar yapmak istemiyordu. Başka bir şey düşünmüş ve aklına gelen ilk şey olan "Götün varsa alırsın" cümlesini haykırıp ileri atılmıştı.
Pride hemen kollarıyla yüzünü kapatarak siper almış ve yüzünü parçalayacak olan yumruğu engellemişti.
(Pride)-Betty! Git ve askerleri öldür! İmparatorluğa girmelerine izin verme.
"Niye hep en sıkıcı işleri bana veriyor lan bu!?"
(Betty)-Hemen baba!
Betty içinden öyle söylemiş olsa da içinde bulundukları durum gereğince babasıyla tartışamazdı. Yani dediğini yapacak ve kan dökecekti. Zaten bunu istiyor olduğu için bir sorun yoktu. Betty hiç çekinmeden babasının isteğini onayladı ve askerlerin arasına daldı.
Pride ise Betty'ye bağırdıktan hemen sonra üzerine gelen diğer darbeden kaçınmak adına kenara çekilmiş ve Grant boşa uçmuştu. Ancak havada dönerek bir tekme savurmuş ve Pride'nin kafasına patlatmıştı.
Pride yediği tekmeyle birlikte dengesini kaybederken Grant yere inmiş ve bir tekme daha savurmuştu. Pride bu tekmeyi eliyle durdurmuş ve Grant'ın ayağını itmişti. Sonra da bir anda onlarca yumruk atarak Grant'ın bacağından suratına kadar, farklı noktalara vurarak yükselmişti.
Grant aniden yediği onlarca yumruk yüzünden geri itilmiş ancak ayaklarını yere basarak savrulmasını durdurmuştu. Grant durana kadar Pride ileri atılmıştı fakat Grant çekilmek yerine aynı şekilde ileri atılmış ve Pride'ye kafa atmıştı.
Kafayı yiyen Pride takla atarak geri sekerken Grant tek adımla fırlayarak Pride'ye bir top muamelesi yapmış ve şutlamıştı.
Pride bir anda gökyüzüne çıkmış ve kafasını sallayarak kendisine gelmeye çalışmıştı. Gözlerini birkaç defa kırpmış ve düzgünce görebilmeye başladığında gördüğü ilk şey kendisine çarpan kaya olmuştu. Kayayı yedikten sonra burnundan kanlar fışkırmıştı.