Bölüm-237 Babanın Öfkesi

38 12 17
                                    

Rose sırtında Ejder'le birlikte köye doğru ilerlerken oldukça ağır adımlar atıyordu. Nedense Ejder ona fazlasıyla ağır geliyordu. Normalde Ejder'i kaldırmakla bir sorunu olmazdı ama şu an nedenini bilmediği bir şekilde onu taşırken zorlanıyordu.  

Ayrıca yürürken bir yandan da dikkatli olması gerekiyordu çünkü Ejder'in aurası bedenine sığmıyor. Taşıyordu. Taşan aura kamçıları toprağı bir bıçak gibi yarıp geçiyor hatta yok ediyordu. O yüzden de Rose dikkati elden bırakmıyordu. Ejder'den taşan bu aura kendisine çarparsa kendisine de zarar verebilirdi.

Böyle bir riski göze alamazdı çünkü Ejder'den yayılan auranın ne derece tehlikeli olduğunu biliyordu. Ejder'in bedeninde var olan aura önüne çıkan her şeyi yok edebilecek güçteydi ve insan bedenide bir istisna değildi. Yani en ufak bir dikkatsizlik Rose'nin canına bile mâl olabilirdi.

Baygın hali bile bu seviyede bir tehlikeye sahipken Ejder'in o adama hiçbir şey yapamamış olması akla mantığa sığmayan bir şeydi. Dünya üzerinde yaşayan en güçlü canlının nereden geldiği belli olmayan biri tarafından bu kadar alt edilmesi aptalcaydı.

Kuzgun bile bir şey yapamamıştı. Koskoca Kuzgun Soykıran bile hiçbir şey yapamamıştı ve öldürülmüştü. O adam her kimse çok güçlüydü. Hem de çoook ama çok güçlü.

(Rose)-Umarım tekrar buraya gelmez. Bizden bir şey istemeye kalkarsa isteyeceği şeyi yapabileceğimizi düşünmüyorum. Ohhh.

Rose adımlarını iyice yavaşlatıp durdu ve yavaşça eğilerek Ejder'i yere bıraktı.

(Rose)-Biraz dinlenmem lazım.

Rose zaten Ejder'in aurası yüzünden zar zor ayakta duruyordu. Ayrıca az önce Ejder'in saçtığı kana susamışlığın seviyesi yüzünden vücudu korkuyla dolmuş ve hareketleri iyice kısıtlanmıştı. Kalp atışları yavaşladığı için vücudu yeterince kan pompalayamıyordu. Kısacası hareketleri her yönden kısıtlanmış haldeydi.

O yüzden yorgunluğunu dindirebilmek adına dinlenmesi gerekiyordu.

(Rose)-Gördüğüm şeylerin gerçek olup olmadığından emin değilim. Lütfen birazdan uyanacak olayım.

Dünyanın yok olması, Kuzgun'un ölmesi, Ejder'in hareket bile edememesi, hiçbiri ona gerçek gibi gelmiyordu. Rose gerçekten de bu rüyadan uyanmak istiyordu. Yine Ejder ve Kuzgun'la beraber antrenman yapmak ve yorgun argın evine dönmek istiyordu.

(Rose)-Lütfen ya. Yalvarırım boktan bir lucid rüyanın içinde olayım.

Rose böyle diyor olsa da öyle olmadığının farkındaydı. Gördüğü her şey gerçekti. Tüm benliğiyle bunu reddetmek istiyordu ama başaramıyordu. Dünyada Ejder'den daha güçlü birileri vardı. Hatta belki de bu kişinin gücü dünyayla sınırlı değildi. Parçalanan dünyanın eski haline getirdiği için çok daha üst bir seviyedeydi. Belki güneş sistemi, belki de tüm evren.

Rose bilmiyordu. O adamın ne kadar güçlü olabileceğini kestiremiyordu. O lanet olası adam dünya büyüklüğünde bir meteoru hiçbir zorlanma belirtisi göstermeden kontrol edebilmişti.

(Rose)-Offf. Kafam almıyor gerçekten. Ejder'de uyanacak gibi durmuyor.

Rose yeniden Ejder'i süzdü ve söylendi. Ejder nefes almıyor olsaydı kesinlikle öldüğünü düşünürdü.

(Rose)-Hadi kızım hadi. Tabanlara kuvvet.

Rose ayaklandı ve Ejder'i yeniden sırtına alarak yürümeye başladı.

***

Rose köye geldiğinde dışarıda oynayan küçük çocuklarla karşılaştı ve çocuklardan köye gidip Ejder'in babasını çağırmalarını istedi. Çocuklar Ejder'i baygın halde görünce birkaç soru sordular ama Rose cevap vermek yerine köye gitmeleri için diretince susup köye gittiler.

Ejderha İmparator 2 (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin