Bölüm-234 Meteor Baskını

38 10 10
                                    

Aradan 1 yıl daha akıp gitmiş ve Ejder bu zaman dilimi içerisinde kendisini tutmayı öğrenmişti. Kulağa abartı gibi gelecek ama kendini düzgünce tutmayı öğrenmesi gerçekten 1 yıl sürmüştü. 1 yıl boyunca derin çalışmalar sonucunda dipsiz gücünü bir kalına sığdırmayı başarmıştı.

Tabii bunun yanında zihnini de sakinleştirmeyi başarmıştı. Artık kan dökme isteğini tamamen dizginleyebiliyor ve hatta şiddet bağımlılığını bastırabiliyordu. Tabii yine de o hala Ejder'di. Herkesin korktuğu "Dipsiz Canavar". Kendini dizginlemeye başlamış olması yumuşadığı anlamına gelmiyordu.

İnsanlar hala daha onu gördüğünde yollarını değiştiriyor ya da ona bakmamak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Ama ne var ki Ejder aylardır hır gür çıkarmadığı için eskiye göre daha rahatlardı. Eskiden olsa Ejder konudan ayrı bile olsa araya girip kavgaları ya da bağırış çağırışları durdururdu. Şimdi ise hiç uğraşmıyordu.

Hatta dolaylı yoldan köydeki insanlara yarar bile sağlıyordu. Ejder'in ağır ve korkutucu aurası bütün köyü ve daha fazlasını kapladığı için tehlikeli hayvanlar köye yaklaşmıyorlar ya da köye girme cesaretini göstermiyorlardı.

Bu da köyü 7/24 koruma altında tutuyordu. Çocuklar rahatça oyunlar oynayabiliyordu. Ejder doğmadan önce birkaç çocuk hayvanlar tarafından öldürülmüştü ve şu anda Ejder çocuklar için önemli bir etkendi.

Çocuklar ondan korkuyor olsalar da son zamanlarda ona alışmaya başlamışlardı. Hatta bazı işler için ondan yardım bile istiyorlardı. Ejder'de nedendir bilinmez ama onlara yardım ediyordu. Muhtemelen iyilik yapmanın nasıl bir şey olduğunu öğrenmek için yapıyordu bunu. Çünkü Ejder'in kendi isteğiyle insanlara yardım etmesinin başka yolu yoktu.

Bunların hepsinin yanında antrenmanlarda devam ediyordu. Ejder deli gibi çalışıyor ve güçlenmeye devam ediyordu. Zaman zaman güçlenmesinin bir anlamı olmadığını düşünüyordu çünkü abisi ve babasına söylememiş olsa da dünya üzerindeki en güçlü canlı kendisiydi.

Durum böyle olunca da daha fazla güçlenmesi için bir sebep yoktu. Ama kendisi antrenman yapmayı bırakmak istemiyordu. Abisiyle birlikte çalışmak hoşuna gidiyordu. Ama daha fazla güçlendiğinde ne elde edeceğini bilmiyordu.

Her şey zaten elinin altındaydı. İstese sadece birkaç saniye içinde bütün dünyayı diz çöktürüp kendini imparator ilan edebilirdi. İnsanlarında ona biat etmekten başka çaresi olmazdı. Ama bu eğlenceli de olmazdı. Her şeyi yapabiliyor olması yaptığı şeyleri eğlenceli hale getirmiyordu. Kimse ona karşı çıkmazsa ve onunla savaşmazsa Ejder nasıl yaptığı şeyden zevk alacaktı ki?

Sırf bu düşünce yüzünden çok defa antrenman yapmayı bırakmak istemiş ama abisiyle birlikte olmayı sevdiği için bu düşüncesinden vazgeçmişti. Hem Rose'de onlarla birlikteydi. Rose'nin gelişmek için çaba gösterip zaman zaman tökezlediğini görmek eğlenceliydi.

Rose'nin bir şeyler için çabalıyor olması Ejder'in hoşuna gidiyordu. Ejder bir şeyler için çabalamanın ne anlama geldiğini bilmiyordu. Çabaladığı bir şeyi elde edince Rose'nin yaşadığı mutluluk hissini görüyor ama anlamıyordu. Empati yapsa bile anlayamıyordu.

Ejder doğduğu ilk andan beri her şeye sahip olduğu için "başarmak" kelimesinin ne anlama geldiğinden haberi yoktu. Ejder bugüne kadar hiçbir şey için çabalamamıştı. Doğar doğmaz konuşmaya başlamıştı. Üstün bir zekâsı vardı. Yürümesi ve koşması için hiçbir zaman uğraşması gerekmemişti.

Hiç zorluk yaşamamıştı. O yüzden de bir şeyleri başarmanın getirdiği hissi yalnızca Rose'nin anlattığı kadarıyla biliyordu. Çalışıyordu ama bir hiç için çalışıyordu. Başarmak istediği bir şey yoktu. Bir isteği yoktu. Bir hedefi yoktu. O sadece çalışmak için çalışıyordu.

Ejderha İmparator 2 (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin