_Sahte Anılar_

52 19 169
                                    


Merhabaa!

Şu Alaz meselesini bi çözelim mi artık?

O zamannn keyifli okumalar 💫

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sabah uyandığımda sebepsiz yere bi mutluluk vardı içimde. Yatağımdan kalkar banyoma gidip elimi yüzümü yıkadım. Üstüme formalarımı giydikten sonra aşağıya indim. Tam mutfağa girdiğim sırada mutfakta gördüğüm iki insan bütün mutluluğumun uçup gitmesine neden oldu. Engin Saygın'ın ablası Zeynep Şaşmaz ve kızı Jülide Şaşmaz. Bu gördüğüm gerçek miydi? Küçüklüğümden beri bu ikili yüzünden çok azar işitmiştim. Ne zaman bir araya gelsek Jülide hep bana kötü davranır canımı yakacak bir harekette bulunurdu. Ben ona karşılık verince annesi "Tabii anne yok, terbiye de yok. Vahşi şey seni." tarzı cümleler kurardı. Bunları duyan Engin Saygın canıma okurdu. Evet şimdiye kadar bana hiç el kaldırmamıştı ama çok daha can yakan sözler söylemişti.

"Ah kızım uyandın mı?" diyen Engin Saygın'ın yüzüne boş boş baktım. Oyun mu oynayacaktık? İyi ama Zeynep Saygın hakkımızdaki bu şeyi biliyordu. Bu oyunu oynamanın ne anlamı vardı ki?

Engin Saygın'ı bozmayıp aynı şekilde karşılık vermeye karar verdim.

"Evet, misafirlerimizin geleceğini bilmiyordum babacığım. Bilseydim daha erken kalkardım." dedim. Engin Saygın yani rol icabı babam gülümsedi.

"Tatlım biz misafir değiliz ki. Biz zaten bu evin adamıyız." diyen Zeynep Şaşmaz kollarını açarak bana doğru yürüdü. Yüzünde son derece samimiyetsiz bir gülümseme vardı. Aynı samimiyetsizlikle ona sarıldım. Bu sıraada Jülide yeni yaptımış olduğu tınaklarıyla bakışıyor ara arada gülümsüyordu. Babam gözleriyle Jülide'yi işaret ettiğinde onu umursamadım. Sonuç olarak o benim evime gelmişti. Ona 'hoş geldin' demeyecektim.

"Baba, ben çıksam iyi olacak. Kahvaltımı okulda yaparım." dediğimde babam kafasını salladı. Ben mutfaktan çıkarken Zeynep Şaşmaz hemen arkamdan konuşmaya başlamıştı.

"Oh ne ala. Sanki para kendisinin. Okulda yiyecekmiş peh!"

"Abla, yoklukta değiliz. Nerede isterse orada yer. Hem benim kızım olduğuna göre benim param onun da parası." diye beni savunmaya geçti babam.

Ne olurdu ki bunu gerçekten içinden geldiği için yapmış olsaydı?

Odamdan çantamı aldıktan sonra dışarı çıktım. Beni bekleyen arabaya bindiğimde okula gitmek için yola çıktık. Okula geldiğimizde arabadan indim. Şoförümüz Ahmet amca da arabadan inip hemen yanıma geldi ve elime bir zarf tutuşturdu.

"Engin Bey sana vermemi istedi kızım." dediğinde teşekkür ettim. Zarfı hafif açtığında içerisinde para olduğunu gördüm. Engin Saygın'ın hayatımda olmasının tek nedeni parasıydı. Ama yanlış anlaşılmasın bu benim için böyle değildi. Ben onun parası olmadan da bir şekilde yaşayabilirdim.

Hızlıca okulun kapısına doğru yürüdüğümde arkamdan koşarak bana doğru gelen Alaz'ı fark etmemle durdum. Yanıma gediğinde soluklandı.

"Günaydın." dediğinde ona aynı şekilde karşılık verdim.

"Ee nasıl gidiyor?" diye sordum.

"İdare eder. Doktor, okul, ev, dersler ve annemin söylenmeleri... Aslında gayet iyiyim." dediğinde güldü. Ben de burukça gülümsedim.

|SİNEMİS'İM|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin