_Geç Kalmış Gerçekler_

84 30 147
                                    


Hoş geldiniz.

Başlayalım mı?

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

"Sen..." dediğinde gözlerinden yaşlar daha da hızlı akmaya başladı.

"Sen benim kızım değilsin Sinemis."

Şoktaydım. Hareket edemiyordum. Konuşamıyordum. Tepki gösteremiyordum. Kaskatı kesilmiştim. İçimden bunun bir şaka olması için dua ediyordum. 17 senedir babam sandığım adamın babam olmamasını kaldıramazdım.

Konuşmayı denedim ama konuşamadım. Kafamı hayır anlamında salladım.

Hayır, olamazdı. İnanmıyordum.

"Sen benim kızım değilsin." Diye tekrarladı bir kez daha.

"Baba bak her şeyi yap ama bunu bana yapma. Ne diyorsun sen? Nasıl senin kızın değilim." Dedim kısık çıkan sesimle.

Susuyordu. Lanet olsun sadece ağlıyordu. Kızımsın demiyordu.

"Cevap versene! Ne demek bu? Nasıl değilim? Yüzüme bak."  Artık sessiz değil gür çıkıyordu sesim.

"Annen senin yüzünden öldü. Kazada değil. Seni doğurduğu için öldü. Sen olmasaydın o benimle olacaktı." Ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerini yüzüme dikti.

Annem beni doğurduğu için mi ölmüştü? Hayır, annem kazada öldü. Hayır. Ben iki yaşındayken öldü. Babam yalan söylüyordu canımı acıtmak için yapıyordu.

"Lanet olsun seni kabullenmeyi denedim, seni kabullenmiştim de sevmiştim seni. Seni çok sevmiştim. Ama yapamadım yüzüne her bakışımda anneni gördüm içim acıdı. O kadına yaşatılanlar geldi aklıma. O piç deden geldi."

Söyledikleri yalan olabilecek türden değildi. Doğruyu söylüyordu. Ayakta duramıyordum sanki yer ayağımın altından kayıp gidiyordu. Elimi ağzıma kapatıp yere çöktüm. Hıçkırarak ağlamaya başladım.

"Nasıl senin kızın değilim baba? Anneme ne oldu? Ben kimin kızıyım o zaman?" Diyebildim hıçkırıklarımın arasında.

Babam artık ağlamıyordu. Ama öfkeyle bakıyordu.

"Ben askerdeydim. Döndüğümde annenle evlenecektik ben o zaman 21 yaşındaydım. 1 sene gittim askere. Geldiğimde anneni görmeye gittim evine. Annesi açtı kapıyı Firuze evlendi dedi. Şok oldum. Dünyam başıma yıkıldı. Meğer deden olacak o soysuz anneni..." Yutkundu devam edemedi ama ben olanları az çok anlamıştım. Babam konuşmaya devam etti.

"... para karşılığı 39 yaşındaki bi iş adamına satmış. Ben işin aslını bilmiyorum ama. Aylarca aradım anneni aylarca. Aradan bir sene geçti. Bir gün evimizin kapısı çaldı. Annendi gelen, içeri girer girmez boynuma sarılıp ağlamaya başladı. Geri çekildiğinde yüzündeki o morlukları görmemle başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Baban olacak o şerefsiz dövmüş sadece dövmekle kalmamış-" konuşmasını böldüm.

"Devam etme. Bilmek istemiyorum."

" Ama ben bil istiyorum. Artık saklayamıyorum." Dedi.

"Hamileyim dedi. Başına gelen her şeyi anlattı. Adam nikah bile kıymamış. Babam polisti o zamanlar annene bir şekilde yardım ettik, yanımıza aldık. Ama babası rahat durmadı. İs böyle olunca ben de anneni alıp Ankara'dan İstanbul'a geldim. Nikah kıydık.Tabii sen büyüyordun. Başta annene aldırmayı teklif ettik ama istemedi ne olursa olsun seni doğuracaktı. Kabul ettim. Doğacak çocuk benimmiş gibi kabullendim. Doktora gittik. Hamileliğin annen için zararlı olduğunu söyledi. Zaten bünyesi de cok zatıftı. Doğurursan ölürsün dedi doktor." Konuşurken ağlamaya başladı yine.

|SİNEMİS'İM|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin