Merhaba
Nasılsınız?
Keyifli okumalar
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Deniz Demir ↬
Saat neredeyse sabahın sekizi olmuştu. Birimiz bile yoğun bakımın önünden ayrılmamıştık. Kaçıncı kahvemizi içtiğimizden haberimiz yoktu. Selen başını Alperen'in omzuna koymuş boş gözlerle bakıyordu etrafa. İpek ve Burak koltuklara oturmuş Sinemis hastaneden çıkınca yapacağımız şeylerin hayalini kuruyorlardı. Ben ise tam Engin Saygın'ın karşısına oturmuş Sinemis hakkında güzel bir haber bekliyordum. Kokusunu, bakışlarını, konuşmasını...
Her şeyini öyle özlemiştim ki.Sinemis'in doktoru yanımıza geldiğinde bilgi almak için hemen yanına gittim.
"Sinemis gayet iyi durumda şu an sadece uyanmasını bekliyoruz. Uyanır uyanmaz normal odaya alıp tedavisine orada birkaç gün devam edeceğiz." Diyen doktora sarılmamak için kendimi zor tutuyordum. Uyanmasını bekliyorduk. Sinemis uyanınca bütün bu korku ve endişelerimiz geçecekti.
*
Doktorla konuşmamızın üzerinden neredeyse üç saat geçmişti. İpek ve Selen'i zorla da olsa göndermiştik. Alperen de onların yanında kalmak için girmişti.
Artık düşünmekten kafamı hissetmiyordum.
"Sinemis Saygın'ın yakınları siz misiniz?" Hemşirenin sorusuna onaylayarak cevap verdim. "Hasta yavaş yavaş uyanıyor. Normal odaya alındı. Çok kalabalık olmamak koşuluyla hastayı ziyaret edebilirsiniz. Bir kişi refakatçi olarak yanında kalsa iyi olur. Geçmiş olsun." Deyip yanımızdan ayrıldı.
Uyandı. Sonunda uyandı.
Hemen ayaklandık. Burak vezneye gidip Sinemis'in odasının numarasını öğrenirken ben de Alperen'i arayıp haber verdim. Engin Saygın ise ne yapacağını bilemiyormuş gibi davranıyordu.
"İstersen ilk önce sen girebilirsin Engin Amca." Dünki söylediklerimden sonra bu samimiyet bana bile tuhaf gelmişti. O an ne yapacağımı ne diyeceğimi bilememiştim. Evet Engin Saygın'ı sevmiyordum ama hem arada Sinemis vardı hem de şu an hastanedeydik ve sinirlerimiz çok bozuktu. Engin Saygın'ın gözlerinde bir şey parladı. Minnet doluydu bakışları.
(Amcanı-)
Kafasını salladığında Burak'ın yanına gittik ve oda numarasını öğrendik.
Benim Anlatımımdan ↬
Engin kızının olduğu odanın kapısının önüne geldi. Kapının kolunu tuttu ama indirmeye bir an cesaret edemedi. Bunu fark eden Burak, Engin'in sırtına elini koyup onu destekledi. Engin odanın kapısını açtı ve ağır adımlarla içeri girdi. Gözleri yatakta yatan kızına gitti. İçindeki fırtına o an öyle şiddetlendi ki Engin dayanamayıp odadan çıkmak istedi ama kızı onu çoktan görmüştü.
Adam yatağın başındaki koltuğa oturdu. Kızının yüzüne bakamıyordu bile. Kızı ise hiçbir şey söylemeden bakıyordu adama.
"Sinemis ben özür dilerim. Benim yüzümden buradasın." Kız elini kaldırıp adamı susturdu. Adamın gözünden yaşlar süzülmeye başladı. "Bana ağlama baba. Bana ağlama."
Engin vicdan azabından büzüşüyordu olduğu yerde. "Nasıl hissediyorsun?" Diye sordu adam.
"Her şeye rağmen çok iyi hissediyorum. Daha da iyi olacağım merak etme." Sinemis'in sesinde farklı bir duygu vardı. Kızgındı, kırgındı ama bi o kadar da merhametliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|SİNEMİS'İM|
ChickLit0534*******: Yeter artık lütfen ağlama Sinemis. 0534*******: Bu sadece bir film. 0534*******: Ağlamana dayanamıyorum. * Bu arada ben Sinemis. İsmim aslında Çerkez kökenli. Anlamı ise gözümde, göz bebeği demek. Bana adımı annem koymuş. Koymuş diyoru...