7. Bölüm: "Jane Maryam"
Sarayda adım sesleri dışında sesler çıkmazken Prens Jisung, günlerce odasından ayrılmadı. Ne odaya biri alındı, ne de kendisi odadan çıkarıldı. Kraliyet'te kuralları ihmal etmek kim olursa olsun cezalandırılırdı ve o sorumluluğunu unutmanın, prens olmanın getirdiği yükü bırakmanın cezasını çekiyordu.
Odaya getirilen yemekler dışında kimseyle görüşmezken saraydakilerde onun için endişeleniyordu, gün geçtikçe dolu dönen tabaklarla beraber prens artık hiçbir yemeğe dokunmazken alt kattaki devasa kraliyet salonundan gelen şarkı sesine verdi kendini.
Elini boynuna atıp kolyesini okşamış, onunla rahatlamaya çalışmıştı. Delirecek gibi hissediyordu, Minho'yu orada o şekilde bıraktığı için delirecek gibi hissediyor zamanı geri almak istiyordu.
Koşarak ona gitmek ama bu sefer sarılmak istiyordu.
Görmedikçe azalır dediği şey gün geçtikçe nasıl daha da büyüyebilmişti, hangi ara her anını sadece onu düşünerek geçirecek raddeye gelmişti. Prens başını ellerinin arasına aldı.
"Başım dönüyor," dedi gözleri kapanırken. "Boşlukta dönüyorum sanki. Minho bana ne yapıyorsun?"
Şakaklarına bastırarak olduğu yerde birkaç saniye bekledi, ardından usulca ilerleyip yatağının üstüne oturmuş ve kendini geriye bırakmıştı. Devasa bir büyüklükte olan odasına baktı, tavanları ve duvarları özel işlemelerle yapılmış, mobilyalara kadar hepsi ülkenin en iyi ustalarına yaptırılmıştı.
"Kural sekiz," diye mırıldandı parmakları kolyesiyle oynarken. "Bir Prens gerektiği yerde durmayı ve bir şeylerin ona yeterli olduğunu bilmeli. Ben durmak istemiyorum, ben yetinmek istemiyorum."
Gözlerini kapattı. "Ben onu görmek istiyorum. Sesini duymak, sıcaklığını hissetmek istiyorum."
Yüzü buruştu acıyla. "Amber çiçekleri bana iyi gelmiyor Minho."
Amber çiçekleri umarım sağlığınıza iyi gelir Majesteleri.
"Bu oda hiç bu kadar zindan hissettirmemişti."
Seungmin sırtını duvara yaslayarak soğuk olduğu için üstündeki hırkaya sarınırken yanlarından geçen birkaç kişiye bakmış ve göz devirmişti. "Herkes Prensin doğum günü partisi için elbise yaptırıyor, babam ve annem bıktı artık." dedi iç çekerek.
"Millet nasıl bu kadar parayı buluyor ya, altın işlemeli elbise mi olur?"
Chan sırıtarak ona baktı. "İste, yaptırayım sana altın işlemeli elbise."
Minho onlara küçük bir gülüş bıraktığında Seungmin gülerek yanında oturan sevgilisinin omuzuna vurmuş "Git ayakkabı yap sen," demişti. Chan ona dil çıkarıp yanına çekerek üşüdüğü için kollarını etrafına sardığında Seungmin kahkaha atarak kurtulmaya çalıştı kollarının arasından.