14. Bölüm: “Tourner Dans Le Vide”
Sarayın temiz olduğunu söyleyen askerler ile beraber kahvaltı masasında derin bir sessizlik hakimken Jisung'un aklı Jeongin'de ve Hyunjin'deydi, Jeongin basıldı, başına bir şey gelmiş miydi düşünürken aynı zamanda endişeden deliren Hyunjin'i tahmin ettiği için ona üzülüyordu.
Bir anlık durumu empati yapıp kendisi ile Minho'yu onların yerine koyması gözlerini doldurmuş ve direkt bu histen arınmasını sağlamıştı, her sabah Jeongin ile görüştükleri kahvaltı masasında önündeki dolu tabağa bakarken ani gelen mide bulantısı ile "İzninizle," deyip hızla masadan kalktı.
Koşarak odadan çıkmış, kendini dışarıda bir köşeye atmıştı. "Gelme," dedi hızla onun arkasında duran Changbin'e. Bu hareketi ile Changbin dururken Jisung elini midesinin üstüne atıp soğuk havanın onu rahatlatmasını bekledi.
Birkaç dakika öyle kalıp sakinleşmeyi beklemiş, iyi olunca da merakla onu bekleyen askerin yanına varmıştı. "İyi misin?" diye sordu Changbin endişe ile.
Başını salladı. "Daha iyiyim, Hyunjin nerede biliyor musun?"
"Sabaha karşı döndü, odasında olabilir."
Kafasını salladı, ikisinin hızlı adımları Hyunjin'in odasının önünü bulduğunda Jisung kapıyı çalmadan içeri girmiş, Changbin geride kalırken odada olan Hyunjin'e doğru ilerlemişti.
"Hyunjin," deyip elini ağlayan askerin omuzuna koyduğunda Hyunjin bu destekle başını eğdi ve tutamadığı hıçkırığını serbest bıraktı. Omuzları sarsılmaya başladığında "Jisung," demişti acıyla. "Jisung, Jeongin yok."
Jisung hızla kollarını önünde oturan askere sardı, Hyunjin bununla daha sesli ağlarken "Jisung canım çok yanıyor!" dedi, parmakları parçalamak istercesine sıkı tutundu Jisung'un kıyafetine. "O kadar acımasız insan gördüm ki... Aklımda o kadar senaryo var ki delirecek gibiyim, bulamadım. Jisung bulamadım, tüm gece aradım bulamadım."
"Hyunjin..."
"Jisung o bir yerlerde beni bekliyor ama ben bulamadım, biri kalbimi söküyor sanki."
Derin bir nefes verdi sakinleşmek adına, Jisung onun saçını okşadığında geri çekildi ve yüzünü kuruladı. Ayağa kalktı, sakinleşmeye çalıştı. "Sırf sarayda tehlikeli biri yok diye onu aramamı istemiyorlar benden," dedi. "Sırf sarayda yok diye Jeongin'i benden alıp götürmelerini kimse umursamıyor!"
Bunu beklemeyen prens kaşlarını çattığında "Ne?" deyip ona baktı. Hyunjin ellerini kısa saçlarının içinden geçirdi, gözlerini kapattı. "Delirmek üzereyim, delirmek üzereyim. Jeongin'i aramam lazım ama kimse tehlikeli görmüyor bu durumu. Ben saraydan çıkamazmışım, saraya ani saldırı olursa ne olacakmış?"
Tekmesini yatağa geçirdiğinde Jisung "Böyle saçmalık mı olur?" dedi. Ekledi. "Emir mi istiyorsun? Emir veriyorum, toplayabildiğin kadar şövalye topluyorsun ve Jeongin'i aramaya devam ediyorsun. Onu bulmadan gelme Komutan Hwang, yerini şimdilik Changbin'e devredeceğim."