2.1

4.5K 700 391
                                    

21

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

21. Bölüm: “Love Poem”

Minho ve Jisung'un hayatı her geçen gün daha da düzene girerken Jisung sevgilisinin gözlerindeki bu değişimi fark ediyor fakat sebebinin kendisi olduğunu bilmiyordu. Ailesinin yokluğu Minho'yu başta uyumaya bile korkutsa da geceleri artık Jisung'un ona verdiği öpücükle iyi geçiyordu.

Yokluğu veya yalnızlığı değil sevgilisini düşünerek uykuya daldığı için rüyaları acı verici değil mutlu ediciydi. Kendini tamamen Prens'i sevmeye ve korumaya adamışken ara sıra hâlâ oturduğu yerlerde gördüğü metal parçalarını büküyor bir şeyler yapmaya çalışıyordu.

Kışın sonlarına doğru bahçede Vida ile dururken ona alışan Vida Minho'nun kendisini taramasına ses çıkarmıyordu fakat bugün Minho onunla tam olarak ilgilenmiyordu çünkü eli Vida'nın üstünde olsa da gözleri Prens'teydi.

İleride birkaç başka Prens ile oturmuş gülerek sohbet eden sevgilisindeydi.

Bu bir haftadır diğer ülkelerin krallığından gelen aileler Jisungların sarayında ağırlanıyordu, güvenlikler artmış, saray ekstra bir hazırlık ve özenme içerisindeydi.

"Prens Jisung," dedi gözleri kısılırken. "Ben bana böyle güldüğünü hiç hatırlamıyorum." İç çekti. "Ah... Majestelerine bak sen."

İstemsizce elindeki tarağa biraz orantısız güç uyguladığı için bir anda homurdanan Vida ile askerin bakışları hızla ona dönmüş ve tarağı kenara bırakıp "Kızım," demişti ilgiyle. "Özür dilerim, senin o sahibin," Ateş saçan gözleri yine Prens'e gitmiş ve dişlerini birbirine bastırmıştı. "Bu sıralar beni çok delirtiyor, üzgünüm."

Vida'yı geri yerine götürüp bırakmış, önüne de yiyeceklerini koyup ayrılmıştı. Direkt Hyunjin, Changbin ve onlarla sohbet eden Chan'ın yanına ilerlediğinde Chan arkadaşına baktı. "Ateş saçan gözler, tamam anladım kıskanmış."

Nokta tespit ile Changbin güldü. "Senin bu gözlemler sahi mi ya?"

"Bunlar hep tecrübe." dedi Chan direkt, Hyunjin ona gülmüş ve Minho da yanlarına varmıştı. Sırtını direkt çitlere yasladığında bakışlar ona döndü.

"Hangisi," dedi Changbin ağzına badem atıp. "Sağdaki mi soldaki mi?"

"Ortadaki."

"Of, bu fenaymış." Changbin duraksadı. "Bir dakika, ortadaki Jisung değil mi?"

Hyunjin başını sallayıp uzayan saçlarını toplamış, Chan gülmüş Minho ise "Evet," demişti. "Ortadaki beni sinir ediyor. Bana hiç böyle gülmüyor, ayarlarımı bozdu."

Öğrendiği şey askerlerin göz devirmesine sebep olduğunda "Sen yanmışsın komutan," demiş Changbin, Chan "Kül olmuş," demiş Hyunjin ise çok başka bir yere takılarak "Komutan benim," demişti.

Bu sefer o birer göz devirme yerken hiç takılmadan "Hadi, hadi!" diye sesini yükseltti ve çevredeki askerlerin ona bakmasını sağladı. "Eğitim için verilen mola bitti. Toplansın herkes, ok atışı yapılacak."

tourner dans le vide, minsung ✓   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin