Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
20. Bölüm: “People You Know”
Minho ve Jisung, Kral ve Kraliçe'nin önünde durmuş onların tepkilerini beklerlerken Prens'in gözleri onların tepkilerini ölçüyordu. Dediği gibi olumsuz bir şey yoktu, sadece bir o kadar anlamış bir o kadar anlamamışlardı.
Jisung oturduğu yerden kafasını çevirip arkasında ayakta duran Minho'ya baktığında Minho gülümseyip onun rahatlamasını sağlamış, Kraliçe ikisini izlemişti. Kral onlara baktı.
"Prens Jisung, Lord Minho," diye başladı sözlerine. İkisi de direkt onlara döndüler. "Bunu uzatmadan ve gizlemeden bize söylemenizi takdir ediyorum açıkçası, özellikle de ikinizin de cesareti Kraliçe'nin de benim de takdirimi kazandı."
Kaşlarını kaldırdı. "Fakat sormam gereken bir şey var ki vereceğim cevap da buna bağlı, içinde bulunduğunuz ilişki normal bir ilişki değil çünkü Jisung bir Prens ve geleceğin de Kral'ı. Sizi diğerlerinden ayıran şey içinde bulunduğunuz ilişkinin neredeyse tüm herkesin konuşacağı ve yaptığınız hareketlerin neler doğuracağını bilmeniz gereken bir ilişki ve oyuna gelmez. Eğer ciddi bir niyetiniz varsa sizden bu ilişkiye devam etmenizi istiyorum."
Bu konuyu Jisung da Minho da konuşmamıştı ki ilişkileri yeni bir ilişkiydi fakat ikisi de bunu bildiği için zaten bu kadar zorlanmıştı bu ilişkiye başlarken. Minho kendine ayırdığı düşünme sürecinde bu gerçeği de kabul ederek duygularını fark ettiği için başını salladı.
Tek elini Prens'in omuzuna koydu ve hafifçe eğildi.
"Prens Jisung'u bırakmayacağım Majesteleri." dedi ve geri doğruldu. "Ben sevgimden eminim."
Jisung gülümsedi, mutlu mutlu patlayan gözleri Minho'ya bakarken "Ben de," demişti hâlâ bakışları ondayken. Anne ve babasına döndü. "Ben de sevgimden eminim."
Onların bu kabullenişi Kral ve Kraliçe'yi gülümsettiğinde uzun bir tavsiye sonrasında odadan çıkan ikili ile Jisung "Çığlık atacağım," dedi yan yana yürüdükleri için sessizce. Kapılar arkalarından kapandığında Minho gülerek "Hayır," demiş ve Prens onu dinlemeden hızla kollarını boynuna sarmıştı.
"Her şey düzeliyor," dedi minnetle. "Minho her şey düzeliyor, Tanrım bunlar gerçek mi? Tanrım, asıl Minho sen gerçek misin?"
Geri çekilip elini yanağına atmış, ona bakmıştı. Minho sevgilisine baktı. "Her şey seninle düzeliyor."
Yan yana yürümeye başladıklarında Jisung sırıttı, şimdi odaya çıkıyorlardı ve o Minho'dan ayrılmak istemiyordu. Aklında dönen fikirlerle beraber merdivenleri çıkarken Jeongin karşılarına çıktı, onlara gülümsedi.
"Majesteleri."
"Jeongin," dedi Jisung anında gülerken. Merakla kaşlarını kaldırdı. "Bir şey mi olmuştu?"
