Aurora
Odanın içinde bir aşağı bir yukarı yürürken akşamı düşünmemeye çalışıyordum. Lia yüzünde endişe ile beni izliyor nasıl yardım edebileceğini çözmeye çalışıyordu. Bir ara kapıya gidip Brodick ile konuşmasını hayal meyal hatırlıyorum.
Aklıma o ikilinin eş olduğunu sandığım zaman geldi. Bir sabah balkonda üçümüz oturup muhabbet ederken (Brodick'in sadece ayakta durarak ona soru sorduğunuzda hmm diye cevap vermesi de muhabbet sayılır) yine birbirleriyle sessiz konuşma faslını yapmışlardı. Ve bende dayanamayıp ne zaman eşleştiniz diye sordum.
İkisi de şok olarak bana bakmış ve sonra gülmeye başlamışlardı (Brodick'in hafif tebessüm etmesi de aynı anlama çıkar).
Biz eş değiliz Kraliçe Nephi. Biz üvey kardeşiz. diyerek bilgilendirdi beni Lia.
Sonradan öğrendim ki Lia terk edilen bir yavru kurttu ve Brodick'in annesi ve babası onu bulmuş eve getirerek büyütme kararını almışlardı.
Brodick ise o günden bu güne onun ağabeyi olmuş ve onu her türlü beladan korumuştu. Lia'ya göre o belalar erkek kurtlardı. Brodick buna cevap olarak hafifçe gülümseyerek tek omzunu kaldırmıştı.
Arkamdan açılan kapı sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ve gelenlere baktım. Roza ve annem üstlerinde benim gibi beyaz ve bol bir elbiseyle içeri gidiyorlardı.
Roza geçtiğimiz 1 haftada iyice toparlanmış ve artık odasından çıkarak yine özgürlüğünü ilan etmişti. Gerçi her saat başı koşa koşa odasına gidip geliyordu ama olsun.
"Endişelenecek bir şey yok güzel kızım. Bu akşam bir problem olmayacaktır." diyerek sarıldı annem.
"Evet Nephi. Göz korkutucu göründüğün farkındayım ama inan bana düşündüğün kadar değil. Biliyorsun ben de 3 yıl önce aynı anları yaşadım."
"Biliyorum ama senin ne kadar dayanıklı olduğunu unutmadım ufaklık" diyerek onunla dalga geçtim.
Toplantıdan sonraki gün Alexander beni hem fiziksel hem de mental olarak eğitmeye başlamış ve aslında az da olsa bu güne hazırlamıştı.
Aman tanrıçam eğitim esnasında benim sevecen eşim yok oluyordu ve yerine kurt kral geliyordu. Bunu düşünürken hala sızlayan kalçamı ovaladım.
Annem ve Roza arka planda hala beni yatıştırmaya çalışıyordu. Lia yaşlı Dimitri'nin geldiğini haber verdi ve o andan sonra artık bir şey düşünmeden onu takip etmeye başladım. Annem ve Roza alana başka bir yoldan geçerken Lia ve Brodick iki yanıma Dimitri'nin arkasında yürüyorduk.
Brodick artık yanımda yürümekten eskisi kadar rahatsız olmuyor ve bunu insanların yanında da yapmaya devam ediyordu.
Saray kapısından çıkıp ormana doğru yürümeye devam ettik. Bir süre yürüdükten sonra beni bekleyen az sayıdaki Lycaonlar ve annem dikkatimi çekti. Herkesin üzerinde beyaz sadece cübbe elbiselerden vardı. Başkaları için ölümü anımsatan bu görüntü Lycaonlar için doğumu simgeliyordu. Her ikisi de haksız sayılmazdı.
Size yükselmek için en dibe inmeniz gerektiğinden bahsetmiş miydim?
Yeniden doğmak için önce ölmeniz gerekir.
Eğer şanslıysanız o ölü olduğunuz sürede tanrıçayı görebilirsiniz. Ama o süre zarfındaki görüntüleri hatırlamanız için tetikleyiciler lazım ve o andaki hatıralar kişinin aşırı özel durumu olduğu için kimse birbirine bunu sormaz.
Şey ben hariç. Yükselmesinden sonra saatlerce, günlerce Roza'yı sıkıştırmış ve sorgulamıştım.
Mükemmel kuzenim şimdiye kadar henüz tetikleyici olaylarıyla karşılaşmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyandır Beni
LobisomemYarı kurt yarı su insanı bir kadındı Aurora Nephrite Lupus. Kurt olan annesiyle göl evinde sakin huzurlu ama eksik bir hayatı vardı. Kuzeninin yaklaşan doğumu için saraya adım atana kadar.... Safkan Lycaon Kralı Alexander Sylvius Lycaon yaklaşık ol...