Rengarenk

6.3K 408 18
                                    

ALEXANDER

Kraliçemin kurdu uyanırken kurdum çıldırdı ve bilinçsiz bir şekilde kurda dönüştüm. İlk defa kurdu uyanan kraliçemi korkutmamaya, sakin tutmaya çalışırken kurdum da benimle aynı fikirdeydi.

Bekledim. Beni tanımasını, bana alışmasını, benimsemesini.

Ama etrafımda dolaşırken salgıladığı koku sakin kalmamı zorlaştırdı. Huzursuzluğumu farkedip geri çekilince içimden isyan ettim.

Kraliçem komikti, meraklı ve zeki. Ama ben geceysem o sabahtı. Bembeyaz kürkünde en ufak bir leke yoktu. Kurt formundayken mavi olan gözü daha da açılmış ve kahve-yeşil gözü sarıya yakin bir yeşil tonuna ulaşmıştı.

Boyu bazı Lycaonlar için bile uzundu kraliçe olduğunu uyanır uyanmaz anlamak mümkündü. Kurdu çok güzel, göz korkutucu ve asildi.

Ama içindeki enerjiyi atmak istediğini görebiliyordum ve zihnine kelimeyi yolladım.

"Kaç."

Kraliçem bir saniye bile beklemeden tepki verdi ve kovalamaca başladı.

Koşarken bilerek arkada kaldım. Evet hızlıydı eğitimli Lycaonlar için bile hızlı ama benim kadar değil. Koşarken kahkahası zihnimde yankılandı. Bu sese sadece bir kez duyarak bağımlı olmuştum. Koşarkenki heyecanını coşkusunu hissediyor ve mutluluğum onun mutluluğuyla birleşiyordu.

Birden göle yaklaştığımızı farkettim ve içimdeki korku ve öfke diğer tüm duyguları tüketti. Korkumu hisseden kraliçem anında durdu ve etrafa korku ve endişeyle bakmaya başladı. Sanki herhangi bir canlının saldırmasından korkabilirmişim gibi.

"Neler oluyor?"

"Göle çok yaklaştık."

"Evet. Bilerek geldim zaten. Suyun kokusunu almıştım." bunu söylerken yavaş yavaş göle yaklaşmaya devam ediyordu.

Merakını görebiliyordum bu yüzden suya yaklaşmasına izin verdim. Kurtlar yüzme bilmezdi. Lycaonlar haricinde bu yetenek onlara verilmemişti. Tamamen dibine girdim ve suya girmesine izin verdim başına bir şey gelmesine izin vermeyecektim sadece merakını gidermesini istedim.

"Bakarsın ben seni kurtarırım büyük kraliyetcik." dedi ve gülerek derin kısmından suya atladı tabiki onu takip ettim. Suya atladıkdan sonra onu görmeye çalışırken karşılaştığım sahne nefes kesiciydi. Yüzme bilmesinin yanı sıra Aurora'nın tüyleri sanki mümkünmüş gibi daha fazla parladı ve bana bakarak nefes aldı.

Bilmediğim durumlardan keyif almam. Ve bu bilinmezlik kraliçem ile ilgiliyse daha kötü bir durum. Kraliçemi çağırarak suyun yüzeyine çıktım ve insan formuma geçtim ve içgüdülerini izleyerek onunda insan formuna geçmesini bekledim. Forma geçince nefes nefese olan kraliçem olayın ilk şokuyla dizlerine tutundu ve zorlukla konuştu.

"Aman tanrım bu çok güzeldi."

Evet çok güzeldi. Yıllardır beklediğim kraliçem karşımda nefes nefese ve çırılçıplak. Henüz ona o şekilde yaklaşamayacağımı  biliyordum ve kurdum bundan hiç memnun olmasa da bekledim. Sessizliğim onu meraklandırmış olmalı ki kaşlarını kaldırarak bana baktı. Gözleri büyüdü ve ayağa kalktığında nefes almayı bıraktı. Çıplaklığımı sindirmesini bekledim. Vücudumda sonsuz savaş yarası vardı. Korkup iğrenmesini hissetmeyi beklerken hissettiğim arzu hırlamama neden oldu.

Hırlamamı duyunca kendine geldi ve "Özür dilerim gözlerimi dikip bakmak istememiştim. Bir an çıplaklık olayını unutmuşum. " dedi mahçup bir şekilde.

Sanki sorunum gözlerini dikip bakmasıymış gibi. Arkamızdan gelen ayak seslerini duydum ve dikkat kesildim. Daha sonra sesleri duydum.

"Eşim bu şekilde koşmamalısın. Onları bulmak o kadar da zor değil."

"Zor olmadığını ben de biliyorum. Ama kurdumun ilk uyanışını da hala hatırlıyorum ve sonrasında gelen kafa karışıklığını."

"O anı benim hatırlamadığımı düşündüren nedir eşim?" dedi betam Luke mırıltı eşliğinde.

"Aman tanrım sessizce kaçsak mı?" kraliçem yanıma yaklaşarak fısıldadı.

"Aklından bile geçirme Aurora Nephrite Lupus! Bu halimle ne kadar yürüdüm bilmiyorum. Bir de seni kovalayamam. Size kıyafet getirdik ayrıca bu anı görmem lazım köpek balığı." Roza sinirli bir şekilde bir yandan söyleniyor bir yandan da yürümeye çalışıyordu.

"Amanın!" diye mırıldandı kraliçem "tam isim tamlaması." demek istediğini tam anlamasamda yüzündeki gülümseme her seyin yolunda olduğunu gösteriyordu.

"Şimdi bana neler olduğunu anlatmak ister misin Nephi? Nasıl oldu da kurda dönüştün? Eşleştiğinde uyanmaya başlaması gerekmiyor muydu? Eşini görür görmez kurda dönüşüldüğünü bilmiyordum."

"Bana mı soruyorsun? Ben 5 dakikadır buralardayım ufaklık onu büyük ya da küçük kraliyetciğe sormalısın. Hmm yani eşime ya da eşine?"

"Peki şimdi sen nesin Nephi? Köpek balığı kraliyetcik mi? Ya da kraliçe köpek balığı mı"

Kraliçem burnundan derin bir nefes aldı ve başkası tarafından duyduğu yeni statüsünü hazmetmeye çalıştı. Bana ulaşan hislerle bunu başaramadığı belliydi ve devamında baska hisler geldi ama en keskini korkuydu.

"Be-ben bunu düşünmemiştim. Evet Lex de demişti ama bu şey gibiydi bilirsiniz işte kıymetlim, aşkım falan."

"Eh bunu hazmetmeye başlasan iyi olur Nephi çünkü artık sen busun."

Bir yanım Lex benim diye bağırmak istese de bu konunun devam edip kraliçemin gerilmesini istemediğim için boğazımı temizledim ve Luke mesajı aldı.

"Sizin için kıyafet getirdik kralım. Buraya bırakıp çekiliyoruz."

Kraliçem çıplak olduğunu tekrar hatırlayarak arkama saklandı ve bu güdüsel hareketi içimin gururla dolmasına neden oldu. Duygu değişimi tetikte bekleyen kurdumunda hoşuna gitmiş olmalı ki içimde şahlandı.

"Niye gurur duyuyorum?" Kraliçem kıyafetlere doğru yürürken sanki kendi kendine mırıldandıyordu. "Ve neden tatmin hissediyorum?"

Hislerimi ve duygularımı özümsemeye çalısan Kraliçemi daha fazla telaşlandırmak  istemediğim için kendimi sakinleştirerek kıyafetlere doğru yöneldim. Önümde arkası bana dönük şekilde giyinmeye çalışan eşsiz manzara sayesinde istemsizce hırladım. Kurdumun ne istediğini biliyordum evet bende istiyordum ama yeni yetme genç bir delikanlı gibi davranışlarımdan rahatsız olmaya başlayarak başımı çevirdim.

"Renkleri mi beğenmedin? Bence çok hoşlar. Renkli şeyleri severim. Sen sevmez misin?" Kraliçemin sorduğu soruları ilk başta anlayamadım. Ve dönüp baktığımda rengarenk elbisesi içinde ışıl ışıl parlayan asil kadını gördüm.

Kraliçemi...

Onun dışında her sey hala siyah beyazdı ama belli ki hayatıma renk getirmek için tanrıça bana bir savaşçı göndermişti.

Uyandır Beni Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin