Gözyaşı

3.6K 241 31
                                    

Aurora

"Tekmelerin hala yavaş min nemph." diye fısıldadı üzerime oturan Alexander.

"Çünkü 10 saattir tekme atıyorum." dedim bıkkın bir şekilde.

"Sadece 1 saattir egzersiz yapıyoruz Kraliçe Nephi" diye seslendi bizi izleyen Brodick.

"Sanki daha 10 dakika olmuş gibi." dedi yanımdan tükenmiş başka bir ses. Onlara bakınca Lia'nın son 1 haftadır değişmeyen rakibi Romonov ile olan mücadelesini gördüm. İkisi de terden sırılsıklam olmuş bir şekilde birbirlerine bıçakla saldırıyorlardı. Ben onları izlerken Romonov iki defa açık yakalamış ama bıçağı Lia'nın tenine dokunmadan durdurmuştu. Bunu Lia da farketmiş ve buna daha çok sinirlenmişti. Savaşçı çığlığı atarak Romonov'un üzerine atladı ve sağ yanağını bıçağı ile çizdi. Yara kısa bir süre sonra iyileşip ve derin olmadığı için iz birakmazdı ama canını yakmıştı muhtemelen.

"Sen beni hafife alıyorsun." diye soludu Lia Romonov'a.

"Ama sarı papatyam dedi Romonov senin o narin cildine zarar vermek istemiyorum.

Bu lafı duyunca Brodick ile birbirimize bakarak gülümsedik. Çünkü bu cevap Lia'yı çileden çıkartacaktı ki Romonov da bunu çok iyi biliyordu.

Lia bizi hiç şaşırtmadı ve saldırırken soluk aralarında bağırdı "O narin.... cildi, büke..... büke.... sana monte... EDERİM!"

Alexander beni ayağa kaldırırken gülüyor ve onları görmezden geliyorduk. O esnada Roza elinde bir şişe ile geldi ve bana fırlattı "Teyzem sana ale göndermiş." dedi gülümseyerek. Bende mutlulukla şişeyi açtım ve kana kana içtim aleden.

"Eeeee Roza, bu ekşimiş." dedim midem ağzıma gelirken. Ben midemi boşaltmak için uzaklaşırken

"Öyle mi?" diyerek kokladı Roza. "Hayır Nephi kokusunda bir fark yok." diye ekledi.

"Hmm... O zaman benim ağzımın tadı yok"dedim köşeye çömelirken.

"Ya da içinde yavru bir kraliyetçik var ve bu mideni alt üst ediyor." diye arkamdan söylendi.

Lex yanımda duruyor ben kusarken saçlarımı yüzümden çekiyor ve sırtımı sıvazlıyordu. Roza'nın son söylediğini duyunca hareketsiz kaldı her iki eli de.

"Ya da uzun zamandır dayak yediğim için bünyem şaştı." dedim gülerek ve Lia'nın uzattığı ıslak havluyu aldım.  Lex yanımda tutuk tutuk hareketlerle havluyu elimden aldı ve ensemi silmeye başladı. "Şoka falan girmedin di mi?" diye sordum zihnimden.

"Hayır! Böyle bir şey duyunca bunu aslında ne kadar çok istediğimi farkettim." dedi Lex aynı şekilde.

"Hmmm olabilir belki bu gece icabına bakiveririz." dedim tekrar.

Gülerek beni kaldırdı ve eğitimin bittiğini duyurdu. Bir kaç adım attıktan sonra midemden boğazıma çıkan yanma ile rahatsız oldum. Yutkundukça acı daha da artıyor, artık dayanılmaz oluyordu.

Alexander bunu hissetti. Yanımdan çok uzakta değildi ve Aurora diye bağırarak bana koşmaya başladı.

Ben adımı ondan duyduğum için şoka girmiş bir vaziyette ona dönerken acı daha da büyüdü ve çığlık atarak ikiye büküldüm. Etrafımdaki bağırış ve koşturmacanın farkındaydım ama neyin ne olduğundan çok emin değildim. Düşmeyi bekledim ama onun yerine havalanarak süzülmeye devam ettim.

Alexander

"Zitna." doktorun söylediği kelime ile nefesim kesildi. Su insanları için olan kokusuz ve renksiz zehir.

Uyandır Beni Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin