ALEXANDER
Toplantının ortalarında kurdum sinirlenmeye başladı. Ya da ben sinirlendim emin olamıyorum. Yaşlılar konseyi ve bakanlar yaklaşık 3 saattir eşleşme sorunum hakkında konuşuyor. Sorun benim gibi görünüyor ama sanırım benden başka herkesin söyleyecek bir lafı var. Benimse şu saçma toplantıyı bitirip nefes almak dışında istediğim hiçbir şey yok.
"Halk artık umutsuz. Krallarının hala eşleşmemiş olması onları endişelendiriyor. Ortada artık insanlığını kaybettiğine dair dedikodular dönmeye başladı bile." dedi yaşlı Dimitri.
Zaten sinirlenmiş olan kurdum son cümlede tamamen çıldırdı ve hırladım. Bu uyarıyı alan konsey üyelerim hemen sustu ve benimle göz kontağına girmekten çekinerek etraflarına bakmaya başladılar.
"Bu toplantının dedikodu yetiştirmek için olduğunu bilseydim izin vermezdim Dimitri. Eşleşme haricinde konuşmak istediğiniz bir konu var mı yoksa burda bitirebiliriz." kendimi yatıştırmaya çalıştığım sesimden anlaşılıyordu bu yüzden şanslarını daha fazla zorlamayacaklarını düşündüm.
"Evet benim konuşmak istediğim farklı bir konu var. Zaten bunun için aramıştım." telefondan gelen Luke'un sesiyle onun hatta olduğunu unutan konsey üyeleri anlık şaşkınlıklarını çabuk atlatarak dinlemeye koyuldular.
"Dinliyoruz Lord Luke."
"Su insanları ile yapılan görüşmeler sonuç verdi. Kral Leon davetimizi kabul ettiğini ve kraliyet balosuna katılacağını bildirdi. Ordaki adamlarımıza göre barış için masaya oturacaklar. Perilerin çoğu aynı fikirde ancak orman perileri için biraz daha uğraşmak gerekecek gibi görünüyor. Sözlerden daha fazlasını istediklerini duydum. Ancak sadece söylenti henüz netleştiremedim." Luke aralıksız bir şekilde konuşmasını tamamladı "Raporum bu kadar kralım."
Konseye döndüm ve sertçe "Toplantı bitmiştir." dedim. Her üye kalkıp selam verdi ve geri geri yürüyerek salondan ayrıldı.
"Orman perileri ile ilgili durum ne Luke?"
"Sanırım sözden daha fazla bağlayıcı şartları zorluyorlar fakat Lycaon yasasında bunun yeri olmadığını bildikleri için söze dökemiyorlar."
"Evlilik?"
"Evet kralım." eğer Luke yalnızken bana kralım diyorsa ortada beni sinirlendirecek bir problem vardır.
"Benimle?"
"......."
Kurdum kan istiyordu. Etrafımda tek gördüğüm renk kırmızıydı. Biliyordum ki göz renklerim de aynı şekilde.
"Ne zaman dönüyorsun?"
"Yarın akşam Alex. Eşim ailesiyle vakit geçirmeli. Hamilelik onu çok geriyor." Luke eşinden bahsederken sesindeki gurur kendimi yalnız hissettirdi ancak gururla birlikte endişe ve korku da anlaşılıyordu.
"Eşin mutlu olmayı hak ediyor Luke. Roza için her şey iyi olmalı. Rahat bir doğum yapmalı. Kraliyet hekimleri doğum esnasında burda olacak merak etme."
"Teşekkürler Alex ."
"Yarın akşam bu su insanları ve perilerle ilgili meseleyi tekrar konuşuruz eski dostum şimdi git biraz ailenle vakit geçir."
Bastırmaya çalıştığım sinirim gittikçe daha da artmaya başladı. Nefes alışım ağırlaştı ve hırlamaya başladım. Bahçeye çıkıp nefes almam gerekiyordu. Güneşe adım attığım an gözlerim ışıktan etkilendi ve karardı tekrar kendime geldiğimde ise bir yanlışlık vardı. Etrafıma baktım ağaçlara, gökyüzüne, gölete, saraya ancak tek görebildiğim siyah ve beyazın tonlarıydı. Renkleri kaybettim ve anladım. İnsanlığım kaybolmaya başladı.
Bölüm hakkındaki düşünceleriniz benim için kıymetli. Lütfen düşüncelerinizi buraya bırakın. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim 🤍
![](https://img.wattpad.com/cover/319701697-288-k968172.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyandır Beni
Kurt AdamYarı kurt yarı su insanı bir kadındı Aurora Nephrite Lupus. Kurt olan annesiyle göl evinde sakin huzurlu ama eksik bir hayatı vardı. Kuzeninin yaklaşan doğumu için saraya adım atana kadar.... Safkan Lycaon Kralı Alexander Sylvius Lycaon yaklaşık ol...