"Olmaz Jennie. Ben seni oraya götürmem."
Jennie "İşim uzun sürer dedin Jisoo. Ben sensiz burada bir dakika bile kalamam. Seni yanımdan ayırmam diyorsun beni götürmüyorsun."
Jisoo, yatakta oturmuş vaziyette duran Jennie'ye bakıyordu. Uçağın gelmesine 2 saat vardı fakat havaalanı yakındı. Jennie kucağında ki elleriyle oynuyordu üzüntüyle. Jisoo dayanamadı, Jennie'nin yanına oturdu.
Jisoo "Tamam, gel. Fakat yanımdan ayrılmayacaksın."
Jennie sevinerek başını kaldırdı ve Jisoo'ya sarılmaya başladı. Jisoo ellerini Jennie'nin beline koydu ve kendine daha fazla çekti. Jennie'nin fazla yarası yoktu ama gene de dikkat etmesi lazımdı. Jennie ondan ayrıldı. Dudaklarına kapandı. Birbirlerini yumuşak ama bir o kadarda sert öpüyorlardı. Ayrı kaldıkları bir kaç saat için. Ne kadar bir kaç saat olsa bile o saatler resmen onlar için cehennemdi. Jennie elini Jisoo'nun saçına attı. Jisoo'nun saçlarını çekmeye başladı. Uçaklarının gelmesine 1.30 saat kalmıştı ama onlar ön sevişme yapıyorlardı şimdiden. Amerika'da mükemmel otelde ön sevişmelerinden sonra gelecek olan sert sevişme vardı.
Jennie nefessiz kaldığında Jisoo çekildi. Jennie'nin nefessiz kaldığını hemen anlamıştı. Kendisi yataktan kalktı ve hemen hizmetli çağırdı.
"Buyrun Kraliçem."
Jisoo "Prenses Jennie'nin bavulunu hazırlayın. O da benle geliyor."
"Hemen hazırlıyoruz Efendim."
Hizmetli odadan çıktıktan sonra Jisoo çantasını eline aldı. İçinden bir kutu çıkardı. Küçük bir kutu. Jennie içinde ne olduğunu az da olsa anlamıştı. Kalbi yerinden çıkacaktı resmen. Jisoo tekrardan yanına oturdu. Kutuyu açtı. İçinde Zümrüt ile Elmas karışımı bir yüzük vardı. Parlıyordu yüzük. Jennie yüzüğe hayranlıkla bakarken, Jisoo sağ elini aldı ve yüzüğü taktı. Tam olmuştu Jennie'nin eline. Yüzük sahibini bulmuştu.
Jisoo "Bu ülkenin büyük büyük bir kralın kraliçesine hediye ettiği bir yüzük. 100 yıllık bir yüzük de olabilir. Altın Sandıkta saklıyorduk. Ama şimdi Kraliçe kraliçesine hediye etti bu yüzüğü."
Jennie güldü. Hâlâ eline bakıyordu. İncecik parmaklarına tam uymuştu bu mükemmel yüzük. Jennie tekrar güldü, Jisoo'ya döndü. Jisoo ona gülümserken o beklemeden Jisoo'nun dudaklarına yapıştı. Bütün ağrısını unutmuştu. Jisoo ona karşılık verirken o daha da sertleşmişti. Jisoo'nun dudağını ısırdı. Jisoo Jennie'nin dudaklarının üstüne inledi. Jennie'nin hoşuna gitmişti. Bu sefer Jisoo ısırdı Jennie'nin dudağını. Jennie biraz yavaşladı. Nefesi kesilmeye başlamıştı. Gene o ayrılmadan Jisoo ayrıldı. Anlıyordu Jennie'yi. Her hareketiyle.
Jisoo yataktan kalkıp dolaba yaklaştı. Oradan güzel bir elbise çıkardı. Yatağa yaklaştı. Jennie'yi kucağına alıp yataktan kaldırdı ve ayakta durmasını sağladı. Jennie'nin hâlâ ağrısı olduğu için ayakta duramadı ve ellerini Jisoo'nun omzuna koydu. Bu galiba bir karma idi. Sabah Jennie Jisoo'nun üstünü değiştiriyordu. Şimdi ise Jisoo onun üstünü değiştiriyor. Aşk işte, ikisini de birbirine muhtaç bırakan bir aşk.
Jennie Jisoo'ya tutunurken. Jisoo çoktan geceliğini çıkarmış elbiseyi giydiriyordu. Giydirirken tekrar o mükemmel vücuda aşık olmuştu. Zaten aşıktı ona, tekrar tekrar güçleniyordu aşkı her ona baktığında. Elbiseyi giydirdi. Jennie'yi oturttu tekrar yatağa. Dolaptan bir ceket çıkardı. Uçağa giderken üşümesin diye ona giydirdi. Jennie'nin alnından öptü. Ona gülümsedi.
Jisoo "Birazdan yanına geleceğim."
Jennie ona başını salladıktan sonra Jisoo odadan çıktı. Kapının tam önünde Lisa duvara yaşlanmış Jisoo'yu bekliyordu. Jisoo ona gülümsedi. Yanına geldi ve o da duvara yaslandı. İkisi de kapıya bakıyordu.
Lisa "Aşık olmuşsun ona."
Jisoo "Her zaman aşıktım zaten."
Lisa güldü.
Lisa "Bende ona aşığım işte. Hwasa bırakmadı onu. Bende misafir odasını verdim Hwasa'ya. O da benim odamda uyuyor. Benim geceliğimi giymiş bir şekilde."
Jisoo "2 senelik bir aşk. Bizim ki 2 ay olmasına rağmen sizden büyük bir aşk."
Lisa "Bizden büyük olması imkansız. Biz ayrı ülkelerde aşkımızı yaşıyorduk. Siz ise aynı sarayda yaşıyordunuz. Biz 2 sene katlandık buna. Gene de ayrılmadık."
Jisoo "Sen vermişsin ona kalbini çoktan. Başkası ile olsan bile kalbin onunla kalacak."
Lisa "Evet. Her zaman onda kalacak."
Jisoo "İkimizi de bu kadınlar iyileştirdi. Başka ne olsun ki? 7 senedir hayatımız bok gibi giderken şimdi güzelleşti."
Lisa "Bunların hepsi o iki kadının sayesinde."
Jisoo Lisa'ya döndü. Ona gülümsedi. Sonra tekrar içeri girdi. Jennie camdan gökyüzünü izliyordu. Dalgalı saçları, Jisoo'nun ona giydirdiği beyaz elbisesi ile mükemmeldi. Jisoo ona yaklaştı. Aldı onu kucağına. Beraber odadan çıktılar. Beraber koridorlardan geçtiler. Beraber saraydan çıktılar ve arabaya bindiler. Jisoo arabaya gidene kadar onu kucağından indirmedi. Jennie ne kadar ona bırakmasını söylese de Jisoo bırakmadı onu. Havaalanına geldiler. Uçaklarına bindiler. Momo ön koltuğa bindiğinde onlarda en arka koltuklara geçtiler.
Uçak çoktan kalkmıştı. Jennie gökyüzünü izlerken, Jisoo da kendi manzarasını izliyordu. Tam yanındaydı kendi manzarası. Kaç saattir uykusuz olmasına rağmen gene de inat edip uyumuyordu. Jennie'nin onun yanından alacaklarını düşünüyordu her gözünü kapattığında. Jennie yol boyu ona ne kadar uyuması gerektiğini söylese de o uyumadı. Hep manzarasını izledi.
6 Saat Sonra
Saat 12:20"Efendim, iniş yapıyoruz."
Pilotun konuşması ile herkes toparlandı. Bir kaç dakika sonra iniş yaptılar. İkisi de inerken bazı insanlar oraya toplanmış, Kore'nin Kraliçesinin ve Prensesinin inişini izliyorlardı. Tabii buraya gelirken Jisoo Taehyung'u aramış, olanları anlatmıştı. Taehyung ise onlar gelmeden bazı şeyleri hazırlamıştı. Taehyung onların Otelde kalmasına asla izin vermedi. Saraya davet etmesine gerek yoktu zaten onların odası hazırdı.
Arabaya ulaştılar, hemen bindiler. Jennie her zaman Amerika'yı merak etmişti. Her yeri izliyordu. Hayran kalmıştı resmen. Çok geçmeden Saraya ulaştılar. Saray altınla kaplıydı. Jennie arabadan inerken gözlerini saraydan çekemedi. Kendi sarayları buradan daha güzeldi evet ama burası da ferahtı.
Jisoo'nun sarayı, Mavi ile beyazın karışımıydı. Çok eski değildi saray. En az 20-30 senelik olması lazımdı.
İkisi de içeri girti. Taehyung ile yanında ki kişi onları selamladı. Jennie kimin Taehyung olduğunu kral tacından anlamıştı fakat yanında ki kişi kim olduğunu anlamamıştı.
Taehyung "Tanıştığıma memnun oldum Prenses Jennie."
Jennie ona gülümseyerek eğildi.
Taehyung "Tanıştırayım, Nişanlım Jungkook. Prens Jungkook."
Jungkook onlara selam verirken Jennie de ona selam verdi.
Taehyung "Amerika'ya hoşgeldiniz. Burada iyi günler geçirmeniz için her şey hazır."
Bu bölümü L.O.V.E şarkısını dinleyerek yaptım abi mukemmel oldu
Araya da Jennie'nin You & Me sarkisi giriyordu daha da güzelleşti
Bu bölüm fazla detaya girmişim aq
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Queen's Land / JenSoo
FanfictionO Dünya'nın En Büyük Kraliçesi, ben ise bir köylü. Beni neden sevdi? "Sen bende ne buldun Kim Jisoo?" "Ben sende sevgi buldum Jennie Kim. Hayatımda hiç görmediğim bir sevgi..." {gxg} Texting / Düzyazı #1 Jenlisa (25.11.22) 🥇 #1 Jensoo (21.12.22)...