-22-

293 29 13
                                    

Koyulmamış Sahne!

Momo "Efendim, iki dakika gelir misiniz?" Jisoo kaşlarını çatarak Momo'nun yanına geldi. Momo'nun onu çalışma odasında beklediğini düşünüyordu. Koridorda ne yapıyordu ki?

"Bir şey mi oldu Momo?" Momo sesini biraz alçattı.

"Moonbyul, Solar'ın sevgilisi Efendim. Şuan kendisi burada, Solar'ı da getirmiş. Odada sesimiz duyulur diye söylemedim. Ne yapmamızı emredersiniz?" Jisoo ilk başta şaşırmıştı. Moonbyul, eski en yakın arkadaşı, Solar'ın sevgilisi miydi?

"Moonbyul, Solar'ın sevgilisi mi?" Momo hızlıca cevap verdi.

"Efendim şimdi düşünmenin vakti değil. Bayan Byul anlamadan hemen düşünmemiz lazım." Jisoo biraz düşündükten sonra heyecanla Momo'ya döndü.

"Odada bir tane korumam olsun. Ben öldürün emrini verdikten sonra sen ona başını salla. Sonra o da dışarı çıkıp diğerlerine anlatsın. Ondan sonrada öldürün hepsini. Dediğin gibi, şuan öldürürsek anlar ve hemen kaçar. Sonrada intikam için geri döner. Benim odamda olması daha iyi." Momo hızlıca başını salladı.

"Şimdi sen odama geç ve beni bekliyormuş gibi yap. Ben hemen geleceğim."

-------

"Öldürün."

Jisoo emri verir vermez Momo kapıda ki adama kafasını salladı. Adam dışarı çıktıktan sonra Jisoo, Byul'a döndü.

Şimdiki Zaman

Byul kaşları çatık onları izlerken, silah sesleri gelmeye başladı. Byul korkarak arkasını döndüğünde içeriye adamlar girdi. Byul'u yakalayıp tuttukları zamanda silah sesleri kesildi. Jisoo gülerek Byul'a döndü.

"Sevgilini getirmekte hata etmişsin, Byul. Elimden kurtulamayacaksınız."

"Sen bittin Jisoo! Sen bittin! Beni bırakın!" Jisoo Momo'ya döndü.

"Hemen şimdi halkın önünde ikisininde kelleleri kesilecek. Herkese söyleyin."

"Ama Efendim Solar'ı zaten öldürdük." Jisoo Byul'a döndü. Yüzünde dehşet ve korku vardı.

"Solar'ı, öldürdünüz mü?" Jisoo kafa salladığında Byul'un gözünden bir yaş düştü.

"Neden? Neden! Ona nasıl kıydınız? Bana kıysaydınız ona dokunmasaydınız siz!" Jisoo'nun keyfi yerindeydi. Kaç zamandır bu anı bekliyordu o yüzden hiç üzülmemişti Byul'a.

"Sende öleceksin zaten. Hemde bugün." Jisoo Momo'ya döndü.

"Solar ölmüş olsa bile cesedini koyun. Gene de kafasını keseceğiz." Byul hala çırpınıyordu. Kurtulmaya çalışıyordu.

"Adamlarımla geldim ben! Arkam sağlam benim! Sen kim oluyorsun!" Jisoo bir kahkaha attıktan sonra Byul'a döndü.

"Hatırlatsan, benim ülkem var Byul. Ve şuan adamlarınında yaşadığını sanmıyorum. Adamsız kaldın." Byul artık ağlamaya başladığında Jisoo yüzünü buruşturup oradan ayrıldı. Koridorlarda yürürken hep bu aklından geçiyordu. Sonunda, dedi. Sonunda.

Jisoo odasına geldi ve kapıyı açtı. Yatakta uyuyan Jennie'yi gördü. Gülerek yanına gitti ve saçlarını okşamaya başladı.

"Jennie, uyan bebeğim. Hadi." Jennie ilk başta uyanmasada Jisoo onu bir şekilde uyandırdı ve Jennie Jisoo'ya döndü.

"Ne oldu? Silah sesleri duyduğumu sanmıştım."

"Silah sesleri gerçekti Jennie." Jennie ona kaşlarını çatmış bakarken Jisoo onu ayağa kaldırdı ve ceketini alıp Jennie'ye giydirdi.

Queen's Land / JenSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin