-8-

711 51 92
                                    

Jennie den

Sabah yanımda ki boşluğu görüp huzursuz bir şekilde uyandım. Yatakta doğruldum ve yanıma baktığımda Jisoo yoktu. Resmen beni yalnız bırakmıştı.
Ardından tuvaletin kapısı açıldığında irkildim ve yorganı üstüme çektim. Bir anda altıma baktım ve çıplak olduğumu farkettim. Dün akşam o kadar güzel geçmişti ki fazla bir şey hatırlamıyordum.

Banyodan çıkan kişi Jisoo'ydu. Onun olduğunu görünce oh çektim ve onu izlemeye başladım. O ise üstünde bornozla yanıma geldi ve yatağa oturdu.

Jisoo "Uyandırdım mı seni?" Gülümsedim.

Jennie "Hayır, kendim kalktım. Seni yanımda göremeyince korktum yani."

Jisoo "Neden korktun ki?" Beni süzmeye başlayınca yutkundum.

Jennie "Beni bıraktın diye düşündüm." Jisoo gülümsedi ve bornozunu çıkarıp yatağa yattı. Onun mükemmel bedenine tekrar aşık olduğum da o bana daha da yaklaştı.

Jisoo "Seni asla bırakmam Jennie. Hiç böyle bir şey düşünme. Kavga ederiz, tartışırız, küseriz ama seni asla bırakmam. Sen benim güneşimsin. Hiç ışığı sönmeyen bir güneş.~"

Cümlesini bitirdikten sonra onu öpmeye başladım. O ise beni yatağın içine çekip beni altına aldı. Gülümsedim.

Jennie "Sabah sabah yapmayı düşünmüyorsun herhalde?" Jisoo yatakta doğruldu ve beni kucağına aldı. Hiç itiraz etmeden yapıyordum bunları çünkü o, o... O benim sevgilimdi. Evet sevgilimdi çünkü ondan hoşlanıyorum. Hiç anlamadığım bir aşkla bakıyorum ona. O ise bana daha fazlasını veriyordu. O her şeyiyle mükemmeldi.

Jisoo "Yapmayı düşünmüyorum çünkü toplantım var. Akşam düşünürüz bunu."

Onun kucağından kalktım ve çıplak bir şekilde üstüme gecelik giydim. Jisoo da benim hareketlerimi izliyordu ve ben giyinince o da giyinmeye başladı. Toplantı elbisesini giydikten sonra bana döndü. Bana 'Olmuş mu?' gibi bakış attı ve bende ona kafa salladım.

Jisoo "Sen olmuş dediysen olmuştur o zaman." Kapıya döndü ve görevlileri çağırdı.

"Buyrun Efendim?"

Jisoo "Buraları hemen toplayın ve bize yer kahvaltısı hazırlayın."

Jisoo cümlesini bitirdikten sonra görevliler odayı toplamaya ve kahvaltıyı hazırlamaya başladılar. Bende onun masasına oturup kitap okuyordum. O da terasa çıkmıştı. Benim canım sıkılmaya başladığında terasa çıktım ve ona arkadan sarıldım. Oda ellerimi tuttu.

Jisoo "Canın mı sıkıldı?" Arkadan bana döndü ve ben ellerimi onun boynuna dolayıp başımı salladım.

Jisoo "Bugün dışarı çıkarsın o zaman. Senin için at hazırlattım." Ona parlayan gözlerle bakmaya başladım.

Jennie "Gerçekten mi?" Ona sıkıca sarıldım. Jisoo da kafasını boynuma gömdü ve beni koklamaya başladı. Onun bu halleriyle başım dönmüştü ve tam dengemi kaybedecekken o belimi tutarak benim dengede durmamı sağladı. Benden ayrıldı ve bana bakmaya başladı.

Jisoo "İyi misin?" Ondan ayrıldığım için biraz üzülsem de kendime geldim ve başımı salladım.

Jennie "İyiyim. Sadece içeri geçelim mi? Belki kahvaltı hazır olmuştur."

Başını salladı ve benim belimi tutarak içeri götürdü. Bir görevli yanımıza geldi.

"Kahvaltı hazır efendim."

Jisoo başını salladı ve görevlilerin dışarı çıkması için eliyle hareket yaptı. Onlar çıktıktan sonra beni yere oturttu, kendisi de yanıma oturdu. Kahvaltı mükemmel olmuştu ve ben kendim kahvaltı yapmıyordum. Resmen Kim Jisoo beni eli ile besliyordu. Biraz sonra bir görevli kapıyı çaldı ve içeri girdi.

Queen's Land / JenSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin