2 Gün Sonra
Kraliçe Jisoo ülke dışına çıkacağı için sarayda heyecan vardı. Jisoo uzun zaman sonra ülke dışına çıkacağı için herkes Jisoo için hazırlık yapıyordu. Herkes Jisoo'nun şehir dışına çıkacağı için mutluydu fakat birisi hariç. Jennie.
Jisoo "Bebeğim en yakın zamanda geleceğim seni bırakır mıyım hiç? Bana güvenmiyor musun?"
Jennie, Jisoo'ya üzgün bakışlar atmaya başladı. Jisoo ise Jennie'nin belinden tuttu ve kendine çekti. Jennie biraz affallansa da sonradan ellerini Jisoo'nun beline koydu.
Jennie "Sana güveniyorum ama diğer insanlara güvenmiyorum. Eğer orada sana bir şey olursa ne yaparım ben?"
Jisoo biraz gülümsedikten sonra dudaklarını Jennie'nin dudaklarıyla buluşturdu. Birbirlerini hiç acıtmayacak şekilde öpüyorlardı. Jisoo biraz hızlansa da Jennie hâlâ yavaş bir şekilde öpüyordu. Jennie'nin gözünden yaş gelince, Jisoo geri çekildi.
Jisoo "Jennie, ağlıyor musun?"
Jennie'nin gözyaşları çoğalmaya başlayınca Jisoo ona şaşkınca bakmaya başladı. Aynı ilk gecede ki gibi. O gün korkudan ağlamıştı şimdi ise ayrılık yüzünden ağlıyordu. Jisoo Jennie'yi kendine çekip ona sarılmaya başladı. Jennie kafasını Jisoo'nun boynuna gömdü ve bütün gözyaşlarını onun saçlarına bıraktı. Jisoo, Jennie'nin bu hareketleri yüzünden vücudu baştan aşağı titredi. Jennie'nin üzgün olması onu da çok üzüyordu. Onun gözünden bir damla yaş süzülünce kendini toparladı ve Jennie'den ayrıldı. Ellerini Jennie'nin yanaklarının üstüne koydu.
Jisoo "En yakın zamanda geleceğim. Seni asla bırakmam Jennie. Herkesi bırakırım ama seni bırakmam."
Jennie hâlâ Jisoo'nun onu bırakacağını düşünüyordu. Ama Jisoo asla bunu yapmazdı. Jennie'nin aklına bir şey geldi. Uzun zamandır aklındaydı zaten. Neden Jisoo ona böyle davranıyordu? Neden ona bu kadar yakındı?
O dünyanın en büyük kraliçesiydi, Jennie ise bir köylü. Onu neden sevdi?
Jennie "Sen bende ne buldun Kim Jisoo?"
Jisoo Jennie'nin sorusu ile biraz şaşırsa da sonradan içinden geleni söyledi.
Jisoo "Ben sende sevgi buldum Jennie Kim. Hayatım boyunca hiç görmediğim bir sevgi..."
Birbirlerine hüzün ile bakmaya başladılar. Sanki yıllardır birbirlerini tanıyorlarmış gibi hissediyorlardı. Aynı acı, aynı kader, aynı hayatlar. İkisinin de yaşadığı şeyler farklı fakat kabusları aynıydı. Onlar birbirine bağlıydı.
-----------
Lisa "Her şey hazır mı?"
Görevliler bavulları arabaya koyduktan sonra Lisa'ya döndü.
"Evet hanezadarım her şey hazır."
Lisa orada işini bitirdikten sonra saraya girip Jisoo'nun odasına doğru yol aldı. Jisoo bu akşam çıkacağı için hazırlanması gerekti.
Lisa, odanın önüne geldi ve kapıyı açtı. İçeride yatakta oturmuş Jisoo'yu izleyen Jennie ile ayakta Jisoo'yu hazırlayan görevlilerle karşılaştı. Kapıyı kapattıktan sonra içeri girdi. Jisoo'nun hazırlığı bitince görevliler dışarı çıktı ve Jisoo biraz aynada kendine baktıktan sonra arkasına döndü. Lisa'yı görünce biraz şaşırdı.
Jisoo "Sen mi geldin?"
Lisa "Yeni mi farkediyorsun?"
Jisoo şaşkınlıkla Lisa'ya bakmaya başlayınca Lisa umursamaz bir şekilde koltuğa oturdu. Jennie de bir şeyler olacağını sezmiş gibi Lisa'ya bakıp kaşlarını çattı. Ortam gergindi. Hem de çok.
Jisoo "Niye bu kadar atarlandın? Bir sorun mu var?"
Lisa gözlerini Jisoo'dan ayırıp terası izlemeye başladı.
Lisa "Sorun var. Eğer sen gidersen buraya kim sahip çıkacak?"
Jisoo, Lisa'nın sorusuna güldü.
Jisoo "Her zaman ki gibi sen sahip çıkacaksın Lisa başka kim sahip çıkacak?"
Lisa, Jisoo'nun cümlesi ile ayağa kalktı ve Jisoo'nun önüne geldi. Jennie biraz irkilse de belli etmemeye çalıştı.
Lisa "Ben 2 hafta yokum Jisoo, Almanya'ya gidiyorum işlerim var. Biliyorsun Almanya'da ki işlerimizi erteledik ve Nayeon dün gelmişti fakat benim bir işim çıktı. O yüzden ben burada olmayacağım."
Jisoo, Lisa'yı dinledikten sonra ellerini bağladı.
Jisoo "O zaman Namjoon ile Nayeon sahip çıksın. Ben işlerimi hemen bitirip geleceğim zaten. Fazla uzun sürmez."
Lisa, Jisoo'nun cümlesi ile biraz irkilmişti. Namjoon'da burada yoktu çünkü o Lisa ile Almanya'ya gelip Chaeyoung'la görüşecekti. O yüzden Lisa'nın Namjoon'a haber vermesi lazımdı.
Lisa "Peki o zaman. Ben gidiyorum. İşin çıkarsa ararsın."
Lisa odadan çıktıktan sonra cebinden telefonunu çıkarıp Namjoon'u aradı.
Lisa "Namjoon napıyorsun?"
Namjoon "Eşyalarım hazırlanıyordu ona bakıyordum noldu ki?"
Lisa odasına geldi ve içeri girdi.
Lisa "Bütün işini bırak ve Jisoo'nun yanına git, ona ülke dışına çıkacağını söyle. O hâlâ senin burada kalacağını zannediyor."
Namjoon "Tamam hallederim."
Lisa telefonu kapattıktan sonra içeriye görevliler girdi.
"Bavullarınız hazır hanezadarım gidebiliriz."
------------
Akşam Saat 18:30
Jisoo "Benim için ağlama tamam mı? Ben hemen döneceğim."
Jisoo, Jennie ile ellerini ayırmadan önce son sözleriydi. Jennie istemese de Jisoo'nun odadan çıkışını izledi ve sonra terasa çıktı. Jennie hâlâ Jisoo'nun odasındaydı ve Jisoo bu gecelik Jennie'yi izin vermişti. Jennie biraz gökyüzünü izledikten sonra Jisoo'nun saraydan çıktığını ve arabaya bindiğini gördü. Bir kaç gün ona bir kaç yıl gibi gelecekti ama dayanması lazımdı. Jisoo bütün halkı için ülke dışına çıkmıştı.
Jennie biraz daha hava aldıktan sonra içeriye girdi. Ardından Jisoo'nun yatağına uzandı ve tavana bakmaya başladı. Uykusu geldiği için esnedi ve sağ tarafına döndü. Yatak çok rahat olduğu için hemen uyuyabilirdi. Ama o uyumadı. Hep Jisoo'yu düşündü. Hep onu aklına getirdi. Gözleri dolmaya başlayınca hemen sildi gözyaşlarını. Ağlamaması lazımdı. Sonuçta Jisoo hemen gelecekti. Onu yalnız bırakmayacaktı.
Sınavlar bana girmeden önce atayım dedim zaten 1 haftadır yazamıyorum
Jisoo'yu öldürüp final yapmayı düşünüyordum şaka yaptım düşünmüyorum FKFKFKFKKFKD
Ölümlü bitirmeyecem zaten sevmem öyle şeyleri
Bu bölüm biraz kısa oldu olsun yarım saatte aralıksız yazdım bu bir rekor resmen EKKDDKFKFKKFKFK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Queen's Land / JenSoo
FanfictionO Dünya'nın En Büyük Kraliçesi, ben ise bir köylü. Beni neden sevdi? "Sen bende ne buldun Kim Jisoo?" "Ben sende sevgi buldum Jennie Kim. Hayatımda hiç görmediğim bir sevgi..." {gxg} Texting / Düzyazı #1 Jenlisa (25.11.22) 🥇 #1 Jensoo (21.12.22)...