-25-

239 29 3
                                    

Silahlar hiç durmuyor, camlar patlamaya devam ediyordu. Herkes korkuyla sarayda dört dönerken, Jisoo ise sevgilisini arıyordu.

"Jennie nerede? Onu nasıl yalnız bırakırsınız!" Jisoo arkadan korumalara bağırırken bir yandanda bütün odaları arıyordu. Tam bir odaya daha girecekken bomboş ve karanlık koridordan bir ses duydu.

"Jisoo! Lütfen yardım edin!"

"Jennie?" Jisoo hemen kapının yanından ayrılıp boş koridora doğru koşmaya başladığında önünü göremeden birisine oldukça sert çarpmıştı. Acıyla inleyerek yere düştüğü sırada bu kişinin Jennie olduğunu fark etti. Acısını es geçip ayağa kalkıp Jennie'nin yanına geldi ve elleriyle onu kontrol etmeye başladı.

"Jennie? İyi misin bebeğim? Bir şey oldu mu?" Jennie acıyla kolunu tutarken Jisoo kolunu çarptığını anladı ve hemen kolunu kıvırıp bakmaya başladı.

"Neresi acıyor? Bana söyler misin?" Jennie yutkunarak cevap vermeye çalıştı.

"Şurası... Dur, yapma!" Jisoo ağrıyan yere bastırdığını fark eder etmez elini çekti. Jennie ile biraz ilgilendikten sonra elini Jennie'nin beline attı ve ayağa kaldırıp onu kucağına aldı.

"Ne yapıyorsun? Belin ağrıyacak." Jisoo kucağında ki hafif kızın yüzüne uzunca bakıp duruşunu dikleştirdi.

"Ağır değilsin. Yaşlı değilim."

"Yaşlı olduğunu söylemedim?"

"Sanki her gün belim ağrıyormuş gibi konuştun. Bu yeterli bir cevap."

"Bebeğim, biraz ağır olduğumu ve bunun yüzünden bir yerlerinin ağrıyacağını kast ettim. Yanlış anladın."

"Tamam, bu cevapta cümleme uyuyor. Ağır değilsin, yaşlı değilim."

"Tanrım..."

Jisoo merdivenleri aşıp odaya doğru giderken tekrardan silah sesleri gelmeye başladı. Odaya girer girmez Jennie'yi koltuğa oturtup onun başını eğdi.

"Buradan çıkmak yok. Eğer bir şey olursa, beni arıyorsun. Bu karanlığın ortasında seni böyle bırakmak istemezdim. Fakat beni sevindirmek istersen kaybolma lütfen." Jennie gülümseyerek sevgilisine baktı.

"Gece yarısı nedir bu sesler?" Jisoo iç çekip camdan bakmaya başladı.

"Jimin, geri döndü."

************

"Vay vay. Buraya kimler gelmiş?"

Jisoo merdivenlerden hızlıca inip Jimin'e doğru yürümeye başladığında Taehyung onu hızlıca tuttu.

"Sakin ol, Jungkook ile Jennie bizi izliyor. Onlar üzülmesin." Jisoo sinirle geri çekilip Taehyung ile aynı anda yürümeye başladı. Jimin onları keyifle izlerken arkadan Yoongi'nin geldiğini görünce yüzü düştü. Keyifsizce Yoongi'ye bakmaya başladı.

"Sikik!" Yoongi öfkeyle koşarak Jimin'e doğru gittiğinde Jisoo onun bileğini sıkıca tuttu.

"İşi zorlaştırma, saraya dön." Yoongi sinirle elini çekti.

"Onu ben öldüreceğim. Bana yaptıklarından sonra, birde siz mi ilgileneceksiniz?" Jisoo gözlerini devirirken araya Taehyung girdi.

"Bak Yoongi. Bu gerizekalı senden çok bizimle uğraştı. Tam 5 senedir çilesini çekiyoruz ve kaç kez dirilip durdu. O yüzden, onu yakacağım."

Jimin delirmişcesine kahkaha atmaya başladığında Jisoo kaşlarını çatıp elini belindeki silaha attı. Arkalarında ve yanlarında o kadar çok koruma vardı ki, önlerinden çok korumalardaydı ilgileri. Her hareketlerinde korumalarda hareket ediyordu.

Queen's Land / JenSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin