9: acıya alışmak

202 24 57
                                    

The Weeknd-Die For You
Zayn, Sia-Dusk Till Dawn

Min Yoongi'den

Hastaneden gizlice çıkmış ve eve gelmiştim. Durumumun kötü olduğu düşünülmeli ve öfkeme hak vermeliydiler çünkü. Araba bahçeden içeri girdiğinde ve durduğunda Namjoon hızlıca kapımı açmıştı.

Canımı yakmamak adına yavaş bir hareketle arabadan indiğimde üzerimde yeni takımım vardı. Yani yaralı oluşuma kimse endişelenmeyecek kadar güçlü duruyordum. Takım giymeyi de bu yüzden seviyordum zaten. İster istemez sırtım dikleşiyor ve başım havada oluyordu. Her ne durumda olursam olayım o takımın verdiği güçle insanları kandırabiliyordum.

Her şey iyi hoştu ama birini hesap etmemiştim. Daha doğrusu hesap etmemeyi seçmiştim. Onun tepkisini kenara atarak bu işi yapmak daha sağlıklıydı çünkü. Ama elbetti ki bu eve geleceğim gerçeği vardı. Yani şu andan bahsediyorum.

Muhtemelen az sonra beni mahvedecek Jisoo'ya rağmen yüzüm yine oldukça sertti. Evin kapısından içeri girdiğimde ve adamlarımdan böylece uzaklaşmış olduğumda derin bir nefes çekmiştim içime.

Zaten kapının kapanması ile içeridende sesler geldiğinde bende oraya doğru adımlamıştım. Oturma odasının girişinde ayaklanmış Jisoo ve arkasında ki Seokjin ile karşılaşmıştım. Jisoo'nun dolu gözleri bana baktığında bir yaş düşmüştü yanağından aşağı. Canımı yakan bu şey sonrası sinirle mırıldandı. "Bencil herifin tekisin." Öyle bir fısıldamıştı ki cümlesini nefret eder gibiydi.

Arkasında dikilen Seokjin'e bakıp dışarı çıkması için bir baş hareketi yaptığımda, başını eğerek emrimi almış ve yanımdan geçip dış kapıdan çıkmıştı.

Onun çıkması ile bir derin nefes daha almış ve Jisoo'ya dönüp konuşmuştum. "Bencil değilim, bunu senin için yapıyorum Jisoo." Başını iki yana salladığında acı çeker gibiydi. "Hayır Yoongi. Bencilsin. Benim için bir şeyler yaptığını söylüyorsun ama benim aslında ne istediğimi sormuyorsun bile."

"Jisoo-"

"Beni yine susturmaya çalışma. Haberlerden başına bir şey geldiğini öğrenmek ne kadar acı verici biliyor musun? Olayda bir ölü olduğunu duyduğumda ne hissettiğimi biliyor musun? Söylesene!" Sertçe bağırdığında hızlıca cevap vermiştim ona. "Biliyorum." Soğuk kanlı ve sert cevabım ile susmuştu. Kaşları çatıldı ama bu sinirden değildi, canı yanmıştı. "Biliyorum Jisoo. Bir kere kollarımda öldün çünkü sen. Emin ol biliyorum nasıl hissettirdiğini. Ve bunları yapıyorum çünkü bir kere daha ölmene izin veremem. Sen anlıyor musun peki beni?" Sessiz kalmıştı sorum ile. Yaşlar akan gözlerini kaçırdı benden. Elleri titriyordu hafifçe ve hala alçılı ayağı üzerinde durmaya devam ediyordu.

Yanına adımlayıp kollarından tuttum ve bana bakmasını sağladım. "Seni endişelendirdiğimi biliyorum, bunun için özür dilerim ama eğer önceden anlatsaydım izin vermezdin. Böyle olmak zorundaydı. Her şey kontrolüm altında Jisoo. Kimse benim arabamı bu kadar kolay tarayamaz. Sadece bana güven, haberlere değil." Dediklerim ile başını sallamıştı usulca. Tebessüm edip alnına yumuşak bir öpücük bırakıp geri çekildiğimde yeni bir soru sormuştu.

"Nerenden vurdun kendini?" Sorusunu sorar sormaz kendi kendine sinirlenmesi bir olmuştu. "Aish! Cidden kendini vurduğuna inanamıyorum Yoongi. Manyak mısın ya sen?!" Birden sesi yükseldiğinde bu haline gülmeden edememiştim. Kısık gülüşüm ile kaşlarını kaldırmıştı. "Ne gülüyorsun?!" Bana yeniden kızdığında başımı iki yana sallamıştım hafifçe.

black swans, twoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin