lotus çiçeği

118 15 119
                                    

Özlediniz mi? Ben özledim hemen. Bu kitaptan asla kopamıyor oluşum şaka gibi ama hiç komik değil!

Baba Yoongi görmek isteyen bir kaç kişi vardı ama görememişlerdi. Bu bölüm onlar için olsun diye düşünerek yazmak istedim. Açıkçası pek üzerinde düşünmedim yani saçma ve boş bir bölüm olacak ama neticede amacımız babayoon.

Zaten özel bölümde de kaos yapmim bir zahmet LDPWÖDOWÖXPÖELD AMA EVET BİLİYORUM BENDEN BEKLENİCEK BİŞE. Peki güldük eğlendik gidiyorum. İyi okumalar💐

(Asteri_353 doğum günün kutlu olsun kız kardeşim : ). Bs'yi iki yıl önce ilk yayınlayışım da senin doğum günü hediyendi ve bu özel bölüm de senin için olsun. Hayallerine doğru güzel adımlar attığın ve umudunu asla kaybetmediğin bir yaş olur umarım senin için. Her şey yoluna girecek. Ablanla birlikte çok istediğiniz o kurtuluşu gerçekleştireceksiniz ve biz de orada olacağız. Umarım bu yaşında sarılabiliriz🖤)

Jeon Jisoo'dan

"Bunu kesinlikle babana anlatmıyorsun YunHee duydun mu?" Elinden tutup birlikte yürüdüğüm 6 yaşında ki kızıma hitaben kurmuştum cümleyi. Ve sesimde net bir uyarı vardı. Sevgili kızım ise derin bir nefes verip cevaplamıştı. "Tamam." Kelimeyi uzatarak cevap verdiğinde bende sıkıntıyla önüme döndüm.

Hiç güvenmiyordum çünkü kendisine. Babasına ötme ihtimali oldukça yüksekti. Sınıfından bir çocuk kendisine ırkçılık yaptığı için elinde ki lego ile çocuğa vurmuş ve burnunu kanatmıştı. Çocuğun ailesi ile yaptığım konuşmayla konuyu kapatmış olsamda, Yoongi benim gibi sakin olmazdı.

Muhtemelen o çocuğun babası ile daha net bir konuşma yapardı ve buna hiç gerek yoktu. Kore'de yaptıklarına alışmıştım ama bu şehirde aynı rahatlığı göstermesine izin vermiyordum. Seul'deyken mafya olabilirdi ama NewYork sınırlarına girdiğinde kendisi yalnızca bir piyanist ve iş adamıydı.

"Baban üzerinde ki kan lekesini sorunca ne diyecektin?" Üzerinde ki kan lekesi... Bu kız tam babasının kızıydı maalesef. "Oyun oynarken arkadaşım düştü ve burnunu kanattı. Yanında olduğum için üzerime bulaştı." Tembihlediğim cümleyi tekrar edince başımı sallamış ve mırıldanmıştım. "Aferin."

Anaokulunun kapısından çıktığımızda hemen girişte bekleyen arabalar ile derin bir nefes vermiştim. Yoongi bir haftadır Kore'deydi ve bugün dönmüştü. Kapısını açan Seokjin ile arabadan inmişti. Onu gören Yunhee anından ellerimi bırakıp oraya doğru koşmaya başladığında bağırmayı da ihmal etmemişi. "Baba!" Yanına vardığı an Yoongi eğilerek onu kucağına almış ve yüzünde ki tebessüm ile yanağına bir öpücük bırakmayı da es geçmemişti. Bu halleri beni de gülümsetirken yanlarına varmıştım.

Kaşlarımı kaldırıp kızıyla hasret gideren Yoongi'ye baktım. "Beni özlemedin herhalde." Bakışları bana döndü. "Seninle hasretimi gece gidereceğim karıcığım." Söylediği ile gözüm etrafta birileri var mı diye yoklamıştı ve bu esnada koluna bir tane vurmayı da ihmal etmemiştim. "İnsan içinde..." Dişlerimin arasından homurdandığımda omuz silkmişti.

Yoongi yeniden YunHee'ye döndüğünde bileğine bulaşan kan direkt gözüne takılmıştı. Zaten fark etmese şaşardım. "Bu kan ne?" Yüzünde ki gülüş solarken sertçe sormuştu soruyu. Bakışları beni bulduğunda tebessümümü korumuş ve cevap vermiştim. "Arkadaşının burnu kanamış, o da yanındaymış. Bir sorun yok yani?" Kaşlarını çatıp emin misin der gibi baktığında başımı eğerek bir kez daha onaylamıştım dediğimi.

black swans, twoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin