22: normal bir davet

121 25 43
                                    

(Önce ki bölümün oy-yorum sayısı yerlerde resmen.Atlayanlar varsa dikkat etsin lütfen😬)

Jaymes Young-Infinity
Demir Demirkan-Zaferlerim

Min Yoongi'den

Bu akşam bir davet vardı, gerçek bir davet. Sosyeteden insanların katılacağı, gerçek yardımların toplanacağı türden. Sanatçılar ve ünlüler ile dolu. Lalisa ve bende davetliydik. Ben katılacaktım ama Lisa'dan haberim yoktu. Onu iki gündür görmüyordum. Uyandığım ilk sabah bizdeydi ve akşama doğru gitmiş bir daha da gelmemişti.

Dolaptan bu gece için aldığım bej gömlek ve sütlü kahve rengi olan kumaş ceketim ile panolonumu çıkartıp giydim. Saçlarımı geriye tarayarak, elime de Jimin'den özel olarak istediğim deri eldiveni geçirdim. Jackson şerefsizi nefes aldığı müddetçe ekstra dikkatli olmam gerekiyordu. Kenara koyduğum Jungkook'un bastonunu da aldıktan sonra odadan çıkmış ve merdivenlerden inerken Jisoo'ya seslenmiştim. "Kızıl neredesin? Ben çıkıyorum."

"Buradayım hayatım!" Neşeli bağırışı ile koşturarak karşımda belirmişti bir anda. Kaşlarım kalktığında hızlıca süzdüm onu. Strablez, siyah ve mini bir elbise giymişti. Ayaklarında bağcıklı bir topuklu vardı ve saçlarını toplayıp önden iki tutamını serbest bırakmışı. Bir anda kendi etrafında döndüğünde sırtında ki derin dekolte ile de karşı karşıya gelmiştim. Dönmeyi kestiğinde yakut yüzüğünün olduğu eli ile yüzüne düşen kızıl tutamını düzeltti ve gülümseyerek sordu.

"Nasıl olmuşum?"

Dürüstçe yanıtladım elbette onu. "Çok güzel ama nereye gidiyorsun?" Kaşlarını çattı ama benimle dalga geçer gibiydi. Homurdandı ardından. "Seni o kadar zengin ve güzel kadının arasına bastonunla tek başına göndereceğimi sanmadın herhalde Min Yoongi? Farkında mısın bilmiyorum ama her kadının hayalinde ki adamsın resmen... Yakışıklı yüzün, harika fiziğin ve ah elbette o kemikli el- Tanrım o eldivende neyin nesi?" Beni ikna etmek için yaptığı bol övgülü konuşmasını eldivenimi görüp şaşkınca sonlandırmıştı. Ama zaten kabul edecektim. Tehlikesi olmayan basit bir davetti yalnızca ve gelmek isteyipte bu kadar hazırlandıysa hayır diyecek halim yoktu.

Ona doğru adımlayıp deri eldivenimi açık sırtına koydum ve onu kendime çektim. "Eldiveni boşver ve devam et beni övmeye." Kıkırdadı ve bu güzel gözlerinin kaybolmasına neden olduğunde yüzümde bir tebessüm oluştu. Ardından elleri saçlarımı buldu ve devam etti. "İpek gibi saçların. Ve bu şekilde kullandığında sana kattığı bu seksillik..." Gözlerimi buldu parmakları, kirpiklerimi sevdi ve devam etti. "Biri tek diğeri çift kapaklı olan keskin gözlerin. İnsana baktığında bir ürperti geçiyor içinden. Ama hoş bir ürperti. Sonra gülüyorsun ve kayboluyorlar ortadan. Bu sahneye çok fazla tanık olmadım ama tablosunu çiz deseler ezbere çizerim."

Dudaklarımda durdu parmakları. "Öpülesi dudakların... Tanrım onlar beni çıldırtıyor ve başka kadınları da çıldırttığını düşünmek kafayı yememe sebep olabilir... Gülüşün... Yoongi öyle güzel gülüyorsun ki her şeyi unutturursun insana. Kediye benziyorsun bir de. Bu en sevimli yanın zaten." Son söylediği şey onu gülümsetirken dudaklarımızı birleştirmişim. Gözlerimi yumup yavaşça öptüm onu. Acale etmeden, tadını çıkartarak. geri çekildiğimde kaşlarını çattı ve homurdandı.

"Rujumu bozdun." Bu beni güldürdü ve bu sırada parmakları dudaklarımda ki ruju temizledi. "Ee geliyor muyum?" Başımı eğerek onayladım onu ve bu sayede yeniden gülümsedi. Geri çekilip koltuğun üstünden çantasını alıp yanıma varmıştı. Evden birlikte çıktık ve onu hazırda bekleyen arabaya bindirdikten sonra kapıyı kapatıp Jimin'e döndüm. "Bir araba daha ayarla Jisoo'da var. Bir de güzel bir takıcıya gidelim." Başıyla onaylamış ve ben arabaya binerken otoparka dönüp tek parmağını göstermişti. Hemen ardındanda arabanın etrafından dolaşıp şoför koltuğuna geçtikten sonra aracı çalıştırdı.

black swans, twoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin